Çukur bu sezon da Show TV ekranlarında fırtına gibi esiyor.
Çukur fanı olduğumu bilen izleyiciler “Esin Hanım hayırdır. Bu sezon Çukur izlemiyor musunuz? Hiç yazmıyorsunuz?” diyerek mesajlar atıyor.
İzliyorum efendim. İzlemez oluyor muyum?
Her hafta hem de hiç kaçırmadan izliyorum.
Sıkı takipçisiyim merak etmeyin.
Önceki gün de gözlerimi ayırmadan izledim. En çokta Vartolu’nun geri dönüşüne bayıldım. Nasıl bir karakterdir Vartolu.
Erkan Kolçak Köstendil’in yarattığı televizyon dünyasına gelmiş geçmiş en harika karakterdir Vartolu ve uzun yıllar unutulmayacak. Bu sezon çok fazla Vartolu olarak çıkmamıştı karşımıza.
Önceki gün küçük bir rolde çıktı.
Siyah takım elbisesi.
Kırmızı mendili.
Limon sıkılmış, geriye atılmış saçları. Elinde tespihi ile Vartolu rüzgarı estirdi küçükte olsa mest oldum.
Keşke biraz daha fazla Vartolu olarak izlesek çok özlemişim. Bir anda farkını ortaya koydu.
Çocuklar için bir paylaşımdan daha çok şey gerekiyor
Önceki gün “Dünya Çocuk Hakları Günü” için sosyal medyada herkes bir paylaşım yaptı.
Fakat çocuk hakları günü için bir gün değil her gün bir şeyler konuşmalıyız.
Hele ki, şu çirkin dünyada.
Hele ki şu günümüzde.
Her gün çocuklarımız, geleceklerimiz için bir şeyler yapmamız gerektiğinin farkına varmalıyız.
İşçi çocukların günden güne çoğaldığı, çocuğunu döven, eziyet eden anne ve babaların olduğu günümüzde çocuk hakları günü kutlamaya bir paylaşım yapmaya ben utanıyorum.
Çocuklar, çocuklarımız için daha çok şey yapmamız gerekiyor bir paylaşımdan daha çok şey.
İnşallah bir yemekle kalmaz
Geçen hafta Ferhat Göçer’in kızı Yağmur Göçer’in feryadını dinledik.
Üzüntüsünü anlamaya çalıştık.
Bir baba-kızın arasındaki kopukluğu öğrendik.
Yağmur Göçer, “Beklediğim mesaj ve telefon geldi babamdan. Görüştük bir yemek yedik. Sadece bazı şeyler için zaman gerekir.
Çok yıprandık yaralandık. Zaman bize iyi gelecek. Her şeyin daha güzel olacağı güzel günler yaşayacağımızı umuyorum.
Bu süreçte destek mesajları atan yanımda olan herkese teşekkürler” demiş.
Ne güzel bir son.
İnşallah böyle devam eder ve tabii tek bir yemekle kalmaz bu buluşma.
Daha çok buluşur baba-kız.
Daha çok zaman geçirir.
Uzak kaldıkları zamanın acısını çıkartırlar inşallah.
Ferhat Göçer de inşallah kızının kıymetini bilir, göstermelik bir yemek yiyip ele güne sergilemek için buluşmamıştır.
Yıllardır bilinen mevzu yine gündemde
Ayşe Arman röportajlarını para karşılığımı mı yapıyor?
Tek bir soru.
Tek bir yanıt gerektiriyor.
Yönetim “Evet bilgimiz var. Kimseyi ilgilendirmez” diyecek belki de olay kapanacak.
Ama yıllardır buna kimse yanıt vermiyor, veremiyor.
Ara ara bu olay gündeme geliyor.
Ve işte buyurun yine gündemde.
Yine Hürriyet yönetimine bu soru yöneltiliyor ama yine kapı, duvar. Kimseden bir yanıt yok.
Sanırım bu soruya yine yanıtsız kalacak.
Sorunun yanıtsız kalmasının tek rahatsız verdiği durum herkesi zan altında bırakması.
Çünkü bir kişi ya da birileri bunu yapınca herkes yapıyormuş gibi gözüküyor.
Tek sorun bu.
Herkes öyle yapıyormuş gibi gözüküyor.
Çünkü insanımız, herkese bir kılıf yapıştırmaya o kadar meraklı ki!
Hemen “O da yapıyordur”, “Bu da yapıyordur”, “Kesin o da yapmıştır”, “Bu da yapmıştır” demeye başlıyor.
O yüzden sıkıntı büyüyor.
Bir kişi yapınca inandırıcılık yok oluyor.
O yüzden de keşke bir an önce yanıtını bulsa ve temizlense.
Ama maalesef temizlenmesi ve son bulması da zor gibi gözüküyor.
Hele ki patronun ve yönetimin haberi var ve sessiz kalıyorsa.