Günlerdir magazin gündeminde Kibariye'nin 19 yıllık eşi Ali Küçükbalçık tarafından aldatıldığını konuşuyoruz. Yanlış hatırlamıyorsam bu ilk değil. Ve eğer ayrılma olmazsa son da olmayacak. Ve yine yanlış hatırlamıyorsam Kibariye her seferinde affediyor. Çünkü boşanmak, düzenini bozmak istemiyor. Bu sefer de baskılara direnirse yine affeder. Tanıdığım Kibariye yüzde yüz eminim içinde affetmek ve konuyu kapatmak duygusunu çok güçlü barındırıyordur şu anda.

Oysaki çalışan, yıllardır kendi ayakları üzerinde duran, kimseye muhtaç olmayacak kadar güçlü bir sese ve yüreğe sahip olan biridir kendisi. Karşısındaki adam değil. Ama bunu göremiyor. O ve onun gibi çok kadın var. Kibariye sadece bir örnek. Hani güçsüz, çalışmayan, işi gücü olmayan, okuma-yazma bilmeyen, hiçbir işe giremeyen, kimsesi olmayan ve sadece kocasına mahkum kadınlar, "Benim işim gücüm olsa kocamın şiddetine, aldatmasına katlanmam, terk ederim" diyor ya, işte o kadınların tam tersi bu kadınlar.

Çalışıyor, kendi ayakları üzerinde duruyor kendi paralarını kendi kazanıyorlar ama erkekler ne istiyorsa onu yapıyorlar. Ve en fenası bazı kadınlar "Sen beni terk etme, ne yaparsan yap. Ben göz yumacağım her türlü çapkınlığına, zamparalığına" diyorlar. Yeter ki "Yanımda bir kocam var" düşüncesi görünsün dosta, düşmanı.

Kibariye'nin artık:

-Öncelikle kendini kadınlığını düşünmesi ve kendini fazlasıyla sevip değer vermesi gerekiyor.

-Ve tabii 18 yaşındaki kızını düşünmesi gerekiyor.

-Bundan önce yaşadığı zorlu hayatı düşünüp bir saniye bile kendini üzen hiçbir erkeği çekmemesi gerekiyor.

-"Parayı kazanan benim" deyip gücünün farkına varması, dimdik durması gerekiyor.

-Kendini bir erkeğin boyunduruğu altında olmak zorunda hissetmemi gerekiyor.

-"Yanımda bir erkek varsa güçlüyüm yoksa güçsüzüm" düşüncesinden çıkması gerekiyor.

-Kısacası kendisine, hayatına değer vermesi gerekiyor.

Geçen haftadan aklımda kalan

-"Magazin gündeminde neler oluyor Esin?" diye soracak olursanız, yine bol uzaklaştırma kararları alındı. Malumunuz son yılların modası. E bizim ünlülerimiz de modayı pek sever. Bayılırlar hatta. O ona uzaklaştırma kararı aldırsın. Zaten yakın değillerdi daha da uzaklaşıyorlar birbirlerinden. Bir de bu sanatçı kesimi magazin yorumculuğuna el attı, daha da çorba oldular. Bayılırlar her şeye el atacaklar. Girebilseler siyasete de girecekler de almıyorlar işte. Görüyorsunuz İbrahim Tatlıses'i. Kaç keredir kapıdan dönüyor. Neyse anlayacağınız magazin dünyasında eğlence sıfır gerginlik hat safhada ilerliyor. Klasik 90'lar tükenemiyor.

-Batman'da 20'li yaşlardaki 3 kız, arkalarından konuştuğunu ileri sürdükleri kız arkadaşlarının işyerini basıyorlar. Ellerine küçük, çakı gibi bir şey almışlar, kızı da sıkıştırmışlar saçını çekiyorlar, tokat atıyorlar, "Dilini keseriz", "Soyun", "Öldürürüz", "Gebertiriz" diyorlar. Nasıl çirkin, nasıl berbat! Kadınlar yapınca daha da çirkin gözüküyor. Bir de utanmadan sosyal medyaya yüklüyorlar. Eşkıya olmuşlar meğer, kadınlıktan çıkmışlar. Gözaltına alınırken gördüm daha da çirkinleşmişler. Allah akıl fikir versin.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR