İyi olan kazansın




Hayatın iyi olanın kazanması kuralına göre ilerlediğini farkındasınızdır umarım. Hiçbir iş kolunda eskisi gibi yan gelip yatma dönemi yok artık. İnternet adlı müthiş keşif sayesinde neredeyse herkesin eşit şansı var. Babanızın- annenizin ünlü soyadını taşıyorsanız bu sıranın önlerine geçebilirsiniz tabii ama sırf bu şekilde fazla ileri gidemeyeceğiniz kesin. Çünkü yetenekli insanlar oluk oluk gün ışığına çıkıyor ne güzel ki. Ortaya çıkıyorlar tabii de biraz badire atlatmaları gerekiyor öncesinde. İlk olarak blogger'lara saldırdık. Bunlar da kim, modadan ne anlarlar ki lafları havalarda uçtu. Birçoğu da kim hakikaten, modadan ne anlar, o konuda hem fikiriz ama anlayanları aralardan sıyrılıp başka bir şeyler oldu zaten. Sonra Twitter fenomenlerine sarıldı. Bir anda internetten bu kadar ünlü olmalarına şaşırıldı/kıskanıldı. "İki twit atıp ünlü oldular" bile denildi ama sırf bu iş için yüzlerce twit atanların hiçbiri parlayamadı. Demek ki insanın içinde olması gerekiyormuş. Kısaca örneklemem gerekirse bugün Pucca'nın 3 tane kitabı oldu, Hürriyet'te köşe yazarlığı yapıyor, kısa sürede sözünü dinleten bir yazar oldu. Ceri Levis (Ömür Özdemir) desen oyunculuğa başladı, aynı zamanda Vatan Gazetesi'nde yazıyor ve beni hafta sonları çok güldürüyor. PinkFreud'un ve Burus Vilis'in (Güray Gürsel) yazdıkları zeki esprilere de her zaman varım. Burç yorumu alacaksam Argostroloji ve Tweet Burç'a takılıyorum. Hepsi esprili olsa da siyasi tavır koymak gerektiğinde de en önde gidiyorlar maşallah. Siyasi liderlerin tatlı belası Azuth da sosyal konulardaki tavrı yüzünden her zaman ilgi alanımda. İşin içinde olmama rağmen ben bile birçok gazete yazarından sıkılmışken, bahsettiğim isimler ve diğer Twitter ailesi ilaç gibi geldiler bence. Okunacak, gülünecek, söyledikleri üzerinde düşünülecek genç isimler kazandı hayatımız. Şahsen bir başka kolun daha boş kaldığını düşünüyorum o da müzik! Canım gençlik, güzelim gençlik; o konserlerinde el çırptığınız Justin Bieber da daha geçen hafta izlediğimiz Arctic Monkeys de yaptıklarını internet ortamından yayarak bu hale geldiler. Hani diyorum yetenekli gençler, artık ön sıralara gelseniz de bizi aynı kalıpta üretilmiş birbirinin tekrarı müziklerden kurtarabilseniz, fena mı olur?

Çok konuşulanlar




DEMET AKALIN'ın hamileliği önemli tabii. Ne zamandır bu haberin gelmesi bekleniyordu ve geldi. Haberin ardı arkası kesilmeyecek gibi, kız mı, erkek mi sorusunun ardından ismi ne olacak tartışmasıyla gündemden hiç düşmüyor, düşmesin de zaten. Ben en çok Demet'in kızı olursa onu nasıl giydireceğini merak ediyorum, ana-kız nasıl atışacaklar acaba?






MURAT BOZ'un Küçükçiftlik Park'taki konserini kaçırdığıma üzüldüm. Benzeri Türkiye sınırlarında denenmemiş bir prodüksiyonla çıkmış olmasını takdirle karşıladım. En tuhafı da sahne için yapılan harcamanın sponsorun değil Murat'ın cebinden çıkması. Bu yatırım ona fazlasıyla dönecektir eminim.






BERK OKTAY'ın köpeği saldırdı mı saldırmadı mı? Doğrusunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Normal olarak insan kendi canı gibi sevdiği köpeğini ispiyonlayacak hali yok. Hem öyle olsa bile hayvanlarla yaşamanın bu tip riskleri var. İnsanlarla da şakalaşırken kolunuz bacağınız incinmiyor mu, büyütülecek bir şey değil aslına bakarsanız. Her ne olduysa geçmiş olsun.


Belediye başkanı mı dediniz?




Amerikan adetlerini anlatınca çok "Amerikancı" duruyor olabilirim ama adamlar iletişim ve karşılıklı ilişkilerde saygı konularında aşmışlarsa ben ne yapabilirim? Geçen akşam Bloomberg HT'deki Jimmy Fallon Show'da New Jersey Newark Belediye başkanı Cory Booker'ın konuşmasını dinledim. Şehrinde kahraman olarak anılan bir başkan. Kahraman derken, laf olsun diye değil, 2012 yılında bir evde çıkan yangın sırasında itfaiye gelene kadar komşusunu yangından kurtarıp sonrada hastaneye yatmış. Şov boyunca Twitter'ı kullanmaktan ne kadar memnun olduğunu, bu sayede belediyesinde yaşayanlarla sürekli iletişim halinde olmasını tatlı tatlı anlattı Booker. Bir keresinde genç bir çocuğun birinden küfür yemiş ve sinirlenmek yerine neden kendisine küfür ettiğini sormuş? Çocuk küfretmeye devam edince Başkan kalkıp mahalleye gitmiş ve çocuğu annesine şikâyet etmiş. Sonrasında da çocukla dost olup mahallenin temizlenmesine yardım etmiş tabii. Hikâye size Amerikan mı geldi medeni mi, onu ben bilemem.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR