Hani müzik için “Evrensel bir dil” denir ya.
Hani “Müzik iyileştirir” denir ya.
Hatta koronavirüs salgını nedeniyle evlere kapandığımız günlerde “Şu albümleri dinleyin”, “Bu müziği dinleyin”, “Şu şarkılar ruha iyi gelir” tadında paylaşımlara şahit olduk ya.
Hatta ve hatta “Müzik, edebiyat, sinema ve sanat hem hayata bağlar insanı, hem de hayallere sürükler” diye biliriz ya.
Kısacası, ruhumuzu esir alan karanlık günlerde ışık tutan tek eğlencemiz müzikti ya.
Fakat o da sürekli korona yasaklarının engeline takılıyor.
Çünkü dönüyoruz, dolaşıyoruz sadece müzik mevzusuna gelince yasaklar hemen baş gösteriyor.
Ki gece kulüpleri gibi birçok yer hala açılmadı.
Tiyatro sahneleri açılmadı.
Ama uçaklar tıklım tıklım.
Birçok yer kalabalık.
Birçok yer de hiçbir yasak yok.
Ama müzik yasak.
Özellikle gece yarısından sonra. Aman kimseler müzik dinlemesin, aman kimseler müzik çalmasın.
Sanki bu virüs gece yarısından sonra mı bulaşıyor?
Yani ben öyle anlamaya başladım.
Ya da şöyle mi anlamamız gerekiyor?
-Müzik çok fazla keyiflendiriyor.
-Müzik dinleyince insanlar çok fazla içki içebiliyor.
-E müzik dinleyince efkarlanıp birbirine sarılabilme durumu olabilir.
-Müzik dinleyince her şey olabilir.
-Virüs daha da bulaşıcı olabilir?
Yani bu mudur?
Bence mudur?
Fakat bu müzik evlerde tam gaz devam.
Ev partileri hız kesmiyor.
Artık ev partileri daha da hızlanacak ben bunu anlıyorum.
Artık bu virüsle baş edecek kişi kendisi. Başka da bir şey değil.
O yüzden yok öyle, yok böyle, yok şöyle demeden kendi önleminizi fazlasıyla alınız efendim.