Ülke olarak birçok şeyin sınavını iyi geçemediğimiz gibi sosyal medya sınavını da iyi geçemiyoruz. Sosyal medya kullanmayı beceremiyoruz, üstesinden gelemiyoruz ve sosyal medya gerçeğini taşıyamıyoruz. Yıllardır göz önünde olan insanların işitmediği hakaret kalmadı. Çok kişi "Yeter" deyip çekip gitti Instagram'dan. Çünkü bezdirdi bir kesim saçmasapan cümleleriyle birçok kişiyi.




Önceki gün bu terbiyesizlikten Mehmet Ali Erbil'in kızı Sezin Erbil de nasibini aldı. Sezin Erbil'e giden mesajı görünce gerçekten kusmak istedim. Ve artık korkmaya başladım. Bu nasıl bir nefret, nasıl kin, nasıl düşmanlık? Sezin Erbil'e gönderilen mesajda "Babanızın istediği kızlarla arkadaş oluyorsunuz, söyleyin bakalım kaç kızı babanızın yatağına böyle düşürdünüz" yazıyordu. Bin yıl düşünsem böyle bir cümleyi kurmak aklıma gelmez. Nasıl bir düşünce?




Kızlar ve babaları özeldir, kutsaldır. Mehmet Ali Erbil'in kızlarını nasıl sevdiğini, nasıl gözü gibi baktığını, onlarla bambaşka bir dünyası olduğunu bilen biri olarak inanın çok üzüldüm. İnsanlığa üzüldüm. O mesajı yazabilen kişiye üzüldüm. Allah yardımcısı olsun. Tabii bu kadar masum "Allah yardımcısı" olsun değil, ağzımı doldura doldura küfür etmek istiyorum kendisine bu satırlarda. Ama tabii yapamıyorum. Lütfen benim yerime siz boşlukları doldurun.




Cahilsin




Instagram demişken bu hafta yaşadığım bir olayı yazmadan edemeyeceğim. Yazdığım bir cümlede tek bir harf hatası vardı. Yani Ralph Lauren yazılacağına Louren yazılmış. 'A' yerine 'O' var. Ben yazarken dikkat etmemişimi editörün de gözünden kaçmış. Olabilir. Hatta dünyanın en normal, en olağan şeyidir bu. Ha bilmiyor da olabilirim. Ama artık Google diye bir şey var. Zaten açıp bakarsın, yazarsın doğrusunu. Ama bu öyle bir şey de değil. Tamamen yazarken hata olmuş.




Neyse tabii keşke hatalar hep böyle küçük olsa. Tek bir harfle sınırlı kalsa. Ancak okuyucudan gelen "Cahilsin" mesajlarıyla şunu bir kez daha net anladım ki kin ve nefretten ölüyor bir kesim. Hatta boğulmak üzere. Küçük de olsa bir hata arıyor kimisi. Hem de bu hiç de küçük bir kesim değil. Çok büyük bir kesim. Ve o kesim neresiyse kesinlikle ben o kesimden değilim. Açık aramam, kimseden ölesiye nefret etmiyorum, kimsenin açığını yüzüne vurmam. Kimseyi görür görmez "Dur şuna bir laf sokayım" demem. Sosyal medyada bir fotoğrafta ne var ne yok araştırmam. Kimseyi yargılamam. Tüm bunları yapana gerçekten Allah kolaylık versin. Tek bir harfi sorun ediyorsa bu ülkede yaşaması bile bir mucize o kişilerin zaten.




'Tyrant' çılgınlığı




BİR arkadaşımın tavsiyesi üzerine başladım. Hatta geç bile kalmışım. 2 gündür deli gibi izliyorum. Son zamanlarda kiminle konuşsam etrafta birçok dizinin yanında bir de 'Tyrant' izleniyor. Tam Ortadoğu'nun içinden bir dizi. İnanılmaz cümleler kuruluyor, inanılmaz olaylar yaşanıyor. Henüz ikinci sezondayım. Devamı nasıl gelir bilinmez ama sinirleri yıpratan bir dizi. Dayanabilirseniz izleyin derim.




'Nuri' oldu 'Hu Hu'




16 Haziran 2016'da "Sezen Aksu'dan 'Nuri' geliyor' diye bir yazı yazmış, yeni albüm hakkında bilgi vermiştim. Hatta o dönem "Sezen Aksu şarkılarını dinleyenlerin dilinde 'Nuri' şarkısı var" diye yazmıştım. İşte o 'Nuri', 'Hu Hu' olmuş. 'Biraz Pop Biraz Sezen' albümünde şarkı ismi değişerek dinleyiciyle buluşmuş.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR