Koronovirüs ile mücadele kapsamında görünen o ki, insanlık ciddi bir sınavdan geçiyor.


Papa boş meydanı kutsuyor, cuma namazı başta olmak üzere camii ve mescitlerde cemaatle namaza ara veriliyor, sinagoglar kapatılıyor.


“Allah sağlık versin”, “Sağlıkla parayı harcayalım”, “Sağlık olmadan her şey boş” lafları da burada devreye giriyor.


Zengin de olsan, fakir de olsan şu an kendini koruma sistemin aynı.


Evinde oturacaksın.


Kimseyle temasa geçmeyeceksin.


Öpüşmeyecek, sarılmayacaksın.


Kendini koruyacaksın.


Kalabalık ortamlarda dolaşmayacaksın.


Dini vecibelerini bile yerine getiremeyeceksin.


Ölsen cemaatle cenazen kaldırılmayacak.


O derece dünya durdu.


İşte tam da “Cennet de, cehennem de bu dünyada” lafı devreye giriyor.


Şimdi durup düşüneceksiniz.


Ölçeceksin, tartacaksın, biçeceksin.


Kıyıya vuran küçük bedenlerin geriye bıraktığı dünya da yaşadığımız anı anlayacaksınız.


Trilyonların olsa hasta olup olmayacağını kestiremeyeceksin.


Bilemeyeceksin, göremeyeceksin.


Dünya aynı noktada.


O yüzden düşün…


Bak şimdi geldiğimiz nokta tam zamanı.

Herkes aynı durumda

Görüyorum ki bir haftadır Nişantaşı’nda kimse hiç bir mağazaya girmiyor.


Ki girse ne olacak!


Hiç kimsenin şu ara cicili, bicili elbise alma kafası olduğunu zannetmiyorum.


“Ayakkabı, çanta, takı alıp süsleneyim, gezeyim” dediğini de zannetmiyorum.


Ve o mağazada çalışan bir gurup toplu taşıma araçlarıyla evlerinden gelip gidiyor.


Ve akşama kadar mağazada müşteri bekliyor.


Müşteri gelmiyor.


Satış yapamıyor.


Anlayacağınız olayın neresinden bakarsanız sarsıcı, moral bozucu ve sinir sistemini çökertici.


Şimdi de tüm mekanlar kapatıldı.


Ve sadece marketler hareketli. Tıklım tıklım.


Çünkü insanlar şu ara sadece dezenfekte ürünleri ve


yiyecek-içecek satın alıyor.


Herkes aynı durumda.


Ne olacağı ise muallak.

Marketler de hijyene daha dikkat edilmesi gerekiyor

Ve yine gördüğüm kadarıyla marketlerde çalışanlar da hiç bir önlem yok.


Sıfır hijyen.


Önceki gün Nişantaşı’nda Macro, Migros, Bim, Şok dahil olmak üzere dört markete girdim bir şey aradığım için.


Ve hepsinde şunları gördüm ki, çalışanların hiç birinde eldiven, maske gibi önlemler yok.


Kasaların yanında dezenfekte ürünleri yok. Kendi ellerine de kullanmıyorlar.


Kullanılan market arabaları temizlenmiyor.


Yani marketler şu ara en yoğun yerler olmasına rağmen hijyen sıfır.


Tabii Nişantaşı bölgesindeki marketlerden bahsediyorum. Diğer tarafları bilmiyorum.


Ama şu ara en hassas ve en hijyene ihtiyaç duyulan yerler.


Yeteri kadar önlem aldıklarını görmedim.

Ceyda’dan çocuklu annelere fikirler

Korona sonrasında yeni bir hayat başladı herkes için.


Uzun süredir unutulan ev hayatı devreye girdi.


Tabii hal böyle olunca “Acaba evde otururken neler yapardık” düşünceleri de devreye girdi.


Ceyda Düvenci üç gündür sosyal medya hesabından annelere “Çocuklarla yapılması gerekenler” adı altında fikirler paylaşıyor.


Çocuklarla yapılacak aktivitelerden söz ediyor.


Ceyda aynı zamanda “Evde çocuklarımla, eşimle biz olarak zaman geçirmeyeli çok zaman olmuş. Ben unutmuşum iletişim kurmayı. Şimdi yeniden öğrenmeye başladım” diyor.


Ben şahsen kendisini tebrik ediyorum. Birçok anneye ve babaya ilham veriyor fikirleriyle.



Bizler hep evdeydik

Tabii yıllar içinde sokakta sosyalleşmeye başladı.


Sokakta yemek yeme daha pratik oldu herkes için.


Pazar kahvaltıları, yemekleri derken çocukları olan anne ve babalar da fazlasıyla sosyalleşmeye başladı.


Ancak bizler öyle değildik.


Bizler çoğunluk olarak evimizde geçirirdik.


O yüzden de evde evcilik oynama, kitap okuma, resim yapma gibi ciddi faaliyetlerimiz vardı.


Ki o zaman da böyle bol kanallar yoktu ekranlarda.


Bir iki kanal dönemlerde ve saatli açık olan ekranda saatleri belli olan zamanlarda çizgi filmlerde vardı.


Velhasıl gayette güzel vakit geçirirdik.


Yıl oldu 2020 ve bizler yeniden ev hayatına hızla dönüş yapıp evlerimizde vakit geçirmeyi öğrenmeye başladık.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR