Madem sosyal medyanın ve magazin dünyasının gündeminde Sabahattin Ali'nin 'Kürk Mantolu Madonna'sı var o halde güne yine böyle başlayalım. Hatta dizi olursa ne olur onu konuşalım. Belki "Okudum" deyip de "okumamış" olan birkaç kişinin daha ilgisini çeker kitap. Öncelikle kitap dizi alemi yörüngesine ve tabii Ece Yörenç'in yörüngesine çoktan girmişti. "Beren Saat de oynayacak" türünde haberler çıktı. Ece iyi bir senaristtir ve tanıdığım kadarıyla da Beren'i Maria Puder yapmaz, yapmamalı. Bence Ece, Beren Saat'i Maria Puder'in yıllar sonra ortaya çıkacak kızı yapar. Bence hiç düşünmesin aynen böyle yapsın. Meryem Uzerli'den de iyi bir Maria Puder olur. Benden söylemesi.




Patronu jüri yapsın




"Ben magazin yorumcusuyum" diye kendini tanıtan kişi diyor ki: "Kitabı okudum. Madonna'nın hayatı. Beren Saat çok iyi oynar" da diyor. Diyor da diyor. Yani bir şey bilmeden diyor. Hadi buyurun. Gaf üstüne gaf. Hem "Kitabı okudum" deyip anlattıkça anlatıyor, kitaptaki kahramanı Madonna sanıyor. Hem de "Madonna'nın hayatını Beren Saat oynar" diyor. Kendisine süper gözlemci ödülünü vereceğim. Bence patronu çok yetenekli magazin yorumcusunu alıp 'Yetenek Sizsiniz' jürisine otuttursun. Hatta şarkı yarışmasından Sibel Can'ı ya da Hadise'yi kaldırıp kendisini oturtsun. Süper yetenekler bulacağı kesin.




Magazin yorumculuğu




Allah aşkına çekin şu ellerinizi bilmediğiniz işlerden. Biz yıllardır bu mesleğe emek verdik. Ben kalkıp da Ahmet Hakan'ın yaptığı siyaset programını sunmaya kalkıyor muyum? Ya da yorumculuğa soyunuyor muyum? Daha önce defalarca yazdım yine yazıyorum. "Bilmiyorum" demek kötü bir şey değildir. Bilmeyebilirsiniz. Yıllar önce Jess Molho 'yla yaptığımız televizyon programında sorular sorulduğunda "Bilmiyorum ama hemen soralım, doğrusunu öğrenelim" dediğimde moderatör Jess Molho "A bilmiyor musun, nasıl bilmiyorsun?" diye canlı yayında benimle dalga geçer beni küçük düşürmeye çalışırdı. Oysa ki bilmiyor olabilirsiniz. Okumuyor da olabilirsiniz. Kimse sizinle bu yüzden dalga geçmez. "Bilmiyorum" deyip de biliyormuş gibi yaparsanız dalga geçilir unutmayın. Yıllardır bu işi yapan emek veren, sahip çıkın biri olarak magazin yorumculuğunu bu noktalara getiren, aşağılara düşüren kimseye de saygı göstermiyorum. Hem kanal patronuna hem de yapımcıya hem de o masaya oturanlara. Magazini ciddiye almayıp hatta "Magazin canım ne olacak işte yalan yanlış" diye bakan hatta bu mesleği aşağılara çekmeye çalışan herkese lafım. Sizler yüzünden bizim mesleğimize burun kıvırılıyor. Hani günlerde oturup magazin konuşan teyzelerimiz var ya. İşte onları alıp oturtsanız daha samimi bir sohbet olur. Hem masrafları da az olur hem daha ilgi çekici olur. Böyle "Ben oldum" diyenler de saçma sapan yorumlar yapmamış olur.




Bizim insanımız




-Okumadığı halde "Okudum" der.




-İzlemediği halde "İzledim" der.




-Duymadığı halde "Duydum" der. Biliyormuş gibi yapar.




-Görmediği halde "Gördüm" der.




-Gitmediği halde "Gittim" der.




-Sevmediği halde "Sevdim" der.




-Dedikodu yapmadığı halde "Yaptım" der.




Harbiye'ye veda




Pazar akşamı Kenan Doğulu'nun konseri vardı Harbiye Açıkhava'da. HT Masa yayınımız olduğu için gidemedim. Ama o gün orada olanlar çok şanslı. Hem Kenan Doğulu konseri hem de Harbiye Açıkhava Konserleri'nin son konserlerinden birine şahit oldular. Malumunuz artık böyle bir konser alanı olmayacak. Değişiyor, kapanıyor, yenileniyor. Çok acı, insan çok üzülüyor. Orada geçen anılar, geceler, konserler gözümün önünden geçiyor. Ben Harbiye Açıkhava'yla tanıştığımda yıl 1992'ydi. Kayahan konseriydi. İnanın o tarihten bu zamana sayısız şarkılar dinledim orada. Avazım çıktığı kadar yıldızlar altında şarkılar söyledim. Çok acıdır ki yeni nesil bunu keyfi hiç yaşayamayacak.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR