ESKİDEN yılın bu döneminde birçok mekân her akşam tıklım tıklım olurdu. Neredeyse haftanın altı günü. Artık İstanbul gecelerinin eski tadı yok. Cuma günü çok hafif geçen gece hayatında cumartesi gecesi kalabalık arttı. Tabii bu her hafta yaşanan bir şey değil artık. Bu yüzden birçok mekân sahibi mutsuz ve kepenk indirmemek için mücadele veriyor. Mekâna giden insanlar eskisi gibi para harcamayınca sıkıntılı durumlar ortaya çıkıyor. Geçen akşam mekân sahibi bir arkadaşım "Esin dükkâna bakıyorum tıklım tıklım. Güzel ciro çıkacak diyorum ama günün sonunda bakıyorum hiçbir kazanç yok. Çünkü tek bir kadehle sabaha kadar takılmış birçok kişi" diyor. Hal böyle olunca birçok mekân ya kepenk indiriyor ya da eleman çıkarıyor. Gerçi yeni yerlerde yok değil. Cesaret edip mekân açanları tebrik ediyorum. Mesela bu hafta iki mekân açıldı. İkisi de konsept, farklı ve kadınların açtığı bir mekânlar.
-BAŞAK Dizer, Deniz Marşan Room'u taşıdı. Hatta bununla da yetinmedi üç katlı bir yaşam alanı haline getirdi. Yemek, eğlenme ve dinlenmenin bir arada olduğu keyifli bir yer. Cuma akşamı 50 kişilik arkadaş grubuyla küçük bir test yaptılar. Grupta Tanem Sivar, Kıvanç Tatlıtuğ gibi isimler vardı. Başak ve Deniz'in açtıkları mekân için umutluyum.
-LAL Dedeoğlu'nun Daire 1'i de açıldı cumartesi akşamı. Karaköy Bej'den beri İstanbul'da bir proje ile çıkmamıştı karşımıza Dedeoğlu. Şimdi Bebek yokuşunda bir apartman dairesinde farklı konsepte bir mekân açtı. Hakan Özkul ile birlikte insanları karşıladılar yeni mekânlarında, pardon evlerinde. Çünkü burası gerçekten bir apartmanın giriş katı. İki oda bir salon. Koltuklar, perdeler tam bir lokal. Anahtarınızı alıyorsunuz, kapıyı açıp giriyorsunuz. Her gün açık, şimdilik 21.00'e kadar. Ev yemekleri yapılacak. Pazar günleri döner olacakmış. Tam bir sosyalleşme, çalışma, buluşma, iki el tavla atma, okeye dördüncü arama evi olmuş. Müdavimi çok olur Daire 1'in. Bir nevi Soho House gibi bir lokal olur orası.
Yeme-içme dünyasında olan biten
-Rossobylimoncello açıldı
Akaretler'in Limoncello'su geçtiğimiz hafta sessiz sedasız mekânın içinde yeni bir mekân açtı. Adına da Rossobylimencello dedi. Hafta içi özellikle iş çıkışı uğranabilecek ve günün yorgunluğunu alacak bir mekân olmuş. Cumartesi gecesi Limoncello'ya gittim. Mehmet Davran İzmir'den Öküz'ün perküsyoncusunu transfer etmiş. Cumartesi geceleri herkesi coşturuyor. Ben de bu cumartesi coşmasından nasibimi aldım.
-Palomar göz kırpıyor
Karaköy'de Palomar keşfedilmeyi bekleyen sürprizli bir mekân. Ne zaman gitsem büyüleniyorum. Çünkü muhteşem bir İstanbul manzarası var. Güzel manzara eşliğinde sürprizli yemekler denemek isterseniz tavsiye ederim.
-Nargilem olmadan asla
Bunu ben demiyorum, son yıllarda herkes diyor. Nargile hastalığı çığ gibi büyüyor. İnanın sadece bizim memlekette değil dünyada böyle bir müptelalık başladı artık. O yüzden birçok mekân artık konseptlerini nargile üzerine kuruyor. Geçen hafta hep merak ettiğim Kuruçeşme Kahvesi'ne gittim, Ataşehir'de açtığı yeni yere. Öğlen saatleri ve hafta içi olmasına rağmen çok kişi nargileye oturmuştu bile. Bu arada mekânda özel VIP odalar var. Oyun oynama alanları ve karaoke. Çoğu müşteri gelip bu mekânda 12 saat zaman geçiriyor. Mikrofonu alıp sabaha kadar şarkılar söyleyen insanlar var.
-Karaköy Mana kapılarını kapattı
Hani bazı mekânlar vardır, yıllarca durması gerekir ya işte Mana da öyle bir mekândı. Lakin o da krize yenildi.