Önceki gün Bülent Serttaş ve eşi Selvi Serttaş’ın kızları Miray’ın tasarladığı t-shirt koleksiyonunun tanıtımına katıldım Zorlu’da.


Bülent Serttaş ve Selvi Serttaş kızları için modellik yapıyorlardı.


İki dirhem bir çekirdek giymişler kızlarının tasarımları t-shirtleri bir uyum içinde harika gözüküyorlardı.


Bülent Serttaş’ın bir ara duygusallaştığını gördüm “Esin dokunsan ağlayacağım. Çocuklarının bir şey yapması acayip bir duyguymuş” dedi.


Miray daha çok küçüktü, kendi tasarımı Miraluna Design’i yarattığında.


Ve işin peşini de bırakmadı.


Şimdi birçok yerden, birçok firmadan satış için davet alıyor.


İlk Gizia’nın dikkatini çekti tüm Gizia Gate’lerde satışa sunuldu Miray’ın tasarımları.


Yakında birçok yerde görürseniz şaşırmayın.


Önceki gün davette de, birçok kişi Miray ve bu sevilen aileyi yalnız bırakmamış.


Baba seviliyor, anne ondan daha çok seviliyor.


E çocukların terbiyesi, eğitimi ortada.


Daha önce çok kez yazdım.


Yani Serttaş ailesinin adını daha çok duyarız yapacakları işlerle. Benden söylemesi.


Unutmadan Miray Serttay, t-shirt satışlarından elde ettiği gelirin bir kısmıyla da, baba memleketi Elazığ Keban ilçesindeki Keban Baraj İlkokulu’nda öğrenim gören miniklere de destek olacakmış.


Buna kocaman bir alkış.


İnşallah daha çok t-shirt satılır daha çok okula yardım eli götürür Miray.

Tüm gelir engelleri kaldırmak için

Zihinsel engellilerin bağımsız bireyler olarak hayatın her alanında yer almasına çalışan bir sivil toplum kuruluşu olan İzev Vakfı, işletmeciliğini Mehmet Davran’ın yaptığı Meftun İstanbul özel bir gece düzenledi.


Amaç tüm engelleri kaldırmaktı.


Bunun için 20 yılı aşkın süredir “Her zihinsel engelli bir bireydir ve herkes gibi toplumda eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahiptir” düşüncesi ile çalışan İzev Vakfı bu gece için bilet satışı yaptı.


100 TL’ye satılan biletlerin 700’ü satıldı.


Gecede sahneye çıkan Mert Davran bir kuruş para almadı. Oyuncu Anıl İlter ve Pascal Nouma’da desteklerini esirgememiş.


Toplanan yardım İzev Vakfı’na bağışlanmış.


Daha ne olsun.


Çorbada herkesin tuzu bulunmuş. Biz böyle bir memleketiz işte. Elimizi uzatır anında kötü bir anda bir araya gelmesini biliriz. Hepsini tebrik ediyorum.

Tek konumuz Koronovirüs



Ne Cem Yılmaz-Serenay Sarıkaya-Defne Samyeli ne de Hadise-Kaan aşkı.


Son günlerde herkesin tek konuştuğu bir konu var ki o da “Koronovirisü”


Sağım, solum, önüm, arkam


-Öpüşmeyelim, etraf salgın hastalıktan geçilmiyor.


-Sürekli öpüşmeye ne gerek var zaten sabah gördük birbirimizi.


-Korono memlekete gelmek üzere duydunuz mu?


-Uçak şüphe ile Ankara’ya iniş yapmış.


-Çocuğu okula göndermiyorum.


-Benim oğlan Domuz Gribi olmuş. Ama artık bu çok normal. Grip gibi. Koronovirüs varken domuz gribi sıradan kaldı.


-Evden çıkmıyorum. Kimseyle görüşmüyorum.


-Olacağı varsa olacak.


-Çin’deki videoları izlediniz mi? Sürekli onları izliyorum. Delirmek üzereyim.


-Nereye kaçsam acaba?


-Ya deprem, ya koronovirüs. Eninde sonunda öleceğiz.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR