Bazı şeyler çok komiğime gidiyor.

Şu 1 TL'lik dava da onlardan biri.

Şimdi de Bülent Ersoy, Mustafa Keser'e 1 TL'lik dava açtı. Mustafa Keser de göndermeli bir yanıt verdi 1 TL'lik dava açıldıktan sonra. Kişinin kendisine verdiği değer türünde.

Ki zaten 1 TL'lik dava açılmasının sebebi de bu. Kısacası 1 TL'lik değerin yok diyor kişi karşısındakine.

Tamam bu ikili kavga ediyor. Değersiz cümleler havada uçuşuyor. Anlıyorum da, Defne Samyeli'nin, Mustafa Sandal'a açtığı 1 TL'lik dava mevzusunu hiç çözmemiştim. Şimdi de o davadan karar çıkmış. Mustafa Sandal'ın "Beni Ağlatma" isimli kitabında kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle açtığı 1 liralık davayı kaybetmiş Defne Samyeli.

Gerçekten gülüyorum artık böyle saçma mevzular için mahkemelerin oyalanmasına. Özellikle 1 TL'lik dava nedir kardeşim? Açacaksın madem tam anlamıyla açın şu davaları. Ya da gereksiz yere oyalamayın gerçekten.

Aşırı komik gözüküyor.

İnsanlar ölüyor, millet eğleniyor

Şu meşhur Squid Game'yi izlemeyen yok sanırım.

Kısa süre için milyonları buldu. Dünya bu diziyi konuşuyor. Fakat sosyal medya ahalisi delirmiş gibi bu dizide yaşanan olayları ti'ye alıyor.

Instagram'da filmlerini uyguluyor.

Hatta insanlar şiş-kebap yerken öldürülme numarası yapıp videolar çekip paylaşıyor. Üstüne bir de kahkaha müzikleri döşüyorlar.

Gerçekten insanlık delirmiş hatta çıldırmış durumda. Artık ne ölümün, ne fakirliğin, ne çaresizliğin saygısı yok. O dizide anlatılmak istenen derinlik ile dalga geçiliyor.

Ben artık çıkamıyorum bu insanların delirmiş hallerinden. Ve çok ciddi korkmaya başladım.

Bu arada çocuğu olan insanların da aşırı dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü anneler ve babalar çocukları yanında izledikleri bu dizide ciddi sorunlar var. Umarım bunu fark ediyorlardır.

Çocukları ile birlikte izlemiyorlardır.

Öyleyse vah ki ne vah!!!

Demek ki doğru zaman Tan

Harbiye Açıkhava sanatçılar için er meydanıdır.

Böyle bol keseden dağıtılan davetiye ya da bedava biletle değil. Alnının akıyla doldurmak gerek Harbiye Açıkhava'yı. Bu yıl da Tan 8 konser vermiş. Hepsi de tıklım tıklımmış.

Tebrik ederim.

12 konser ile Yıldız Tilbe, 15 konser ile de Tarkan zirvede Harbiye Açıkhava için.

Eskiden de en çok konser sayısı Sezen Aksu'nundu.

90'lardan başlayan 2005'e kadar süren ciddi konser programları vardı Harbiye Açıkhava, Rumeli Hisarı, Kuruçeşme Arena gibi çeşitli yerlerde.

Çoğunu ben de takip ederdim o dönem çalıştığım gazetede muhabir olduğum yıllarda.

Bir keresinde 9 gece üst üste Sezen Aksu, 5 gece Nilüfer, 5 gece İbrahim Tatlıses falan izlediğimi hatırlıyorum. Çünkü öyle bir kere git bitsin işin değildi bizim dönemde.

Her gece, her gece takip eder, haber yapardık.

O dönemin starları böyle uzun uzun konserler verirdi.

Bu dönemin starları arasına da sürpriz bir şekilde Tan girdi.

Çünkü şarkıları ve yorumu güzel. Kendisi de şaşmış bu işe. Hatta konserinde "Ölecek miyim neyim?" falan demiş. Ama müzik öyle bir şey değil işte.

Doğru zamanı, doğru yorumu, doğru şarkıları bekler.

Demek ki, Tan doğru zaman bu zaman.

İnsanların ruhuna, yüreğine demek ki, şimdi dokunuyorsun. Bundan güzel bir şey var mı?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR