Geçen gece yemek masasında “rahat hayatlar” konuşulurken herkes kendine hayali bir hayat kurdu. Zengin bir eş bulup yüklü miktarda paranın üzerine konmak neredeyse herkesin ortak hayali. Esprisine bile olsa herkesin ilk aklına gelen genelde bu. Benim daha modernize edilmiş bir hayalim oldu ki, bu da 20 yaşlarının hemen başında baba parası yiyen velet olmak! Hadi zengin birini buldun diyelim, para için başka birinin zevklerine göre yaşamak, onu idare etmek benim için zor şeyler. Ama madem hayal bu, o zaman parayı su gibi akıtan bir baba fena mı olurdu yani? Beni böyle düşündüren şey, bütün yaz tatil hayatı yaşayan ve her gece başka bir mekânda loca kapatan “çocuklar”. Hani yaşadıkları hayata bakıp günde en az 5 bin TL harcadığını düşündüğüm genç sayısı o kadar fazla ki. Gündüz beach’lerde ayrı loca, akşamüstü partisinde ayrı, gece kopmasında ayrı. Peki bu çocuklar ortalama kaç lira harçlık alıyor? Cidden hesaplaması çok zor. Aya Yorgi civarında 16 yaşında kopmaya gelenler var. Harcadıkları para inanılmaz. Şöyle ki, DJ’in yanına gidip cüzdanı açıp içini göstermek suretiyle “İstediğin kadarını al ama benim istediğim şarkıyı çal” diye caka satanlar var. Ailelerinin olayı klasik zaten, çocuk başımda durmasın da alsın şu parayı uzaklaşsın tribiyle sevgiliye yedirir gibi öz çocuklarını paraya boğuyorlar galiba. E o çocuklar ne oluyor, bu kadar bolluk ve loca dolu bir hayattan sonra yarısından fazlası yetişkin birer “kazma” olarak hayatlarına devam ediyor. En çözemediğim tarafı da uyuşturucu kullanımı bu kadar ayağa düşmüşken insanlar çocuklarına nasıl bu kadar kontrolsüz para verebiliyor? Biraz şaşılacak bir durum değil mi? ŞAMPANYALAR SURATA Çeşme’de bir ara buz kovasındaki buzları üzerine dökmek modaydı. İnsanlar kovaları önlerine dizdirip hava atıyordu millete. Şimdi ise gençler arasında şampanya patlatmak çok yaygın. Hayır içmek için değil, arkadaşlarını ıslatıp eğlenmek için. Artık bir şampanya içiliyorsa diğeri sadece fışkırtılıyor. Sıcak sahilleri, küçük kıroları ile bir konuda daha Miami olalım derken Dubai olduk gördünüz mü!
Kaçak Gelinler
Selin Şekerci’yi ‘Melekler Korusun’dan beri takipteyim. O dizideki haşarı ergen tiplemesinde bile daha seksi bir rolü olması gerektiği belliydi. Ki öyle de oldu. Kaçak Gelinler’deki fettan kız rolüyle ortalığı yakıyor. Romantik komedi tadındaki diziyi ekranlarda izlemek keyifli. Bir kere pozitif... Biliyorum birkaç bölüm sonra kızlardan biri kansere yakalanır ya da erkek arkadaşlarından biri kaza geçirebilir. Ama bu ülkenin kanunu zaten, o yüzden sorun yok. Ayrıca İzmirli kızların hikâyesini dinlemek de bir başka güzelmiş. Diziye göz atın derim.
Erkek nasıl olmalı
Bizim adamintown.com sitesi kuyuya bir taş attı, 40 akıllı birleşti hâlâ çıkaramıyor. Önceki sene açılan erkek sitesinin ilgi çeken köşelerinden biri “Erkek dediğin”. Kadınların tarzını çözebilmek için, konukların soruları mümkünse marka vererek yanıtladıkları bir köşe. Son konuğu da Ebru Şallı oldu. Uzun süredir ortada dolaşan ve deli polemiklere yol açan bu röportajın asıl amacı Ebru Şallı’nın beğendiği erkek markalarını öğrenmek. Yok Rolex’miş, yok Maserati’miş herkes ne konuştu be. Duyan da konu hakkında yazanlara böyle bir soru yönelttiğinde “Bence Doğan görünümlü Şahin’e biner” ya da “En dandiğinden plastik saat takar” diye cevaplayacağını sanır. Hayatın her noktasında ikiyüzlüyüz ve olayı anlamadan köpürtmeye bayılıyoruz. Var mı itirazı olan