Beş yıl aradan sonra Deniz Seki “Uzun Hikaye” adını verdiği albümünü çıkarttı.

Albüm diyorum ama Deniz Seki adeta hayatının kitabını yazmış.

Üç gündür dinliyorum diyeceğim ama ben bu albümü okuyorum.

Gerçekten Deniz Seki hayatını, geçirdiği tüm sıkıntılarını, aşklarını, anılarını teker teker yazmış.

Satır aralarında dile getirmiş.

Sözleri iyi okumak gerek.

Çünkü Deniz isyan etmiş, ağlamış, gülmüş, sarılmış, haykırmış, kaçmış, içine kapanmış ama yine özüne dönmüş.

Yani aşık olan, seven, güvenen Deniz Seki olmuş.

EN ÖNEMLİ ŞARKI AHMET KAYA'DAN

“İyi Ki Varsın Aşkım” derken çektiği zorluklarda elinden tutan o sıcacık ele teşekkür etmiş. Tabii bunu ben bir kişi olarak anlamadım. Tüm zorluklarda elinden tutan güzel kalplere teşekkür etmiş. O sıcak eli tutmasaydı o zorlukların üzerinden gelemeyeceğinden bahsetmiş.

“Öğrendim”i dinlerken “İşte kilit şarkı” diyorsunuz. Deniz Seki sadece son beş yıl değil tüm yaşantısı boyunca geçirdiği anlardan bahsediyor. Deniz’i çıktığı ilk günden bu yana takip eden, çok iyi tanıyan biri olarak bu şarkıda aldığı dersleri anlatıyor. Her aşamadan geçtiğini ama ayakta kaldığını ifade ediyor. Şarkının müziği de tam 12’den vuruyor sizi. Ve tamamen içine alıyor.

Deniz Seki “Yanmayı da öğrendim, kül oldum” diyor ama küçük küçük yaşadığı sevinçleri de “Bir Zamanlar”da anlatıyor. Geçmişteki tüm yanlışlarını önüne koyduğunu, hesaplaştığını ama içinin hala kıpır kıpır olduğunu söylüyor. Ve bir aşk kadını olduğunu anlatıyor.

İşte en önemli şarkı Deniz Seki için Ahmet Kaya’nın “Nereden Bileceksiniz”.


Deniz bu şarkıyı sahnede de söylerken adeta yaşıyor. Geçirdiğini son beş yılından ziyade tüm yaptığı hatalarla gözünün önünden geçiriyor. O kadar içten söylüyor ki, sizi o anlara götürüyor. Size yaşatıyor adeta.

Albümde diğer sevdiğim şarkıların başında da “Vefalı Sarmaşık” geliyor. Deniz Seki’yi acayip iyi anlatan bir şarkı.


Deniz’in yaşadığı tüm zorlukların gerisinde, hep bir aşk hikayesi çıkmıştır. Deniz’de bu şarkıda kendisinin bir aşk kadını olduğunu üstüne bastına bastıra söylüyor ve “Bu dünyada aşk olmazsa yaşamak neye yarar söyle” diyerek pes etmediğini ve aşka devam ettiğini kapılarını sonuna kadar açtığını anlatıyor.

Yani “Başına ne gelirse gelsin” devam mesajı veriyor.

“Helal Ettim Hakkımı”, “Çok Sevmiştik”, “Su Akar”, “Hüzün Nerde Ben Orada” diyen Deniz’i o kadar iyi anlıyorsunuz ki!


Tamam diyorsunuz aşk bu kadının göbek adı. Ve ne yaşarsa yaşasın, tekrar başa dönse de yaşayacak.


Ve albümde kült şarkılar arasına girecek “Toprak Ana” var ki muhteşem. Bildiğimiz, tanıdığımız “Gidemem” şarkısı da

Deniz Seki’de bir başka hayat bulmuş.

Ve işte Deniz Seki bu diyorsunuz. Aşk uğruna yaptığı her şeyi kabullenmiş, sarılmış, sıyrılmış ama devam diyor.


Yani bu şarkılar “Hadi şöyle janjanlı bir şarkı dinleyeyim” tadında değil.

İyi okumak, anlamak ve hissetmek gerek.

Anladığınız zaman hayat boyu bırakamayacağınız şarkılar olmuş.

Bir İhtimal Biliyorum

İyi müzik, iyi aranje, iyi sözler, iyi ses eşittir Gülşen.

“Bir İhtimal Biliyorum” single da Gülşen tam bir müzik karması yaşatmış.

Uzun süredir bu şarkının üzerinde çalışıyordu Gülşen. Hareketli şarkı bekleyenleri hüsrana uğratsa da şarkı akılda kalıcı ve uzun yıllar dinlenecek şarkılar listesinde yerini alır.

Kısacası “Evet şarkı ateş ediyor”. Gülşen kültleri arasında yerini alır.

Kar tatili diye bir gerçek var

Eski gazeteci arkadaşım Uğur Sosyal “Esin hadi Palandöken”ne gel bizimle dediği zaman inanın 10 gün düşündüm.

Çünkü ben kar tatili sevmeyen hatta anlamayan birisiyim.

Neden?

Çünkü kaymayı bilmiyorum.

Daha doğrusu hiç heves etmedim.

Üşümeyi hiç sevmiyorum.

Sadece camın arkasında, şömine yayında hem karı hem de kayanları izlemeyi seviyorum.

Ve uzun süredir de ne Uludağ, ne Kartalkaya, ne de Palandöken’e gitmemiştim.

İlk Palandöken’e de Allah rahmet eylesin İbrahim Erkal’ın daveti üzerine gitmiştim. Sanırım 15 sene falan oluyor.

Klip çekimi vardı Palandöken’de.

Benim de muhabirlik yaptığım yıllardı.

Dadaş İbrahim Erkal aynı zamanda bize Erzurum’u gezdirmişti.

Memleketimizin her yeri çok güzel.

Geçen Mardin’deydim, öncesinde Halfeti, Gaziantep derken bu hafta da Erzurum olunca aslında koşarak gittim.

Gerçekten Erzurum inanılmaz gelişmiş bayıldım. Ve Erzurum da Palandöken gibi bir harikamız var.

Ve tüm oteller tıklım tıklımdı.

İlk gittiğimiz gün kar yağmadı. Ama Sway Hotel ilk gün bizim için kar yağdırdı.

O bile güzeldi.

Fakat Allah’tan bir gün sonra o muhteşem beyazlık kapladı her yanı.

Sosyetenin ünlü isimleri de attılar kendilerini kayak merkezine.

Hepsi yetenekli maşallah çok güzel kayanlar var gördüm. Hele çocuklar. Harikaydı. Küçücük çocukların kendilerini kar pistine atıp kaymasına bayıldım.

Sonra da kendi kendime “İşte bu çocukluktan içten gelecek sonradan olmuyor” diye de söylendim.

Ben çocukken en fazla sokağımızda yokuştan kayardım.

Kar ile ilişkim bu kadar.

Ama kar ve kayma aşığı çocukları görünce bayıldım. Özendim ama yine de cesaret edemedim.

Hepsi büyük bir aşkla kayıyor. Yılda iki ya da üç kez kaymaya gittiklerini söylediler.

Hatta ailelerini “Hadi beni kayağa götür” diye zorluyorlarmış.

Zaten sürekli kaymak istediler yerlerinde hiç durmadılar.

Ne güzel memleketin her köşesinden harika kayak yerleri fışkırıyor. Daha çok gitmek gerek. Sevenlerin aklında olsun.

Ama benim gibi “Gideyim, memleketi gezeyim, göreyim, şömine yanında oturayım. İki kar topa oynayayım” diye düşünüyorsanız da kaçırmayın.

İnsana güzel bir enerji veriyor. İyi ki gitmişim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR