Geçen gece yapılan ev toplantısında her zamanki gurubumuzun biraz dışında kalan arkadaşımız sevinmemiz adına evleneceğini açıklayınca sevindiğini belli edenlerin yanında kıza "ne gereği vardı" gibisinden bakış atanlar da oldu. Hatta bir arkadaşım "Evlilik çok ağır değil mi, nasıl kaldırabileceksin" diye bir soru bile yöneltti. O an anladım ki evlilik fikri artık eskisi gibi heyecan yaratmıyor bünyelerde. Hatta heyecanı bırak, kıskandırmıyor bile! Öyle bir döneme girmişiz ki evlenirken ömür boyu aynı yastıkta kocamak üzere değil, yürümezse boşanmak fikriyle ilerliyorlar. Boşanma fikri daha "evet" derken cepte.




Kadınlar çocukluk hayalleri olan gelinliği bir kez giymenin heyecanını taşıyor, erkekler ise çocukluktan beri öğretilen "İlk önce okulunu bitireceksin, sonra askerlik ardından da evlilik"




döngüsünü tamamlamak için bir şanslarını deniyor. Ama anne-babalarında gördüğü sonsuz aşkın hızlandırılmış dönemini yaşayıp yollarına devam ediyorlar. Sonra zaten hayatın fazla ağır olmasındna kaynaklanan bir sürü sorun, kavgalar-dayaklari gürültüler... O şekilde ilerlemeyenleri de var tabii ama çok az. Karı-koca yarıştıkları programlarda bile gerçek evlilikler değil de ajanstan oyuncuların kullanıldığı bilinirken, evlilik zor iş. Yaz yaklaşırken gaza gelip birbirine evlilik teklifi eden çiftlerden biri olmamak adına iyi düşünmek lazım. Evlilik günümüz şartlarında hakikaten ağır bir karar şehvetle karıştırmamak lazım.




Fashion Week dedikoduları




Ben bu sene çok defile takip edemedim ama dedikodusunu almak için canlı bağlandığım arkadaşlarımın söylediklerini de es geçmedim:




*Tuvana Büyükçınar'ın defilesine ünlü akını olmuş, ilk sıra "ünlüler korosu" şeklindeymiş.




*Niyazi Erdoğan her zamanki "Türk Erkeği" takıntısından vazgeçmiş, dolayısıyla en iyi koleksiyonunu bu sene hazırlamış, her izleyen övüyordu.




*Simay Bülbül defilesinde Tülin Şahin'in siyah elbise içine beyaz iç çamaşırı giymesi şaşırtmış. Şovun bir parçası mı olduğu anlaşılmamış.




*Özlem Kaya'nın koleksiyonuna herkes bayılmış, defile düzeni ve tasarımları herkesin dilindeydi.




GQ Style




Moda Haftası'nın gördüğü en iyi davetli listesi Beymen Blender'da yapılan GQ partisiyle ortaya çıktı. Hem Blender hem de GQ bütün cool isimleri ortaya dökmüştü ki o gecenin davetli listesi büyük paralara satılabilir bence, güzel oluşturulmuştu. Amaç Hatice Gökçe, Niyazi Erdoğan, Hakan Akkaya, Selim Baklacı ve Emre Erdemoğlu'nun 2013 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarından en özel parçaların 14-28 Mart tarihleri arasında Beymen Blender'da satışa sunulduğunu kutlamak. GQ gibi bir markanın erkek tasarımcıların arkasında durması çok önemli. Genelde bütün ilgi kadın tasarımcılar üzerinde dönerken böyle bir desteğe ihtiyaç vardı.




Yımaz Erdoğan'ın rüyası




Biraz geç oldu ama Kelebeğin Rüyası'na gidebildim ve o kadar söylenene rağmen beğenebildim! Uzun mu evet biraz uzun ama filmin şiir kıvamına gelmesi için o sahnelerden geçmek şart galiba. Her şeyden önce film iki şairin hayatını anlatıyor, bunun bile altının çizilmesi yeter sebep. Kıvanç Tatlıtuğ "kendini çok geliştirdi" dedikodularını sonuna kadar hak ediyor. Mert Fırat'ın şair hallerine de bayıldım doğrusu. Belçim Bilgin'in genç kız hallerini ise yemedim, orada bir torpil konuşmuş. Yılmaz Erdoğan'ın Neşeli Hayat'la girdiği şiirsel anlatım yolunun uzantısı olarak karşımıza çıkan film gibi bir film.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR