Yetkililer “İstanbul’un üç aylık suyu kaldı” dedikçe ben de kendimi, şu iki şarkıyı söylerken buluyorum.

-İlki, güzel yeşil gözlü, sarışın, billur sesli Emel Sayın’ın söylediği bir dönem dillere destan “Çatlayan dudaklara, sararan yapraklara, kuruyan topraklara yağdır mevlam su, yağdır mevlam su” diye diye geçiyor karantina günlerim. Hatta hızımı alamıyor, “Alev saracak kadar, yandım yanacak kadar, suya kanacak kadar, yağdır mevlam su” diye bangır bangır bağırıyorum.

-Sonra dinginleşiyorum. Sezen Aksu’nun “Su Gibi” geliyor aklıma. Diyor ki, Minik Serçe: “Bir ömrün hikayesi. Sığar mı bilmem satırlara. Yaz desem anılara. Sırlarımı ele verir mi? Su gibi aktı yıllar. Derya da, bir damla kadar. Yaşadım şahidimsiniz yıllar sizden kim korkar” diye diye inliyorum. Malumunuz karantina günlerinde günler su gibi akıp geçerken anılar, yaşananlar, geçmişle de büyük bir sınav veriyoruz. Sonra, “Hay bin kunduz. Kalk yaz bildiklerini, şöyle bir hareketlen, sırlarını dök” diyorum. Sonra da “Otur oturduğun yerde, kaşınma” diyerek “Yağdır mevlam suya”ya hızla dönüş yapıyorum.

Bazıları için kıymeti yeni anlaşıldı

Ferdi Özbeğen aşkı, sevgisi yeniden şaha kalktı. Üstelik yeni nesil bile, usta ile tanışmış oldu bir dizi sayesinde.

Düşünün ki, “Sanat Yılı Şan Konseri” plağı çıktığı gün iki bin adet satmış.

Ustayı tanıyan ve sayısız kez sahnede izlemiş biri olarak çok açık net görünüyor ki, bazıları için kıymeti yeni anlaşıldı Ferdi Özbeğen’in.

Tam Türkiye klasiği.

Tam da bilindik bir sistem.

Değerlerimizin yaşarken değil, öldükten sonra kıymetini bilmek.

Kadına şiddet bitmek bilmiyor

İstanbul Şişli’de bir apartman dairesi.

Adam eve girer girmez, kendisinden ayrılmak istediği kadına saldırıyor.

Ama ne saldırma?

Evin içinde bulunan, kamera, o an kayıtta.

Adamın kameradan Allah’tan haberi yok.

Ki bu kayıt ortalığa saçılmadan önce, adamın ifadesi alınmış ve serbest bırakılmış.

Şaşırdık mı?

Tabii ki hayır!

Malumunuz ülkemizde kadına şiddet uygulayan kişinin sadece ifadesi alınıyor ve sonra hemen salıveriliyor.

Çünkü hala bununla ilgili yasalar çıkmadı. Çıkamıyor.

Ve bu şiddet sonrasında da aynen öyle olmuş.

Ta ki, evdeki kayıt sosyal medyaya düşene kadar.

Şükür sosyal medyada sesler yükselince şiddet gösteren kişi yeniden gözaltına alındı.

Diyeceksiniz ki: “Ne değişecek yine serbest bırakılacak?”

Evet ama en azından sosyal medyada ses çıkıyor da az da olsa ceza alıyorlar. Yoksa vah ki ne vah!

Hayvana eziyet de bitmek bilmiyor

Hayvan hakları yasası hala çıkmadı.

Ve hayvana eziyet haberleri de ne yazık ki, bitmek bilmiyor.

Adam köpeğini minibüsün ön koltuğuna zincirle bağlamış gitmiş.

Bunu görev vicdanlı vatandaş da polise haber veriyor.

Gazeteciler de çekim yapıyor.

Köpeğine eziyet eden adam, utanmadan bir de bağırıyor.

Saygısızca.

Peki sonuç ne oldu?

Polisler şüpheliyi uyardı ve saldı.

Ne gözaltı, ne bir ceza!

Çünkü bunun yasası hala çıkmadı.

Çıkamıyor…


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR