CENK Eren geçen hafta "Herkes yapıyor ben de yapacağım. Bir arkadaşım 6 kilo verdi. Harika gözüküyor hiç zorlanmadı" diye diye detoksa başladı. Cuma akşamı sahneye çıktı ve altıncı şarkıya gelince sahneden inmek zorunda kaldı. Çünkü fenalaşıp bayıldı. Cumartesi günüyse sahneye çıkamadı. Detoks iyi güzel tamam ama her bünyeye uygun değil. Uygun olsa bile en azından 10 gün hiçbir şey yapmadan öylece sakin bir yaşantı sürmeniz gerekiyor. Böyle saatler gece yarısına yaklaşırken sahneye çıkmak, sabahlara kadar insanları eğlendirmek zor detoks yaparken. Ben üç günlük bir detoksa başlamış ikinci gününde pes etmiştim. Çünkü kesinlikle ne halim kalmıştı, ne de bir şeyler yapma isteğim. Ne okuyabiliyor, ne de yazabiliyordum. Köşemi yazamadım adeta beynim durmuştu. Baş ağrısı da çabası. Detoks yapmak için böyle çok çalışmadan sakin bir döneme girmek, hatta mümkünse akşam 21.00 oldu mu yatmak gerekiyor. Yoksa işte böyle Cenk Eren gibi sahnede düşüverirsiniz. Ama tabii bence detoks her bünyeye de uygun değil. Malum sürekli yazılıyor çiziliyor, millet bunun için "Ay bende yapayım ne olacak canım" diyor hatta birçok yerde detoks tarifleri veriliyor ama tehlikeli. Gelecekte metabolizmaya verdiği zararlar ne olacak? Ben bilmiyorum soruyorum sadece. Bir bilen çıksın anlatsın. Osman Müftüoğlu lütfen bu duruma bir yanıt verir misiniz? Detoks yaparken normal hayatta yaşam nasıl olacak? Benim bir keresinde bir arkadaşım 10 gün içinde 7 kilo vermiş ama kısa süre sonra 15 kilo olarak geri almıştı. Şimdi hâlâ kilo veremiyor. Obez olarak dolaşıyor. O yüzden tehlikeli. Herkes yapmasın, diyetisyenlerde herkese yaptırmasın. Ciddi doktor bilgileri aldıktan sonra yapılacak şeyler bunlar. "Dur ben sana sular gönderiyorum" diyerek hiç kimseye bu tarz durumlara sokmamak gerek. Benim bildiğim Cenk Eren randevuya gitti klasik yağ, kas ölçümü yapıldı ve direk görüşme sonrasında poşetinde sularla döndü. O gün de başladı işte. Beş gün içinde 4 kilo vermiş. Vermiş vermiş ama sahnede bayıldı. İki gün sahneye çıkamadı iptal etmek zorunda kaldı. Ben bu yazıyı yazarken hâlâ evde yarı halsiz bir şekilde yatıyordu.
Reyting düştü mü soyun gitsin
BU reyting çok acayip bir şey. Reyting düşüyorsa hemen bir soyunma müdahalesi yapılıyor biliyorsunuz? Ha bir de silah, acı, intikam, gözyaşı. Mesela eskiden Kuzey Güney'de reyting düşsün hemen Kuzey'i Kıvanç Tatlıtuğ'u soyardı senaristler. Mesela Gönül İşleri'nde acayip reyting düştü hemen silahlar patladı. Medcezir'de de öyle. Reyting son haftalarda aşağıya inmeye başladı Yaman yani Çağatay Ulusoy soyundu bu hafta. Anlayacağınız bu soyunma işleri, silahların patlaması, birilerin ölmesi, gözyaşı, intikam reyting bağlı. E izleyici de çözdü artık bu durumu. O yüzden de inanmıyor, izlemiyor. Reytinglerin düşmesinin sebebi de tamamen gerçeklikten uzak olması.
Yakındır
SELÇUK Yönteme "Çok çekicisin" diyen, Pamir Pekin'e "Tam tipimsin" diyen Hülya Avşar için yakındır bir şeylerin yazılıp çizilmesi. Malum özellikle bizim kadın yazarlar pek sevmezler böyle iltifat eden kadınları. Hele bir de yaşı ilerlemişse aman aman söylenmedik söz bırakmazlar. Oysa ki, Hülya Avşar ne güzel bir şey yapıyor. Kadın konuklarına da böyle güzel iltifatlar ediyor. Ama nedense erkeklere edilen dikkat çeker tabii. Devam Hülya Avşar devam. Millet özellikle bu sosyal medya yüzünden güzel sözü, iltifatı unuttu. Sürekli bir çemkirme, sürekli bir laf sokma. O yüzden devam. Sizler söyleyin ki, hatırlasınlar.
Mutlaka yapın
-30 NİSAN'A kadar sürecek 'İstanbul'da Lale Zamanı'nı kaçırmayın. Lalelerle adeta tablo yapılmış olan Gülhane Parkı'nı ve Sultanahmet Meydanı'ndaki büyük lale halısını gidip görün ve bol bol fotoğraf çektirin.
-BU hafta Frankie'de Nükhet Duru sahneye çıktı. Ben kaçırdım ama bir daha ben de kaçırmayacağım. Mutlaka gitme listeme ekledim bile. Nükhet Duru dinlemek her zaman ilaç gibi gelir insana. Özellikle de o sahnedeki işveli, cilveli halleri.
-KARAKÖY'DEN dünyanın ikinci metrosu Tünel'i sık sık kullanın. Her seferinde kendinizi tarihin derinliklerinde hissedeceksiniz.