Mesut Özil'in kız arkadaşıyla sahil keyfi fotoğraflarını internette görünce hafif bir kıskançlık kıpırdanmalarım oldu. Yok hayır, ünlü futbolcunun milyonlarca Euro'sunu değil, sadece üzerindeki slip mayoyu kıskandım. Eskiden ne güzeldi, kimse kimsenin ne giydiğine karışmazdı, insanları ona göre değerlendirmezdi. Sonra ne olduysa her mahallede ayrı baskılar ortaya çıkmaya başladı, ahenk bozuldu. Günlük yaşamı zaten kaybettik de sahilde bile rahat yok. Rahat vermeyenler de arkadaşlar... Herkesin kendi gibi olmasını dileyen, farklı görünüm, inanış istemeyen arkadaşlar... Söylene söylene slip mayomdan ettiler beni. Oysa hayatımdaki ilk rol modellerim ağabeyim ve babamdan slip mayo görmüştüm ben. Büyükbabam bile yaşına rağmen Atatürk mayosuyla dolaşırdı plajda. Üzerimdeki büyük mahalle baskısına, dalga geçilmelere, parmakla gösterilmelere rağmen bu seneye kadar slip mayomla idare ettim. Ama arada da zor günler için her boy mayo şortu denedim tabii. Önceki senelerde moda diye sörfçü şortlarından aldım ilk olarak. Allahım, mayo değil kabir azabı! Suda yüzerken sürekli bacaklarınızda sinir eden bir kumaş hissi. Bir de denizden çıkışta uzun süre üzerinizde taşıdığınız o ıslaklık ve kaşıntı hissi. Direkt eledim. Allah'tan artık o kadar moda değil. Bir de ben hadi uzun boyluyum, kaldırdım. Kısacık boylarıyla bu tarz mayoları seçen erkeklerin yerden bitme katsayılarını ikiye katlamaları için bulunmaz fırsat! İskeleden balıklama atlayınca şişen ceplere kıl olduğum için cepsiz şort aldım. o da kesmedi, çocukluk alışkanlığı slip mayonun yerini hiçbir şey durmuyor. Bu yüzden Mesut Özil'in sahil fotolarını görünce bir içim gitti. Mahalle baskısı olmadan yaşayanların hali bir başka oluyor işte...




Komplekssiz star




Murat Dalkılıç'ın Alaçatı'da Kenan İmirzalıoğlu'nun yanında bir hayli kısa kaldığı fotoğrafı görmüşsünüzdür. Fotoğrafın altına "Ayaktayım" yazarak kendiyle bir güzel dalga geçen bir Murat Dalkılıç'ı görmek ne güzel. Bizim starlar her şeyde "en iyi" oldukları için genelde kendileriyle dalga geçmeyi beceremiyorlar. Kendiyle dalga geçebilmenin bir erdem olduğunu farkında değiller, birçok şeyi farkında olmadıkları gibi. Murat madem böyle bir açık gönüllülük yapmış, o fotoğrafın iç yüzünü ben açıklayayım; Murat'la bir barın ortasında konuşuyoruz, çevremizde insanlar eğleniyor. Konuşma ilerlerken mekânın ışığında bir azalma olduğunu hissettim. Kafamı bir çevirdim yanımıza Kenan İmirzalıoğlu gelmiş! Dağın arkasına saklanan güneş gibi mekânın ışıklarının yok oluşunun nedeni buymuş meğer. 1.85 cm'lik bendeniz Kenan'ın yanında ufacık kalmışken, Murat'ın hali gayet normal. Bunu açıklamak istiyorum ki; Murat Dalkılıç çok kısa değil, Kenan İmirzalıoğlu çok uzun!




Mavi dondurma




Perşembe akşamı Alaçatı El Beso'nun ünlü mavi dondurmasını yedim. Indra Taşpınar'ın buluşu olan Blue Sky daha önce neden denemediğimi merak ettirdi bana. El Beso tabii ki dondurmacı değil, yediğiniz harika yemeğin bonus'u olarak dondurmaya geçiyorsunuz. Tavsiye almak isterseniz minik enginarlarını ve bonfilesini sevdim. Yemek yerken Indra'nın nefis müzikleri de size eşlik ediyor, keyif dozu yüksek.




Olmaz olmaz demeyin




Yaz konserlerinin tadını çıkartmaya çalışırken ortalıkta 2014 yılının konser planları dolanmaya başladı. Justin Timberlake'ler One Direction'lar Beyonce'ler havada uçuyor. Farkındaysanız genç izleyicilerin istekleri birer birer gerçekleşiyor. Justin Bieber'ın Türkiye konseri çok başarılı geçince organizatörler biraz yaş küçülttü ve aileyle katılınabilecek konserler peşinde koşmaya başladı. Getirmek istedikleri kişilerin Türkiye'ye uyup uymayacağını anlamak için de Twitter'a bakıyorlar. Bu yüzden hayalinizde biri varsa Twitter'dan koparacağınız gürültüyle dikkatleri üzerinize çekebilirsiniz.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR