Yıllar yıllar önceydi…

Memleket henüz yeni tanışmıştı Nihat Odabaşı’nın fotoşoplarıyla. Ve bir anda dergiler, gazeteler derken birbirinden güzel, kusursuz kadınlar boy göstermeye başlamıştı.

Nihat’ın fotoşoplu fotoğrafları inanılmaz popüler oldu. Ve hal böyle olunca da, vahada su bulmuş gibi ünlü isimler adeta stüdyonun önünde uzun kuyruklar oluşturdu.

Nihat’ın bir saniye bile boş vakti yoktu.

Çünkü Nihat’ın çektiği her kare, fotoşopladığı her fotoğraf gündeme bomba gibi düşüyordu. Günlerce konuşuluyordu.

Tabii o dönem tartışmalar da hız kesmedi.

Yok “Fotoşoplu mu?”, “Fotoşopsuz mu?” derken bilen bilmeyen herkes konuşuyordu.

Okan Bayülgen kabul etmiyordu.

Dönemin en büyük fotoğrafçısı Erol Atar, “Asla kabul edilemez” diyordu.

Fakat kabul gördü.

O muhteşem fotoşoplu fotoğraflar günümüzde adeta sosyal medyada yeniden dirildi.

Ve şimdi de “Filtreli mi, filtresiz mi?” tartışmaları başladı.

Nihat o yıllarda kiloluyu zayıflatıyor, çirkini güzelleştirip adeta baştan yaratıyordu.

Kendini tartışmanın içinde bulunlar dahi Nihat’ın objektifinden uzak kalamıyordu.

Günümüzdeki filtresiz paylaşım yapılmaması gibi bir durum yaşanıyordu.

Fakat artık mevzu değişti. O dönemin starları şimdilerin evinde oturan Ayşe Teyzesi, Fatma Teyzesi, mahalle komşumuz Mualla ablaya kadar geldi olay.


Filtresiz ve fotoşopsuz fotoğraf paylaşılamaz oldu.

Şimdilere baktığım zaman zamanının starlarına çok haksızlık edildiğini düşünüyorum.

Çok çektiler eleştiriden çok.

Ki onlar göz önündeydi, şöhretli ve ünlülerdi. Ve güzel gözükmek tabii ki onların en büyük hakkıydı.

Fakat didik didik didikleniyorlardı.

Instagram fotoğraflarına baktığım zaman bunu daha net anlıyorum.

Ve hatta “Nihat, fotoşopun ayarını az bile yapıyormuş” diyorum.

Öyle fotoşoplu fotoğraflara denk geliyorum k,i ben bile tanıdığım insanı tanıyamaz oluyorum.

Ünlü olmayan yapıyor diyeceğim fakat kızacaksınız bana. Çünkü sosyal medyada olup ünlü olmayan mı var?

Evet evet kusuruma bakmayacaksınız artık. Şimdilerde erkeği, kadını filtreye filtre, fotoşopa fotoşop demiyor ve herkes ünlü.

E haklılar filtreli fotoğraf paylaşmaya.

Ünlüler çünkü ünlü.

Hal böyle olunca da, dönemin ünlü isimleri “Filtreye hayır”, “Filtresiz”, “Makyajsız” gibi fotoğraflar paylaşıp meydan okuyor.

İlk başlarda Bergüzar Korel henüz yeni doğum yapmıştı, “Filtresiz, fotoşopsuz” diyerek fotoğraf paylaştı. Şimdilerde Ezgi Mola, “Filtreye veda ettim” açıklaması yaptı.

Ve Hadise’de, “Makyajsız Pazartesi” diyerek Seda Bakan’a meydan okudu.

Makyajsız fotoğraflarını çok rahat paylaşıyor artık.

Anlayacağınız devir değişti. Mevzu da değişti.

Ünlü isimler normal halleri ile gündeme gelirken pardon kusuruma bakmayacaksınız yeniden ama ünlü olmayan isimler, filtreyi adeta boca eder oldu.

Ya dilime kırmızı biber süreceğim. Pardon pardon tamam memlekette herkes ünlü, herkesin çok fazla takipçisi var. Ve herkes bilir kişi.


Uzun lafın kısası, Filtresiz mi? Filtreli mi? Tartışmaları başlamışken size filtreli günler dilerim…

Rahat rahat bolca ediniz.

Korona günlerinde filtre

Sizi bilmem ama ben şu sevimsiz korona günlerinde az biraz filtre kullandım.

E evde oturuyoruz.

Eskisi gibi çok makyaj yapmıyoruz.

Sürekli tayt, eşofman derken kuaföre de sık gitmiyoruz.

E kilolarda alındı.

Kimse kusura bakmasın arada filtre nimetlerinden ben de faydalanıyorum.

Yüzümü ben bile tanıyamıyorum bazen ama artık idare edeceksiniz…

Ben kimleri kimleri tanımıyorum.. O derece değiştiriyorlar kendilerini benim sesim çıkıyor mu?

Bu detoks uzun sürmüyor

Çok kişinin dilinde “Sosyal medya detoksu yapacağım” var. Ama kimleri bu detoksu uygulayamıyor.

Onu da geçtim, “Sosyal medya detoksuna girdim” diyenler üç gün sonra soluğu sosyal medyada alıyor.

En son Ebru Şahin, bu detoksa girmişti. Ama nafile. Daha bir hafta geçmeden “Ben geldim” diyerek hızla dönüş yaptım.

Yani diyeceğim odur ki, bu detoks fazla sürmüyor. Zorlamayın kendinizi.

Tadını çıkartın..


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR