18 Temmuz Perşembe İstanbul Harbiye Açıkhava,

19 Temmuz Cuma Bodrum Antik Tiyatrosu,

20 Temmuz “Ken on the Beach” ile Spiaggia Grande de sahnedeydi Kenan Doğulu.

Bitmeyen, tükenmeyen bir enerjisiyle.

En güzel şarkılarıyla.


Şimdi hazırsanız başlıyorum.


Arkaya yaslanın ve dikkatinizi vererek okuyunuz. Özellikle “Ben oldum” diyen yeni yetmeler. Hatta “Ben bugün çok yorgunum, benden iyi sahne beklemeyin” diyenler. Hatta “Bilmem ne konserim var ona hazırlanmam gerek” diyerek alınan işleri iptal eden kendini bir şey sanan şarkıcıklar. Sahneye çıkmadan “Ben şu kadar ara veririm. Ön stantlar, bilmem ne kadar uzağa taşınsın, yoksa sahneye çıkmam. Bilmem ne istiyorum, bilmem ne olmadan sahneye çıkmam” diyenler. Yani, Zeynepler, Bengülere, Diclelere, Baranlara, Ezgilere, Güntaşlara, Selenlere, Aylalara gelsin. Son iki-üç senedir küçük kulüplerde sahneye çıkan sonra büyük hedefler büyüten tüm heyecansız isimlere gelsin. İyice okuyun. Kenan Doğulu’yu iki yoğun konseri sonrasında önceki gece Grande de izledim. Ki Kenan’ı bıkmadan, usanmadan, ilk günkü enerji ile 1995 yılından bu yana izliyorum. Bakın 1995 diyorum. Sizlere bir şey ifade ediyor mu? Sevgi, sahneyesini izleme arzusu bitmiyor, tükenmiyor. İki sene sonra yok olmuyor. Ama sizler iki sene sonra yok olacaksınız. Neden biliyor musunuz? Zaten yeni şarkılarınız dile dolanmıyor. Sadece Cover şarkılarla meşhur olup iki sene sonra da unutulacaksınız. Bakın kimseye kötü bir şeyler yazma, söyleme derdinde değilim. Sadece gördüklerimi ve yaşadıklarımı söylüyorum. Kenan Doğulu’da yıllarca küçük barlarda sahneye çıktı. Bir Şaziye fırtınası estirdi ki hala akıllarda, dillerde. Bu yüzdendir ki, Kenan Doğulu sevgisi, heyecanı bitmiyor. Sadece benim mi? herkesin. Çünkü Kenan Doğulu işini seviyor, sahip çıkıyor. Seyirciye saygısızlık yapmıyor. Sahneye çıktığında hakkını veriyor. “Bitse de gitsem” duygusuyla takılmıyor. Sürekli izleyiciden alkış istemiyor. Yorgun hatta morali bozuk olsa da, asla hissettirmiyor. Her şarkısı dile dolanıyor. 7’den 70’e herkes ile göz teması kuruyor. Seviliyor. Dün yürüdüğü yollarda yanında olan hiç kimseye sırtını dönmüyor. Bence bunlar önemli detaylar. Alınıp, kırılacağınız yerde ciddiye alıp mutlaka Kenan Doğulu sahnesi izlemenizi tavsiye ederim.


Kenan Doğulu sahnesinden aklımda kalan


-19:34’de sahneye çıktı.

-Boşver şarkısı ile başladı ve “Çıldır” komutu ile 2 bin 800 kişi çoşmaya başladı.

-46 şarkı söyledi.

-Şarkı aralarında Şaziye zamanlarına da götürdü, ilk çıktığı günlere de.

-Babasının şarkısı “Elveda Meyhaneci”yi de seslendirdi.

-Enerjisi çok iyiydi.

-Saatler 23:40’ı gösterdiğinde tüm ekibine “4,5 saattir çalıyorlar. Kocaman bir alkış istiyorum. Çişleri bile gelmedi” diyerek ilk kez alkış istedi.

-Saatler 00:00’ı gösterdiğinde yine Boşver şarkısı ile konserin bitişini haber verdi.

-00:05’de de sahneden indi.

Tüm konserleri çok güzel, heyecanı yüksek, tıklım tıklım. Ancak Kenan Doğulu Spiaggia Grande de bambaşka bir heyecan yaratıyor. İnsanlar günler öncesinde “Kenan günü yaklaşıyor” demeye başlıyor. Kenan Doğulu için erkenden hazırlık başlıyor.

Ve izleyici Ken on the beach’e giderken resmen heyecandan ölüyor. Bunu görebiliyorsunuz. Ve herkes kendini eğlenmeye programlıyor. İlk şarkıdan son şarkıya kadar tempo hiç düşmüyor.


Sırada Mustafa ve Remos var


Üçüncü sezonda da Çeşme’de yine güzel bir sezon geçiren İbrahim Görücüoğlu, Ozan Balaman ve Ömer Şenay’ın yine güzel projeleri var. 24 Ağustosta da Mustafa Sandal ve Antonis Remos ikilisini sahneye çıkartacaklar.

Ben de bu ikiliyi dört gözle bekleyenlerdenim. Çünkü Mustafa Sandal’ı izlemeyi özledim. Ve tabii Remos ile birleşecek iki enerji bu sene Kenan Doğulu sonrası Çeşme’ye iz bırakacak.


Bengü’nün gece yarısı arası


Bu hafta On Air’de Bengü Beker’i dinlemeye gittim ki, acayip sesini, yorumunu ve sahnesini beğenirim. İlk çıktığı günlerde beş saat sahneye kalır şarkılar söylerdi. Uzun süre sonra ilk kez bu hafta Alaçatı On Air’de izledim ama şahsen üzüldüm. Sahnesi, sesi, yorumu tamam harika lafım yok. Ancak gece bir mekanda olmuş saat 02:00 ara vermek neyin kafası. Hem de uzun bir ara. Öyle beş dakika on dakika değil. Gayet uzun bir ara. Zaten insanlar eğlenmek istiyor o saatte. Ve dükkan da 03:00’de kapanacak zaten. Müzik izni o kadar bu neyin arası. Çıktığın dükkanların da menfaatini biraz olsun düşünmek gerek. Bu gidişle dükkanlar batacak başka çıkacak yer bulamayacaksınız.


Zeynep’in kaprisi


Zeynep Bastık için geçen gün bir yazı yazıp bazı detaylar sıralamaştım.Aslında orada dikkate alınacak çok önemli şeyler yazdım. Zeynep’e bazı önemli akıllar vermiştim. Ama görüyorum ki, Zeynep farklı bir yol çizmeye kararlı. Harbiye Açıkhava da konseri olduğu için daha önceden aldığı bazı konser anlaşmalarını son dakika iptal etmiş. Onu da geçtim sahneye çıkarken çok zorlayıcısı bazı isteklerde bulunmaya başlamış. Ve fiyatını çok ama çok yükseltmiş. Bir de sık sık “Çok yorgunum” diyerek izleyiciye “Konser bitse de gitsem” duygusunu yaşatmaya başlamış. Zeynepciğim daha çok yenisin. Daha tam olarak kök salmadın. Az biraz daha bu kaprisler için erken değil mi sence de? 18 Temmuz Perşembe İstanbul Harbiye Açıkhava, 19 Temmuz Cuma Bodrum Antik Tiyatrosu, 20 Temmuz “Ken on the Beach” ile Spiaggia Grande de sahnedeydi Kenan Doğulu. Bitmeyen, tükenmeyen bir enerjisiyle. En güzel şarkılarıyla. Şimdi hazırsanız başlıyorum. Arkaya yaslanın ve dikkatinizi vererek okuyunuz. Özellikle “Ben oldum” diyen yeni yetmeler. Hatta “Ben bugün çok yorgunum, benden iyi sahne beklemeyin” diyenler. Hatta “Bilmem ne konserim var ona hazırlanmam gerek” diyerek alınan işleri iptal eden kendini bir şey sanan şarkıcıklar. Sahneye çıkmadan “Ben şu kadar ara veririm. Ön stantlar, bilmem ne kadar uzağa taşınsın, yoksa sahneye çıkmam. Bilmem ne istiyorum, bilmem ne olmadan sahneye çıkmam” diyenler. Yani, Zeynepler, Bengülere, Diclelere, Baranlara, Ezgilere, Güntaşlara, Selenlere, Aylalara gelsin. Son iki-üç senedir küçük kulüplerde sahneye çıkan sonra büyük hedefler büyüten tüm heyecansız isimlere gelsin. İyice okuyun. Kenan Doğulu’yu iki yoğun konseri sonrasında önceki gece Grande de izledim. Ki Kenan’ı bıkmadan, usanmadan, ilk günkü enerji ile 1995 yılından bu yana izliyorum. Bakın 1995 diyorum. Sizlere bir şey ifade ediyor mu? Sevgi, sahneyesini izleme arzusu bitmiyor, tükenmiyor. İki sene sonra yok olmuyor. Ama sizler iki sene sonra yok olacaksınız. Neden biliyor musunuz? Zaten yeni şarkılarınız dile dolanmıyor. Sadece Cover şarkılarla meşhur olup iki sene sonra da unutulacaksınız. Bakın kimseye kötü bir şeyler yazma, söyleme derdinde değilim. Sadece gördüklerimi ve yaşadıklarımı söylüyorum. Kenan Doğulu’da yıllarca küçük barlarda sahneye çıktı. Bir Şaziye fırtınası estirdi ki hala akıllarda, dillerde. Bu yüzdendir ki, Kenan Doğulu sevgisi, heyecanı bitmiyor. Sadece benim mi? herkesin. Çünkü Kenan Doğulu işini seviyor, sahip çıkıyor. Seyirciye saygısızlık yapmıyor. Sahneye çıktığında hakkını veriyor. “Bitse de gitsem” duygusuyla takılmıyor. Sürekli izleyiciden alkış istemiyor. Yorgun hatta morali bozuk olsa da, asla hissettirmiyor. Her şarkısı dile dolanıyor. 7’den 70’e herkes ile göz teması kuruyor. Seviliyor. Dün yürüdüğü yollarda yanında olan hiç kimseye sırtını dönmüyor. Bence bunlar önemli detaylar. Alınıp, kırılacağınız yerde ciddiye alıp mutlaka Kenan Doğulu sahnesi izlemenizi tavsiye ederim. Kenan Doğulu sahnesinden aklımda kalan -19:34’de sahneye çıktı. -Boşver şarkısı ile başladı ve “Çıldır” komutu ile 2 bin 800 kişi çoşmaya başladı. -46 şarkı söyledi. -Şarkı aralarında Şaziye zamanlarına da götürdü, ilk çıktığı günlere de. -Babasının şarkısı “Elveda Meyhaneci”yi de seslendirdi. -Enerjisi çok iyiydi. -Saatler 23:40’ı gösterdiğinde tüm ekibine “4,5 saattir çalıyorlar. Kocaman bir alkış istiyorum. Çişleri bile gelmedi” diyerek ilk kez alkış istedi. -Saatler 00:00’ı gösterdiğinde yine Boşver şarkısı ile konserin bitişini haber verdi. -00:05’de de sahneden indi. Tüm konserleri çok güzel, heyecanı yüksek, tıklım tıklım. Ancak Kenan Doğulu Spiaggia Grande de bambaşka bir heyecan yaratıyor. İnsanlar günler öncesinde “Kenan günü yaklaşıyor” demeye başlıyor. Kenan Doğulu için erkenden hazırlık başlıyor. Ve izleyici Ken on the beach’e giderken resmen heyecandan ölüyor. Bunu görebiliyorsunuz. Ve herkes kendini eğlenmeye programlıyor. İlk şarkıdan son şarkıya kadar tempo hiç düşmüyor. Sırada Mustafa ve Remos var Üçüncü sezonda da Çeşme’de yine güzel bir sezon geçiren İbrahim Görücüoğlu, Ozan Balaman ve Ömer Şenay’ın yine güzel projeleri var. 24 Ağustosta da Mustafa Sandal ve Antonis Remos ikilisini sahneye çıkartacaklar. Ben de bu ikiliyi dört gözle bekleyenlerdenim. Çünkü Mustafa Sandal’ı izlemeyi özledim. Ve tabii Remos ile birleşecek iki enerji bu sene Kenan Doğulu sonrası Çeşme’ye iz bırakacak. Bengü’nün gece yarısı arası Bu hafta On Air’de Bengü Beker’i dinlemeye gittim ki, acayip sesini, yorumunu ve sahnesini beğenirim. İlk çıktığı günlerde beş saat sahneye kalır şarkılar söylerdi. Uzun süre sonra ilk kez bu hafta Alaçatı On Air’de izledim ama şahsen üzüldüm. Sahnesi, sesi, yorumu tamam harika lafım yok. Ancak gece bir mekanda olmuş saat 02:00 ara vermek neyin kafası. Hem de uzun bir ara. Öyle beş dakika on dakika değil. Gayet uzun bir ara. Zaten insanlar eğlenmek istiyor o saatte. Ve dükkan da 03:00’de kapanacak zaten. Müzik izni o kadar bu neyin arası. Çıktığın dükkanların da menfaatini biraz olsun düşünmek gerek. Bu gidişle dükkanlar batacak başka çıkacak yer bulamayacaksınız. Zeynep’in kaprisi Zeynep Bastık için geçen gün bir yazı yazıp bazı detaylar sıralamaştım. Aslında orada dikkate alınacak çok önemli şeyler yazdım. Zeynep’e bazı önemli akıllar vermiştim. Ama görüyorum ki, Zeynep farklı bir yol çizmeye kararlı. Harbiye Açıkhava da konseri olduğu için daha önceden aldığı bazı konser anlaşmalarını son dakika iptal etmiş. Onu da geçtim sahneye çıkarken çok zorlayıcısı bazı isteklerde bulunmaya başlamış. Ve fiyatını çok ama çok yükseltmiş. Bir de sık sık “Çok yorgunum” diyerek izleyiciye “Konser bitse de gitsem” duygusunu yaşatmaya başlamış. Zeynepciğim daha çok yenisin. Daha tam olarak kök salmadın. Az biraz daha bu kaprisler için erken değil mi sence de?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR