Dün HT Magazin’de Emre Altuğ’la yaptığımız samimi sohbeti okudunuz. Uzun süredir albüm çalışması yapmayan ve müzik şirketi değiştirmeyen Emre Altuğ, Polat Yağcı ile anlaşmış. Güzel sürprizlerle hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor müzik dünyasına. İşte sohbetimizin müzikle ilgili kısmı...
'ZARAR EDEN BIR ALBÜMÜM YOK'
- Müzik dünyası nasıl gidiyor sence?
Sanki kötü gidiyor. Rakamlar ortada. Aslında yine bir sisteme girdi, parçaları tek tek satın almak gibi. Bunun korkutucu tarafı tek şarkı çıkarma yoluna itebilir insanı.
- Yeni bir müzik şirketiyle anlaştın öyle değil mi?
Evet ben Dokuz Sekiz’in kurucularındanım. Ahmet Çelenk’e “Hadi ben kaçıyorum” dedim, sonra da Polat Yağcı’yla anlaştım. İkisiyle de aram çok iyi. Benim bu anlamda kimseyle sıkıntım olmadı. Bu zamana kadar
hiçbir yapımcıya zarar ettirmedim.
- Bugüne dek zarar eden bir albümün olmadı mı?
Yok olmadı. Gerçekten hiçbir yapımcıyla bu anlamda aram kötü olmadı.
- Şimdi nasıl bir çalışma geliyor?
Benim bir hayalim vardı. Polat bu hayalimi gerçekleştirmeme yardımcı oluyor. Ömrüm boyunca notlar almışım. Bu notların içinde şarkı barındırıyorum.
Âşık olmuşum, ayrılmışım, gitar almışım, okula girmişim, çalışmaya başlamışım, bir sanatçıyı tanımışım onun şarkısı olmuş. Benim böyle anlarım var. Şimdi bu şarkıları bir albümde topluyorum. Benim hayatımda önemli noktalarda olan şarkılar.
'BIR SÜRÜ SÖZ YAZMIŞIM'
- Bu şarkılar söylendi mi, bildiğimiz şarkılar mı?
Albüme koyduğum şarkılar değil bunlar. Ama sahnede illa ki söylemişimdir. Lisede söylediğim, barlarda söylediğim, ilk aşkıma söylediğim şarkılar.
- Sonra hemen albüm mü gelecek?
Evet hiç ummadığım yerden notlar, şarkılar çıkıyor. Bir sürü söz yazmışım. Defterlerim var. Onlara notlar almışım. Şimdi onları görüyorum, hoşuma gidiyor.
'3 parçaya ÇOK yükseldim'
- Bu sene seni hangi şarkılar heyecanlandırdı?
Bu yaz 3 parçaya çok yükseldim. Bora Duran’ın ‘İnsan’ adlı şarkısı ağlattı, hüzünlendirdi. Geldim gittim, bu şarkıyı dinledim. Dinlerken gözlerim yaşardı. Bora’yı tanımıyorum ama son derece etkilendiğim bir şarkı oldu. Bir de eğlenceli olarak Ayşe Hatun Önal’ın ‘Çak Bir Selam’ına takıldım. Çok sürpriz bir şarkıydı. Ve Mehmet Erdem’in Barış Manço cover’ı çok iyiydi.
'Sezen’in şizofren olması gerekirdi'
- Şarkı yazman için âşık olmana gerek yok anladığım kadarıyla...
Yok, hayal kurmak en güzeli. Bizim hayatımız bunun üzerine dönüyor zaten. Bizim bir şey yaşamamıza gerek yok. Sezen Aksu’nun onlarca şarkısı var, onların hepsini yaşamasına imkân yok. Ruh hastası olması gerekiyor. Şizofren üstü şizofren olması lazım ki ben
Sezen’in ne kadar sağlam olduğunu biliyorum.
- Ama hayal kurmayı unuttuk.
Evet çünkü küçük yaşta bunu engelliyorlar. Kahkaha atmak, hayal kurmak, uydurmak yasaktır. Benim babam bir gün bana bir şey itiraf etti.“Ben şımarıklık zannederdim ama oyuncak çocukların hayal gücünü artırıyormuş” dedi. Babam 83 yaşında ve diş hekimi. Bana bunu daha 3-5 sene önce söyledi.
- Eskiden babalar çocuklarını öpmezdi bile...
Evet, aynen öyle. Babamı ilk ben öptüm.
'Gazoz olma adam ol'
Bir kadın olarak Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamayı kabul etmedim. Hatta kutlamaya utandım. Çünkü coşmamız, eğlenmemiz gerekirken üzüntüler içindeyken “Kadınlar Gününü’nüz kutlu olsun mesajları” bana dalga geçiliyor gibi geliyor. Özgecan’ın acısı hâlâ çok tazeyken ve onun kaybı sonrasında birçok kadını daha kaybetmişken gereksiz kutlamalar. Dün birçok firma kadınları unutmamış, çok güzel ilanlar hazırlamıştı.
Gazetemizin ikinci sayfasındaki Uludağ Gazoz’un “Gazoz olma adam ol” ilanı en güzellerinden biriydi. Tebrik
ediyorum. Keşke kadınların değeri anlanana kadar bu ülkede her gün Kadınlar Günü olsa ve bu ilanlar sadece 8 Mart’ı beklemese çıkmak için.