Yılın en önemli organizasyonlarından bir tanesi Contemporary Istanbul çarşamba akşamı özel bir davetle başladı. Birkaç senedir tablo takibi olayına fazlasıyla takmış biri olarak genç sanatçıların peşine düştüğümden bu partiyi de kaçıramazdım tabi. Aslında müze gezmeyi, galeri gezmeyi sıkıcı bulan tayfadan olsanız da modern sanatın ucu olmayan yelpazesinde muhakkak kendinize göre bir pencere alanı bulabiliyorsunuz. Resimden heykele birbirinden değişik eserlerle karşı karşıya kalıyorsunuz ki bazen
baktığınız şeyin ne olduğunu anlamak için harcadığınız düşünce süresi bile kendiniz için yararlı. Tabii ki bu sene de daha önceki senelerde olduğu gibi "Bu ne yahu" diyebileceğiniz eserler var, "Bunu ben de yaparım"
diyeceğiniz eserlerden ise bolca var. Ama işte maharet bunu lafta bırakmayıp eyleme geçirmekte. bu yüzden biri sanatçı adı altında ürününü sergiliyor, diğeri de "Bunu ben de yaparım" diyerek kendini avutuyor. Duyurulan zamandan iki saat önce sosyete ve özel koleksiyonerlere gezdirilen fuarın açılır açılmaz bir çok ürününün satılmış olduğuna biraz şaşırdım. Hangi ara gezilip ürünler seçildi onu bilemedik tabii. İlk girişte sizi karşılayan Atıf Khan'ın eserlerinin neredeyse hepsinin bir saat içinde tükenmesi şaşırtıcıydı mesela. Bruno Walpoth'un gerçek ötesi heykellerine bayılırken Çinli Han Yajuan'nın da çalışmaları harikaydı.
Bizim sanatçılardan Uğur Güler'in tablolarına hayran kaldığımı da söylemeliyim. Elif Varol Ergen ve Uğur Çakı'nın işleri de muhakak görülmeli. Bu seneki fuarı toptan görmeniz şart zaten. İstanbul'u 600'den
fazla sanatçıyla buluşturan Akbank ve Ali Güreli'ye de saygılar göndermek şart.
Sanatın öğrettikleri
SANATLA PAZARLIK oluyormuş. Genç bir artistin işini çok beğenip parası fazla gelince oturdum pazarlığa. Elele sıkışıp koyun alır gibi aşağı yukarı sallamadık tabii ama eserin benim olmasına dair sunduğum nedenler
karşı tarafı pes ettirdi. TELGRAF diye bir sanat dergisi varmış ve İstanbul'da olup biten bütün sanat aktivitelerini oradan takip edebiliyormuşsunuz. Bayıldığım fotoğrafçılardan Mustafa Nurdoğdu'nun fotoğraflarıyla yapılan röportaj çekimleri de çok cool. Takip edilmeli. BURYOS.COM adlı internet sitesinde genç sanatçıların eserleri online olarak satılıyormuş. Güzel Türk artistler olmasına rağmen bizim tasarımcıların kafası gibi genç isimler için pahalı fiyatlara satıyorlar. Aslında İlk işleri biraz daha kolay ulaşılabilir olsa yayılmaları çok rahat olabilir.
Cihangir aşıklarına uyarı
Geçen gece Cihangir'de yaşayan bir arkadaşım eve gittiğinde kapısında bir şişe zeytin yağı ve yanında zeytin dalı görünce şaşırıyor. Ne zamandır görüşmediği çevreci sevgilisi ona zeytin dalı uzattı diye zil takıp
oynayacakken bir de bakıyor bir firmanın promosyon ürünüymüş. Kız arkadaşım ilk önce eskisinden daha da kötü olsa da sonra basıyor kahkahayı tabii ki. Siz de "bekleme modunda" bir ilişkiye sahipseniz kapıda zeytin dalı görürseniz bayılıp düşmeyin lütfen.
Sizden elektrik alamadım!
CNBC-e'nin yeni başlayacak olan dizisi Evoulotion'un pilot bölümünü izledim. Fizik kanunları bir gecede değişiyor ve dünya elektiriksiz kalıyor. insanlar yeniden ekmeye, biçmeye ve avlanmaya başlıyor,
ilkelleşiyor yani. Tam da benim gibi kişisel yolculuğunda endüstriyel hayatın aslında ömrü azalttığını, mümkün olduğu kadar doğal yaşama dönmemiz gerektiğini savunan biri için kapak oldu aslında bu dizi.