Hızla bayram günlerine ilerlediğimiz şu günlerde hala heyecan yaşanan evler vardır değil mi? Soruyorum, çünkü benim çevremde herkes tatil peşinde koştuğu için kimsenin aile ziyaretlerine girişecek zamanı yok. Anca telefonla mesajlaşılacak sanırım yine. Zaten, akrabalar arası iletişimi kurduğun, saygı duyduğun sevdiğin bölümüyle ilişkiyi hiç kesmedin mi bayramların bir özel tarafı kalmıyor ki. Adet denen şey bu yüzden çıkarılmamış mı zaten. Ama günümüzde bu adet bölümünün artık zorlamaya girdiğini görmek de var tabii. Bazıları için çok mutlu bir bekleyiş olan bayram ziyaretleri özellikle gençler için büyük külfet. Hatırlıyorum da çocukluğumun en başlarında yeni kıyafetler almak, harçlık kazanmak gibi durumlarla kandırılıp bayram ziyaretlerine çanta gibi taşınırdım. Ama bir süre sonra fark ettim ki, benim için aşırı sıkıcı olan bu ziyaretleri hep başkaları mutlu olsun diye yapıyoruz. İşte bu yüzden bu alternatif kafadaki bayram yazısını bayram ziyaretlerine zorla götürülen çocuklara adıyarak yazıyorum. Çocuklarınız sizinle beraber bayram ziyaretleri seferine çıkmak istemiyorsa onları zorlamayın. Suratsız bir şekilde yanınızda dolaşacaklarına evde oturup televizyon izleyip kendileri için bir şey yapsınlar. Zate ağırlaşan okul şartları yüzünden hepsi birer ağır işçi konumunda çalışıyor, bayramda tek ihtiyaçları yan gelip yatmaksa bırakın bunu yapsınlar. Zorla götürülen bayram ziyaretlerinden benim gibi bayram dedin mi bir geri duran nesiller yetişebiliyor, benden söylemesi. Ama tabii ki şimdiden iyi bayramlar, uzaktan uzaktan...
Twitter'ın azizliği
HTV'de Esin Övet'in yeni programı Doğruları Konuşalım'ı izlerken, konuğun Leyla Alaton olduğunu görünce şakayla karışık bir tweet atmak istedim. Leyla Hanım'ın sorulara verdiği cevaplar o kadar başarılıydı ki, kendimi dinlemekten alıkoyamadım. Türkiye'nin en iyi iş kadını olarak bize para yönetmek adına tüyolar verip veremeyeceğini, ne kadar kazanırsak kazanalım bir türlü para biriktiremediğimize dair bir soru sormak istemiştim aslında ama Twitter'ın 140 karakteri bu sefer yanlış anlaşılmama sebep oldu, canlı yayında biraz kargaşaya neden oldum. Allah'tan Esin artık o kadar profesyonelleşmiş ki ekranda, konuyu hemen bağlayıp değiştiriverdi. Pazar-pazartesi akşamları saat 22.00'de Htv'deyiz, ben anladım...
Ben Affleck'ten Argo
Geçen aylarda bütün gazetelerde Ben Affleck'in İstanbul macerası haberleri vardı. Yeni filmi Argo'nun bazı sahnelerini çekmek için İstanbul'a gelip devlet büyüğü gibi ağırlanan Affleck'in konusu geçen filmi gösterime girdi. Filmini tanıtmak için Jimmy Fallon'a çıkan Affleck'i Bloomberg HT'de görünce hemen takıldım tabi. Filmi nerede çektiği sorulunca "Filmin tamamı Orta-doğu'nun en karanlık yerinde Tahran'da geçiyor, tabii biz oraya gidemediğimiz için Türkiye'ye gittik" deyince salondan bir kahkaha patladı. Affleck bununla da kalmayıp, filmin aslında Tahran'da geçtiğini ama İstanbul'da Farsça bilen oyuncular bulamadıkları için boşu boşuna geldiklerini, filmin geri kalanını Los Angles'ta stüdyolarda çektiklerini söyledi. Artık diyorum, Hollywood çekim için İstanbul'a geldiğinde zil takıp oynamasak! Çünkü İstanbul'un güzelliğinin değil, Kapalıçarşı'nın dökülen, Arap ülkelerini andıran hallerinin peşindeler, bizim tanıtıma bir yararı yok, şunu bir anlasanız!
Son jönümüz Ahmet Kural
Beyaz Show'un İşler Güçler oyuncularını konuk ettiği bölümünde anında TT olan Ahmet Kural piyasadaki son jön olduğunu ilan etmeli bence artık. Kabul edelim, İşler Güçler baştan aşağı çok komik bir dizi ama Ahmet kural'ın yer aldığı bölümlere daha bir kopuyoruz. Olay sürekli kullandığı mimiklerinde de değil bence. Tuhaf bir ekran karizması var. Magazin programlarında verilen sevgilisine şarkı söylediği bölümleri de izleyip, romantik tarafını da gördükten sonra kararım kesinleşti. Ekranların yeni jönü Anadolu esintili romantik bir komedyen. Bu güzel birleşimi beğenerek ve gülerek izliyoruz...