ŞİMDİ de Vine fenomenleri popüler olmaya başladı. Instagram görüntülü kayıtları kullanmaya izin verince Vine’ın artık bittiği konuşuluyordu ama aplikasyonu şık ve eğlenceli bir şekilde kullanan isimler sayesinde şirket bir şekilde ilgi çekmeye devam ediyor. Ben şahsen Vine çekmeyi beceremeyip arkadaşlarımın çektiklerini de gayet sıkıcı bulup elimi ayağımı çekmiştim o sektörden. Ama son dönemlerde karşılaştığım bizim Vine fenomenleri için tekrardan göz gezdirdim. Bir kere bizim esprili çekimlerde bol bol küfür kullanılıyor, işe mizah katan daha çok bu küfürler aslına bakarsanız. Hani bir dönem Kemal Sunal’ın ağzını doldurarak ettiği büyük küfürlere insanlar nasıl yerlerde gülerek tepki veriyorsa şimdi de durum öyle. Vine’ların bu kadar popüler olmasında küfürün büyük etkisi var gibi geliyor bana. Ve tokat! Eski Türk filmlerinin en çok gülünen öğesi tokat da Vine’ların gözbebeği. Aslına bakarsanız bizim fenomenlerin Vine’larında çekimler çok iyi değil, espriler aşırı komik değil. Yakın arkadaşınız çekip gönderse, kişileri tanıdığınız için güleceğiniz ortalama esprilere sahipler. Fakat Vine fenomenleri çekimlerde aynı kişileri kullandıkları için ister istemez tatlı bir bağ kuruyorsunuz. Ben Twitter’daki gibi hasta takipçi moduna geçemedim doğrusu ama gençler bu salgından fena halde yararlanıyor.
VINE FENOMENLERİ ZİRVESİ
- En ünlü Vine fenomeni Hakan Hepcan’ın adını yazın Çeşme’de duymuştum. Kaldığım otele misafir olarak geliyordu ve otelin bütün kadrosu heyecan içinde onu bekliyordu. Konser çıkışı Tarkan’ın arabasına elini sürmek için birbirini ezen gençler gibi değilde, sevdikleri bir arkadaşı geleceği için heyecanlanan kankalar gibiydiler. Hakan Hepcan’ın hali tavırları Vine esprilerinden daha çok güldürdü beni. Okan Bayülgen’le çalışmaya başlayıp işlerini televizyona da taşıyınca da iyi uyum sağlamış. Makina Kafa’da Justin Bieber’la yaptığı röportaj mizanseni eğlenceliydi. Her Okan Bayülgen işbirliğindeki gibi bir süre bizi eğlendirip sonra kara delikte kaybolmaz umarım.
- Konuyla ilgili yazı yazmaya karar verdiğim zaman oturup bütün fenomenlere bir göz atmam gerekti. Geçen yaz Ryan Gosling’in babaannesi Vine’la tanıştığım Erkan Aker içlerinden en çok güldüğüm fenomen oldu açıkçası. Arkadaşına hediye olarak alacağı kitap için Gorki, Zola, Dostoyevski ve Orhan Veli arasında gidip gelirken son anda “Bu daha iyi” deyip ilk kitabım Falan Filan’ı aldığı Vine’ına çok güldüm.
- Dizilerden ya da reklam filmlerinden hatırlayabileceğiniz Anıl İlter ise, rol kesme konusunda en deneyimli Vine fenomeni. Arkadaş grubu da çekimlerinin odak noktasında. Oyuncuları tanıdıkça Vine’ları daha eğlenceli bir hale geliyor. Eşiyle Facebook’ta tanışıp sonra evlenmek gibi günümüz teknolojisine şükrettirecek bir hikâyesi var.
GEÇ KALAN YORUMLAR
BAYRAMDA evden çıkmayınca oturup DVD’ye sarmak en iyisi geldi tabii. Birinci bölümünü çok sevdiğim için Romantik Komedi 2’ye de ilgi göstereyim dedim ama bir filmde yönetmenin önemi bir kez daha yoluma çıktı. Vurucu hiçbir şey olmayan filmi Öykü Çelik tek başına götürüyordu maşallah, onun kötü kız kimliğine bayıldım. Bir diğer geç izlediğim film ise Özcan Deniz ve Fahriye Evcen’li Evim Sensin. Belki film güzeldi orasını bilemeyeceğim ama Fahriye Evcen’in oyunculuğu tahammül sınırlarımı zorladığı için bitiremedim. Son reklam projesi çok hoşuma giden EzgiMola hatırına Şahan Gökbakar’ın Celal ile Ceren’ine de biraz göz attım. Kurgunun ve yönetmenliğin olmadığı bir filme dayanmak zor oldu. Şahan Gökbakar’ı anlamıyorum, yetersiz olduğu her filmde daha çok belli olan kardeşi Togan Gökbakar’ın yönetmenliğini başka elemanlarla desteklememesi manasız. Skeçlerden oluşan parodi programı etkili bir sinema filmi Şahan’ın sadece cepten yemesini sağlıyor.