Ayvalık denince önce akla Cunda gelir. Ardından zeytin gelir. Ardından da Hülya Avşar gelir. Artık bence Zeytin Hasat Günleri de gelsin. Çünkü ilerde adını daha çok duyacağız. Diyeceksiniz ki “10 yıldır düzenleniyor
duymamışız, neden bundan sonra duyalım” Haklısınız ben de aynısını söyledim. Ama bu yıl kendilerini göstermek için çok çalıştılar. Beni ve benim gibi “Gelemem” diyen birçok kişiyi bin kere davet edip, yılmayıp kabul ettirdiler. Yakında Alaçatı Ot Festivali’nden fazlasıyla rol çalacaklar, söylemişti dersiniz. Üç gün süren Zeytin Hasat Günleri, “Zeytin Varsa Hayat Var” sloganıyla Küçükköy Meydanı’nda yüzlerce kişinin katılımıyla daha da güzel oldu. “Zeytin Çekirdekleri” adını taşıyan çocukların mini konseri ve Ayvalık Belediyesi’nin organize ettiği pilav, keşkek ve ayran ikramı uzun kuyruklar oluşturdu. Bu kadar az reklama bu kadar kalabalık bir festival görmek beni çok şaşırttı. O da ayrı bir gerçek. Seneye ajandanıza not edin çünkü otellerde yer bulamıyorsunuz.
Ev sıcaklığı
'Ferrari'sini Satan Bilge’yi bilirsiniz. Artık kendi işini bırakıp şef olup mutfağa giren ya da şehri terk edip bu tarz yerlere göçen çok kişi var. Cunda’ya tatilde gidip bu kararı alan Yunus-Neval Alpagut çiftine bayıldım. İki minik kızları ile Cunda Fora Otel’de pek keyifli bir ortam yaratmışlar. Ailemden birinin evine gitmiş gibi hissettim. Ayrıca kiloyu, kaloriyi düşünmeden yiyebildiğiniz kadar kahvaltısından tüketin. Böyle bir doğallık yok.
Zeytin nasıl toplanıyor
Tabii ki zeytin Hasat Günleri’ne gidip zeytin bahçesine dalmamak olmaz. Ben de daldım. Sabah 07.00’de başlayıp 15.00’te paydos eden çalışanlarla sohbet ettim. Ağaçlara vurarak ve dalları kırarak zeytinleri topluyorlar. Tabii ki uzaktan izleyince acayip üzülüyorsunuz. Hatta “Bunun daha başka bir yolu yok mu?” diye
isyan ediyorsunuz. Ama yıllardır bilinen en basit toplama şekli buymuş. Herkes memnun anlayacağınız. Ama o dalları kırılan ağaçlar bir sene mahsul veremiyormuş, kendini diğer seneye hazırlıyormuş. Ama işte kolay olsun, çabuk bitsin diye bir seneyi göze alıyorlar anlayacağınız.
Unutmadan
- Cuma 22.10’da Pegasus uçağı Balıkesir yolculuğuna 20 dakika rötarlı başladı. Buna da şükür dediğimiz noktada 45 dakika uçakta bekledik. Uçağın kalkması ile inmesi tam 30 dakika sürdü. Anlayacağınız yolculuk rötardan kısaydı.
- Uçakta şarkıcı Hamiyet’le karşılaştım. Meğer Altınoluk’a yerleşmiş. Hamiyet “Dağda yaşıyorum. Harika bir havası var. Bahçemiz var. Havuzumuz var. Köpeklerimiz, kedilerimiz var. İki kızım da harika bir doğa ortamında büyüyor. Pazardan en harika organik ürünleri alıyoruz. Pazar alışverişimiz 50 TL. Paran olmasa bile doyarsın burada. İstanbul’a iş için gelip hemen kaçıyorum. Panik atak oluyorum İstanbul’da artık” diyor. Hamiyet öyle bir anlattı ki ağlamak istedim halimize.
- Bu bölgede evler 100-250 bin TL arası. İki sene sonra 2 milyon dolara bile bulamazsınız. İnanılmaz bir ilgi var. İki günde gördüklerim ve dinlediklerim karşısında bu tarz bir düşünceye kapıldım söyleyeyim.
- Zeytin Hasat Günleri’nde her sene Boyner Ailesi’nin verdiği davetler ve SabancıAilesi’nin verdiği özel sabah kahvaltıları pek meşhurmuş. Ancak bu sene iki tarafta da herhangi bir hareketlilik yoktu. Organizasyonları iptal etmişler.