Fazıl Say “Instagram hesabından takipçi sayım azalıyor” dedi olanlar oldu.
Öyle şeyler oldu ki takipçi sayısı bir anda artmaya başladı, çünkü popüler kültüre hizmet eden bir isim olan Hakan Hatipoğlu ile laf dalaşına tutuştu.
Sosyal medyanın en sevdiği şey.
Tartışma, ajitasyon, eleştiri, ünlü-ünsüz tartışması, “Sen benim kim olduğumu nasıl bilmezsin” mevzuları devreye girdi.
E daha ne olsun.
İki tarafa takipçi yağıyor.
KONUYU FAZLA UZATTI
Şimdi: Fazıl Say, Hakan Hatipoğlu’nu tanımak zorunda değil.
Tabii Hakan Hatipoğlu diyor ki: “İki senedir beni takip ediyor nasıl tanımaz!”
Ben de diyorum ki, “Tanımayabilir.”
Bir şekilde takibe almıştır ve görmüyordur bile.
Fazıl Say 7 bin 500 kişiyi takip ediyor.
Ve bu kadar çok kişi takip eden biri Hakan Hatipoğlu’nun paylaşımlarını inanın görmüyordur.
Hele ki bu kişi Fazıl Say ise.
Fazıl Say’ı tanıyan bir kaç kez aynı masaya oturmuş, sohbet etmiş biri olarak çok net bir şekilde bunu anlayabiliyorum.
Kısacası Hakan Hatipoğlu son yılların egosu ve sosyal medya hastalığı ile “Beni nasıl tanımaz” bilinci ile konuyu biraz fazla uzattı.
Ama uzatması da gerekiyordu.
Çünkü sosyal medyanın gerekliliği bu.
Şifresi bu.
Uzasın ki takipçi sayısı çoğalsın.
Eğer bundan dolayı her iki taraf memnunsa süper.
Biraz daha uzatsınlar madem.
Ancak Fazıl Say yaptığı açıklamada, “Ben 5 yıldır Instagram kullanıyorum, binlerce kişiyi takip ediyorum, bunların içinde tanıdıklarım, bildiklerim de var, belli bir vesileyle eklemiş olduklarım da" diye başlayıp "Bırakın doğasında işlesin her şey.
Biraz düşününce, malum her konuda ajitasyon ‘Ne işle uğraşıyorsun?' sorusuna bile ‘Ben iyi insanım sen kötü insansın’ cevabı patlatılıyor, dinamit gibi gerçek celladının kim olduğunu anlamasına fırsat bile kalmadan” diye devam ediyor.
YER BULMAYA ÇALIŞIYORLAR
İşte çağımızın hastalığı devreye giriyor: “Ajitasyon.”
Dikkat edin.
Etrafınıza dikkat edin.
Instagram da olan biteni takip edin.
Açıklamaları takip edin.
Suçlu insanları takip edin.
Güçlü insanları takip edin.
Ajitasyon yapan o kadar çok insan var ki!
Neden: Çünkü kendilerine yer bulmaya çalışıyorlar.
Ve buluyorlar da.
Artık çoğu insan farkında olmadan bunu yapıyor.
Eminim Hakan Hatipoğlu’da bunu yaptı.
Farkında olmadan Fazıl Say’ın “Aslında sen kötü bir insansın” diyerek açığını ortaya çıkartmaya çalıştı.
Sistem bir zaman sonra bu yola sürüklüyor.
Hakan Hatipoğlu bunu bilinçli yaptı demiyorum.
“Sistem bir zaman sonra bu yola sürüklüyor” diyorum.
Farkında olmadan.
Hakan Hatipoğlu yaptığı açıklamada hemen kendisinin tanınmadığın duyunca “Zaten ben kendisini görmüştüm. Hayranı ile fotoğraf çektirmedi.
İyi bir insan değil. Dünya tanısa bile değil işte” diyerek avazı çıktığı kadar bağıran çocuklar gibiydi.
Çünkü kendi canı sıkılmıştı, karşısındakinin de canını sıkmaya çalışıyordu.
İşte tam da sosyal medyanın istediği olay.
Zehir.
Bu zehri aldıysanız geçmiş olsun.
Eğer bu zehri almaya devam ediyorsanız takipçi sayınız günden güne çoğalacak demektir.
Devam etmek isteyenlere kolay gelsin.
Ve ajitasyon yaparsan kazanırsın.
Genel olarak şu durumdayız
1- Eğer aç yatıp “Açım” diye ağlamıyorsan salaksın.
2- Eğer işsizsen ama iş istemiyorsan salaksın.
3- Banka hesabında beş kuruşun yok ama milyonların var gibi takılıyorsan salaksın.
4- Kredi kartı borcunu diğer bir kart ile ödediğini başka insanlara söylemiyorsan yine salaksın.
5- Cebinde bir liran yok ama milyonların varmış gibi davranıyorsan sen su katılmamış bir salaksın demektir.
Evet ajitasyon yapmıyorsan sen bir hiçsin.
Zannediliyor ki krallar gibi yaşıyorsun.
Hiç derdi, tasası, sıkıntısı, sorunu yok.
Tuhaf değil mi!
Her şey tuhaf maalesef.
Cümleler, kelimeler bile yetmiyor artık bazı şeyleri anlatmaya.
Sıkılmadınız mı?
Murat Boz ve Aslı Enver’in “Barıştılar”, “Barışacaklar”, “Barıştılar mı?”, “Küstüler mi?”, “Ayrıldılar mı?”, “Ayrılmadılar mı?”, “Çapkınlık yaptı mı?”, “Yapmadı mı?”, “Kesin barışmışlardır” mevzularından.
Vallahi benim içim şişti yeminle. Aslı Enver ve Murat Boz kusacağım.