Her zaman söylerim;

1- Karı-kocanın.

2- Dostların arasına girilmez diye.

Bakınız

Mehmet Ali Erbil ile Seda Sayan mevzusu saçma bir sebeple başladı.

Mali, bir arkadaşının koyduğu Instagram hikayesini repost etti daha sonra bazı açıklamalar yaptı. Ardından Seda Sayan adeta aba altından sopa gösterdi.

Çünkü; ikisinin de çok ama çok eski dostlukları var.

Bir dönem yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu.

İlla ki, birçok şey yaşandı, anılar birikti. Bir döneme damga vurdular. Yani sonuç olarak bazı arkadaşlıklarda, dostluklarda ne olursa olsun susmak gerek. Eğer arkadaşına kızıyorsan telefonla arayıp derdini anlatmak gerek.

Böyle sosyal medya aracılığıyla olmaz, olamaz.

Yani bazı insanlara yakışmıyor.


Ki Seda Sayan ve Mehmet Ali Erbil'e de yakışmadı.

Ve araya dostların da girmesiyle birlikte durum toparlandı. Erkenden müdahale edildi. Taraflar geri adım attı. Yine sosyal medya aracılığıyla özürler dilendi.

Peki olan kime ya da kimlere oldu?

Saçma sapan her yerden çıkıntılık edenlere.

Etmeyin, eylemeyin. İlla kendinizden konuşturacaksınız, söz ettireceksiniz diye her konuya, herkesin tartışmasına saçma sapan dalmayın.

Hele ki, karı-kocanın ve dostların arasına girilmez. Unutmayın sorunlar çözülür. Herkes mevzuları halleder olan size olur. Kabak gibi kalırsınız ortada...

Kime ne Orkun

Kelebek yazarı Orkun Ün, Kibariye'ye ikidir çağrıda bulunuyor.

Diyor ki; "Bu kaçıncı Kibariye Hanım? Daha kaç kez aldanacaksınız? Ali Bey ne sizi ne de evladınızı hak ediyor. Lütfen boşanın bu adamdan" diye uzayıp giden tavsiye listesi yayınladı.

İyi de kime ne Orkun!

Kime ne!

Farkındaysan Kibariye memnun.

Ve bu ilk de değil üstelik. Daha önce de sayısız kez Ali Bey'in Kibariye'yi aldattığı iddia edildi. Üstelik defalarca fotoğrafları ve görüntüleri de yayınlandı. Ancak Kibariye kabul etmiyor. Ve "Gözümle görmem gerekiyor" diyor.

Bizim de saygı göstermemiz gerekmiyor mu?

Artık Kibariye'yi rahat bırakmak gerekiyor bence. Bir kadın olarak hoşuma gitmese de Kibariye'nin mutlu olduğunu görüyorum. O yüzden de artık Kibariye'yi rahat bırakmak gerektiğini düşünüyorum.

Bir yaz klasiği Defne

Defne Samyeli yaz başında bikinili fotoğraf paylaştığında;

-Ne yer ne içer diye konuşmalar ayyuka çıkıyor.

-Kaç yaşında bu kadın hiç yaşlanmıyor lakırdıları başlıyor.

-Kızları yeni yeniden gündeme geliyor.

-Defne'nin yaşındaki kadınlarla fotoğrafları yan yana getiriliyor.

-Enine boyuna tartışılıyor.

Yani anlayacağınız Defne bir yaz klasiği olmaya devam ediyor.

Ancak kadın fıstık gibi o da ayrı... Bunu da es geçmemek gerek tabii.

Etrafımdan son zamanlarda hissettiğim

- Hadise'ye karşı ciddi güvensizlik oluşmuş.

-Seda Sayan'ın estetikleri her sohbetin baş köşesinde.

-Bu yaz iddialı bir şarkı bekleniyor.

-Bir an önce mekanların açılması herkesin istediği ve beklediği.

-Demet Özdemir aşkı günden güne fark ediliyor.

-Serenay Sarıkaya yeniden eski popülerliğine doğru ilerliyor.

-Serdar Ortaç'ın bir ayrılık, bir barışık haberleri hiç merak uyandırmıyor.

-Herkes tatil yapma derdinde.

-Kimse siyaset konuşmak istemiyor.

-Sohbetlerde siyaset, korona açıldığında "Aman kapatın konuyu" oluyor.

Gülse’den haklı çağrı

Gülse Birsel, sosyal medya hesabından "Günbatımından yarım saat sonra restoranlar kapanıyor. Mantıklı mı? Onlar da mutsuz müşteri de. Üstelik sınırlı sürede kalabalık olma ihtimali daha yüksek. Naçizane görüşüm illa sokağa çıkma yasağı olacaksa 23.00-24.00'e çekilsin, bu sektör çok çekti" demiş.

Aylardır sektörün can çekiştiğini çok zorlandığını yazıp çiziyoruz. Artık Temmuz ayı beklenmeden saatlerin uzaması şart.

Ki dünyada da maske takılma oranı dahi düştü. Bizim ülkemizde de aşılama hızı inanılmaz ilerliyor. Yetkililerin kan ağlayan sektörü bir an önce düşünüp canlandırması gerekiyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR