Pandemi herkesi etkiledi elbet. Ancak Tarkan'ı ciddi etkiledi. Ve bu da bize yaradı. Çünkü sosyal medyada daha çok görünür oldu.
Çünkü Tarkan, sosyal medya hesabından kendi ile ilgili paylaşım yapmaktan kaçınır sadece sosyal sorumluluk projeleri ve konser takvimlerini paylaşırdı. Ancak iki yıldır sahneye çıkmıyor.
Bu da sosyal medyada daha çok görünür olmasını sağlıyor.
Çünkü Tarkan her sene konser vererek özlemini gideriyor, hatta hayranları ile sahnede dertleşiyordu. Ancak iki senedir sahneye çıkamayan Tarkan, sosyal medya hesabından daha çok görünür oldu. Daha çok dertleşmek, paylaşmak ve duygularını dile getirmek istiyor.
En son, "İyi geceler tbt'si de iyi gider şimdi" dedim. Birkaç yıl önce New York konseri için gittiğim Amerika'dan yarı çıplak bir fotoğraf paylaşıp, paylaştığım gecenin sabahında 'Eyvah ne yaptım ben!' deyip, hemen sildiğim bir fotoğraf vardı ya... İşte şimdi paylaştığım bu fotoğraf, o aynı geceden tam üstümü çıkarmadan önceki andan... Keşke bu anda kalsaydım... Hangi akla hizmet öyle bir şey yaptım hala bilmiyorum! Ama sanırım uzun uçak yolculuğu, uykusuzluk, jet lag gibi faktörler aklımı başımdan almıştı" diyerek bir fotoğraf paylaştı ve sildiği yarı çıplak fotoğrafı bir kez daha akıllara getirtti.
Ondan önce ruh halini paylaşan bir fotoğraf paylaşıp; "Bugün ruh halim bu. Kasvetli, sıkıntılı, biraz da hüzünlü. Hep yüzüm güler, hayat doluyumdur sanmayın. Düşerim ben de karanlıklara arada. Umarım sizler iyisinizdir" dedi.
Kızının karede olduğu tütülü bir fotoğraf bile paylaştı. Daha ne olsun Tarkan için çok büyük adımlar bunlar.
Fakat;
Kim iyi ki Tarkan!!!
Kim zaman zaman dipsiz kuyulara düşmüyor ki!!
Öyle dipsiz kuyulardan geçiyoruz ki, ya çıkacağız ya hep beraber güleceğiz. Ya da bu git-gel duygu durumumuz devam edecek.
Fakat ben şunu çok net fark ediyorum ki, Tarkan aşırı özlem dolu. Hem de öyle böyle değil.
Bu özlem ile daha çok paylaşmak, sarılmak, konuşmak, dertleşmek istiyor. Keşke biraz da zincirleri kırsa da biraz daha bizlerle farklı bir şeyler paylaşsa.
Pandemide olan oldu
Son iki yıldır olan oldu. Pandemi insanları da aşırı değiştirdi.
Mesela;
Kimini lükse boğdu, kimini sadeleştirdi.
Kimisi daha kötü oldu, kimisi pamuk gibi.
Kimisi edepsizleşti, kimisi daha da saygılı.
Kimisi "Daha çok marka, daha çok sükse, daha çok zenginlik" dedi, kimisi "Kıyafetin, markanın ne önemi var. Öyle de sağlık, böyle de sağlık" dedi.
Kimisi dostlarına daha çok sarıldı, kimisi dost tanımadı.
Kimisi daha görünür oldu, kimisi de daha görünmez.
Kimisi işine dört elle sarıldı, kimisi de tembelleşti.
Kimi kilo aldı, kimisi daha da zayıfladı.
Diye uzayıp gidiyor liste.
Dizilerde tek sorun taksi değil elbet
Geçen "Bu diziler hangi ülkede çekiliyor" diyerek bir yazı yazıp en çok dizilerdeki insanların çabucak taksi bulmalarını konu etmiştim.
Okuyucularım da dizilere takıldıkları mevzuları yazdı. Kimisi de, "Bu saçma sapan senaryolardan bir tek bu taksi olayına mı takıldın" demiş.
Fakat sevgili okur.
Ben o saçma senaryo kısımlarını geçtim. Onları artık konu bile etmek istemiyorum. Ancak bu memlekette yaklaşık iki aydır deli gibi taksi sorunu yaşanıyor.
Bu sorunun en göbeğinde, en derininde yaşarken bu saçma bölümleri görünce çıldırıyorum kusura bakmayın. Beni de anlayın.
Çünkü bu şehirde bir gün içinde birden fazla taksi kullanmak zorunda olan biriyim. Ve saçma senaryoları, konuları, uzun uzun bakışmaları, herkesin plazalarda şahane işlerde çalışmasını, herkesin yalılarda yaşamasını geçtim bu konudan aşırı rahatsızım.
Bu kadar da aptal yerine konmak istemiyorum kusura bakmayın.