Önceki akşam Habertürk’te Okan Bayülgen Sunar programında son çılgınlığımız selfie çekimler konuşuluyordu. Tartışma bir ara o kadar bilimsel ve dolayısıyla o kadar sıkıcı bir hale geldi ki sonuç olarak nereye bağlandığını izlemedim ama genel olarak bahsedilen, kişilerin yalnızlıktan dolayı kendine sarma hali! Evde bir sürü “selfie” hastasıyla programı izlediğimiz için her kafadan bir ses yükseldi tabii. “E başkasına saracağına kendine sar işte fena mı” diye işi basitleştirenler ve “Ama çok like alıyor selfie pozlarım“ diye kendini starlaştıranlar arasında kaldım. Programı izleyip selfie çılgınlarıyla sohbet ederken kulaklarımda Teoman’ın “Her şey yalnızlıktan...” dizelerini içeren ‘Güzel Bir Gün Ölmek İçin’ isimli şarkısı çınladı bir anda. Allah’tan programdaki Prof Dr. Kemal Sayar “Hepimiz çok yalnızız” diye bir açıklamada bulundu da olay benim için bağlandı. Bundan sonra selfie’cilerin durumu ise merak konusu. Sürekli kendi fotoğrafını koyup like bekleyenlerin ruhsal bir çöküntü içinde olduğu bilinen bir gerçek haline geldiği halde, selfie’lerde bir azalma olacak mı? Yoksa “ruhsal devinim halindekiler” her zaman daha çekici halde olduğu için selfie’ciler
daha mı popüler hale gelecek benim de merak ettiğim konu bu.
TDK Tatile devam
Türk Dil Kurumu da bu akıma hizmet etmek adına selfie’nin Türkçe karşılığını bulmaya çalışıyormuş. Adaylar, üretilenler bir hayli komik. TDK’nın son zamanlarda bulup da dilimize yerleştirdiği tek kelime yokken, selfie için de kendini kasmasın bence. Zaten ürettikleri kelimeler o kadar kullanışsız oluyor ki, orijinalini kullanmaya devam ediyoruz. TDK tatile devam etsin, zaten insanların böyle bir beklentisi olduğunu sanmıyorum.
Altına hücum
Ev döşerken varaklı mobilyaları seçmekle telefonda altın renkli olanları seçmek arasında bir bağ olabilir mi? Olabilir tabii ama o kadar gösterişin kimseye zararı olmaz herhalde. Altın renkli telefonları iPhone başımıza sarmışken bir de baktım HTC daha da ileri giderek yeni telefonu One M8’i üretirken bir tanesini de parıl parıl altın rengi yapmış. Geçtiğimiz hafta İstanbul Modern’de verilen bir partiyle tanıtılan telefonun diğer renkleri de mevcut ama gözler tabii ki altın renkli olanındaydı. Kamerasına geniş açı çekebilme özelliği eklenmiş ki bu da daha iyi “selfie”lerinize hizmet edecek demektir. Oben Budak
Karaköy’deki Fosil
Hafta başı sakinliğini Karaköy’de geçirdim. O kadar güzel mekânlar açılmasına rağmen bir türlü ayak alışkanlığı oluşturamadığım semtten her zaman büyük keyif alıyorum aslında. Bu sefer ki amacım da eskiden Liman Lokantası’nın diğer yarısını oluşturan ve birçok güzel partiye eşlik eden mekânın yeni sahibi Fosil‘i
denemekti. Pazartesi gidince mekânı sakin sakin görmüş, havasını tatmış oldum. Sade dekoru, çalan rock müziği ve içerideki kitlesiyle süper genç bir mekân. Hafta sonları o kadar kalabalık oluyormuş ki, asansör bekleyenlere shot dağıtmak zorunda kalıyorlarmış. Mekânın sahibi Özgür İpekçi ülkemize Lana Del Rey, David Guetta gibi isimleri getiren, gençlerin dilinden anlayan genç bir patron olunca mekân da ona göre şekillenmiş. Harika bir boğaz manzarası olduğu için kahvaltıya gitmek de farz oldu ama önce bir cumartesi gecesine şahit olmak lazım.