Kişiye özel çalışan ve moda dünyasında uluslararası alanda ülkemizi gururla temsil eden modacı Dilek Hanif, HT Kulüp'ün sorularını yanıtladı. Nişantaşı'ndaki mağazasında buluştuğumuz Dilek Hanif'le, tasarımlarından, kişisel zevklerine, sosyal medyaya bakış açısından, haute couture koleksiyonlarına kadar her şeyi konuştuk.
Röportaj ve Fotoğraflar: Gürkan KURT
Geçtiğimiz aylarda Paris Haute Couture Moda Haftası'na katıldınız. Neler hissettiniz?
Yıllardır Paris Haute Couture haftasına katılıyorum. Milano, Paris, New York'ta birçok moda haftaları yapılıyor ama haute couture sadece Paris'te yapılıyor. Ben haute couture çalıştığım için sadece couture koleksiyonlarımla katıldım. Paris'in anlamı benim için çok büyük. Bizim belli bir noktaya gelmemizdeki en önemli unsur bence Paris... Paris'e gitmiş olmasaydım bugünlere gelemezdim.
Her modacının Paris'ten geçmesi mi lazım?
Evet bence geçmesi lazım. Dünya markası olmak için yola çıkıyorsanız ve bunun için bir çaba sarf ediyorsanız mutlaka bunu yapmanız gerekiyor. Moda üzerine belli bir kariyer yapmak istiyorsanız mutlaka Paris'e gitmeniz gerek.
Haute couture'un sizin için önemi nedir? Her moda tasarımcısı haute couture olabilir mi?
Tasarımcı olarak beni özgür bırakan bir alan 'couture'. Hazır giyim de çalıştığım için ikisi arasındaki teknik farkı iyi biliyorum. Koleksiyon yaratırken hazır giyimde bazı şeyler vardır, o sizi sınırlar. Sistem size izin vermez. Couture öyle değildir, heykeltraş gibi bir elbisenin üzerinde istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. İçimdeki yaratıcılığı couture sayesinde yapabiliyorum ve büyük keyif alıyorum.
Tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz?
Moda bana göre tarihten ve kültürden beslenen bir alan. Bende mitolojiden arkeolojiye kadar ve stil ikonlarından yola çıkarak birçok farklı unsurdan besleniyorum.
Nişantaşı'ndaki mağazanızda iki ayrı kat var. Bundan bahseder misiniz?
Evet hazır giyim ve couture'ı bir arada bulabileceğiniz iki ayrı katımız var. Dilek Hanif'in kendi stil kodlarıyla hazırlanmış ve daha çok çalışan iş kadınlarına ve hazır abiye gruplarına hitap eden ve prova gerektirmeyen elbiseler var. Halbuki cauture'da benim birebir provalara girdiğim, önceden randevuları alınarak gelinmesi gereken, özel çalışma yapılan farklı bir alanımız yukarıdaki katta bulunuyor.
Dünya starlarına tasarım yapmak nasıl bir duygu?
Çok mutluluk veren ve beni onurlandıran bir şey. Şu an çok severek yaptığım mesleğimde hedeflediğim noktadayım. ''İstediğim buydu, durayım demek değil'' bu durum... Bugüne kadar verilen emeğin karşılığını bu şekilde almak çok onur verici bir şey.
Sosyal medyadaki yeriniz nedir?
Facebook'ta hesabım var ve kızım ilgileniyor. Yabancı basında çok haberim çıkıyor, dergilerde özel çekimlerim oluyor. Bunları Facebook sayfamızdan takipçilerimizle paylaşıyoruz.
Haute couture'un anlamı nedir?
Kişiye özel, elde yapılan ve bir tane olan demektir. Hazır giyimdeki makine dikişidir ama haute cautre'da el dikişi kullanılır. Vücudun her ölçüsüne uygun provalı çalışılır.
Yeni tasarımcılardan kimleri beğeniyorsunuz?
İnanılmaz başarılı bulduğum isimler var. Özgür Masur, Zeynep Tosun, Elif Cığızoğlu, Gamze Saraçoğlu, Simay Bülbül bunlardan bazıları, tabii unuttuklarım da var.
Dilek Hanif, kimlerle çalışıyor?
Cauture'da belli bir müşteri grubumuz var. İş dünyasından ve sosyal hayattan üst düzey müşterilerimiz var. Cauture daha pahalı ve zaman ayrılması gereken bir alan. Ankara Harvey Nichols'ın içinde Dilek Hanif koleksiyonunu satıyoruz. Hazır giyim koleksiyonları da yurtdışına fuarlara katılıyor, kısa bir süre içinde Londra, New York'ta hazır giyim müşteri grubunda bizlerle birlikte olacak.
2012 yaz modasında size hitap eden renkler hangileri?
Ben nar çiçeği ve kırmızının her tonunu seviyorum. Koç burcuyum herhalde ondan. Normal şartlarda siyah, beyaz ve ekru tonlarını kullanırım. Renk dediğiniz zaman kırmızı, mercan ve yeşil favori renklerimdir.