Bu mesleği yıllardır yapan biri olarak utandığım ve üzüldüğüm nadir anlar vardır. İşte Demet Akalın'ın Beyaz TV'ye bağlandığı zaman yaptığı konuşmasını izlerken yaşadığım duygu da buydu. Daha doğrusu geçirdiği cinnet anına tanıklık ederken acayip üzüldüm. Ağlıyordu, feryat ediyordu. Magazin bu değil işte. Böyle olmamalı. Magazin eğlencedir, keyiftir. Tabii zorlu anlar vardır ama bu değil. Hiçbir insan çileden çıkarılmaz, çıldırtılmaz, “Beni hastanelik edeceksiniz” diye feryat etmez, etmemeli. Bir dozu ve ayarı vardır.
HERKES MAGAZİN YAPMAMALI
- Evdeki hanımlar da altın günlerinde magazin konuşuyor.
- Kahvedeki amcalar “Şu şöyle yapmış duydun mu?” muhabbeti yapıyor.
- Bakkal efendi magazin eklerini okurken “Bak hele şuna” diyor.
- Dağdaki çoban hayranı olduğu kadını ya da adamı merak ediyor, hakkında illa üç beş kelam ediyor.
- Arkadaş buluşmasında, kocaman bir masanın başında akşam yemeği etrafında, kahvaltıda... Her yerde illa ki magazin konuşuluyor. Evet ama işte oralarda konuşulduğu gibi ekranda konuşulur ya da gazetede yazılırsa sonuç bu oluyor işte. Korkunç, çirkin, gerçek mesleği bu olanları utandıran bir tablo.
Magazinin ince ayarı
Hani “Aman canım magazin işte, dedikodu, konuş gitsin. Zaten sanatçılar doğru olsa da yalanlıyor. Yaz gitsin” deniyor ya. İşte o öyle değil. Magazin yaparken ayar kaçarsa ne olur bilir misiniz?
1- Size kimse saygı duymaz.
2- Size kimse inanmaz.
3- Haber yaptığınız kişiyi gördüğünüz anda yolunuzu değiştirir, göz teması kuramaz, kaçarsınız.
4- Ekranda iş buluyor olabilirsiniz ama inanın kalıcı olmayacaksınız.
5- En büyük hata magazini kolay bir iş zannetmektir.
Demet Akalın’ın feryadı
Demet'i müzik yolculuğuna başladığı andan itibaren tanıyorum ve takip ediyorum. Dirayetli, güçlü ve her anını duygusunu gizlemeden yaşayan biri. Ünlü olarak bunu yapmak zordur, o da zoru başarır. Gizli saklı yaşar ama ağlarsa ağlar, gülerse güler, pot kıracaksa kırar. Son zamanlarda sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Bu konu hakkında daha önce bir satır yazmadım, yazamadım. Haciz gerçekten kötü, korkunç bir durum. Çocukken babasının işleri bozulunca bu durumu yaşamış biri olarak o duyguyu çok iyi biliyorum ve hissediyorum. “Allah düşmanımın başına vermesin” denebilecek bir tecrübe bu. Demet Akalın bunu yaşıyor ve sonrasında “Haczin durdurulduğunu” ifade ediyor. Eşi Okan Kurt da olayın kontrol altına alındığını ve haczin durdurulduğunu
açıklıyor. Yani bu herhangi bir magazin olayı değil. Sevimsiz bir olay, üzerine günlerce konuşulacak bir durum değil. Çünkü kendini bildi bileli çalışan, çabalayan, parasını kazanan, dişiyle tırnağıyla bir yere gelmiş, birçok olayını basın karşısında yaşamış bir kadın söz konusu. Ve ilk kez bu hale geliyor, neredeyse cinnet getiriyor. Ortada çocuk var ve evlilik var. Bir keresinde annemin yaşadığı bir cinnet anını getirdi aklıma Demet'in hali. Allah kimselere vermesin. Demet Akalın bu üzüntüyle “Kimseye borcum yok” diye feryat ediyor. Haciz hassas bir konu. Magazine dahil en hassas konuların başında geliyor. Öyle ekranda 'Ben daha çok konuşayım da dikkat çekeyim' diye düşünerek tartışılacak şey değil.