Restoranlar, kafeler tüm hijyen kurallarını en üst seviyede uygulayarak açıldı açılmasına...
Saatler 19.00’u gösterdiğinde de kapılarını kapatıyor.
Ben de bu yeni normal hayatımızda üç farklı mekanda sosyalleşirken yaşadığım deneyimleri aktaracağım.
1- İlk sosyalleşme durağım Yeniköy’de bu sene kapılarını açtığı hafta pandemi yasaklarına denk gelen Bodrum’dan transfer olan Eski Yer’di. Arkadaşlar ile saatler 15.00’i gösterdiği sırada mekanda buluştuk. Malum artık buluşma saatleri ekstra erken. Mezeler-ara sıcak-ana yemek derken saate bir baktım 18.45 olmuş bile. E muhabbette güzel. Zaman nasıl geçmiş anlamadık bile. Saat 19.00’a üç-beş kala garson masaya geldi. Çünkü “Kapatıyoruz” sinyali veriliyor. Hesaplar ödenecek. Biz tam çıkmaya hazırlanıyoruz memurlar geldi bile. Yani kontrol çok sıkı. Mekan dikkatli. Ve gerçekten saatler 19.00’u gösterdiğinde arabaya biniyorduk bile.
2- Bir gün sonra ikinci durağım Etiler’deki Paper Moon oldu. Ebru Şallı ile saatler 16.00’yı gösterdiğinde buluştuk. Mekan kalabalıktı. İlk gözüme çarpan Edvina Sponza ile İbrahim Kutluay oldu. Ardından Kerem Alışık girdi içeriye. Masa aralıkları her mekanda olduğu gibi orada da çok özenli. Yalnız o saatte insanlar inanılmaz şıktı. Sanki akşam yemeğine çıkılmış gibi özenliydi insanlar. Ve yine saatler 18.45’i gösterdiği sırada garsonlar masalarda hesap almaya başlamıştı bile. Ve işte o balkabağına dönülen saat 19.00 olduğunda kapıda bir kuyruk. Çünkü herkes arabasını bekliyordu. Hava yağmurlu olduğu için de trafik vardı. Arabalar da bir hayli geç geldi. Fakat masalarda hiç kimse kalmamıştı.
3- Bir gün sonra diğer mekan Maslak’taki Esnaf oldu. Malumunuz Esnaf’ın eğlencesi pek meşhurdur. Saat 17.00’de içeriye girdiğimde mekan kalabalık herkes yerli yerinde ve eğlence başlamıştı bile. Mekanın tüm perdeleri kapatılmış karanlık gece havası yaratılmıştı. Etrafa şöyle bir baktım hanımlar pul-payet içindeydi. Yine sanki gece sokağa çıkmış edasındaydılar. Saatler 18.00’i gösterdiğinde herkes kendi masasında göbek atmaya başlamıştı bile. Ve tabii beklenen saat 19.00’u gösterdiğinde perdeler açıldı. Işıklar yandı. Ve sokak hala çok aydınlıktı. Ve herkes yine mekanı tam saatinde terk etti.
Üç mekan sonrasında gördüklerim
-İnsanlar tayt-eşofmanları çıkartmış. Gayet şık takılıyor.
-Ve artık kesinlikle insanlar eğlenmek istiyor.
-Fakat saat kısıtlamasına ve kurallara mekan uyarsa müşteri de bir şekilde razı olmuş uyuyor.
-Saatler 22.00’ye çekilirse buna da uyum sağlanacaktır.
-Garsonlar haliyle inanılmaz hızlı hareket ediyor.
-Sürekli önünüzden bir şeyler alınıyor, bir şeyler konuluyor.
-İnsanlar hem içkisini içmek, hem yemeğini yemek, hem de eğlenmek istiyor. Ancak kısa süreli saat dilimde illa ki, bir şeyler eksik kalıyor.
Saat daha 19.00 olmadı ki!
Bu geçen hafta gittiğim üç mekanda değil ancak daha önce gittiğim birçok mekanda başıma geldi.
Gündüz saatinde görevliler bazı mekanlara ellerinde telefonları görüntü alarak giriyor. Sanki siz suçlu bir şey yapıyormuşsunuz da onu görüntülüyorlarmış gibi.
Tamam anlıyorum mekanı denetliyor.
Ancak orada oturan bir sürü insan var.
Kendi masasında oturmuş.
Kurallara uymuş.
Üstelik saat çok erken.
Daha 19.00 olmayı bırak öğlen saatleri.
Yemek yiyorsunuz.
Ya da tam ağzınıza lokmayı atıyorsunuz karşınızda bir memur sizi görüntülüyor.
Kafalar karışık anlayacağınız.
Unutmadan Edvina ve İbrahim’in arasındaki bağ
Haklarında sürekli, “Ayrıldılar”, “Barıştılar” tadında haberler çıkar yıllardır.
Ben de bu ikili ile sık sık karşılaşıyorum. Maşallah hep de mutlu gözüküyorlar.
Etrafa gülücük dağıtıyorlar.
En son kısa bir süre önce Paper Moon’da gördüm. Şöyle uzaktan izledim…
Hiç sürekli ayrılan bir çifte benzemiyor hatta çok mutlu gözüküyorlar.
Her seferinde de muhabbet ediyoruz. Yani diyeceğim odur ki, bu ikili ayrılmaz öyle kolay kolay.
Aralarında güzel bir bağ var.
Ki bu bağ öyle kolay kolay da yakalanmaz. Onlar yakalamış belli ki!
Darısı yakalayamayanların başına.