-Fransız marka Chanel, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarının ardından yaptırım uygulama ve satış durdurma kararı aldı. Ve bu karar sonrasında Rus Influencerlar markayı ambargo etmek için çantalarını keserken görüntülerini sosyal medyada paylaşmaya başladı. Nedense bu görüntüleri izlerken ilk düşüncem, "Kesin sahtedir o çantalar. Bu marka için yanıp tutuşan hatta birçok şeyden ödün veren kadınların varlığını bilince imkansız" oldu. Ve sonrasında da, "Afedersiniz ama vereceğiniz tepki bu mu? Bu markaya zarar vermez. Sadece siz Influencerlara zarar verir. Savaş yeterince can sıkıcı. Aileler yok oluyor, yuvalar yıkılıyor. Sizin derdiniz çanta mı?" dedim. Ve bir kez daha Influenerlar hakkında düşüncelerimi doğruladım. Saçmalık... Tabii hepsini aynı kefeye koymak istemiyorum ama malumunuz bazılarının yaptığı sektördeki herkesi etkiliyor. Tecrübeyle sabit.
-ABD’li aktör Will Smith, 2022 Oscar Ödül Töreni’nde komedyen Chris Rock'a tokat atması nedeniyle 10 yıl boyunca Oscar galalarından ve diğer Akademi etkinliklerinden men edilmiş. "Oh ne güzel bir karar olmuş" diyenler var. Ben de şaşırıyorum. Ki adam zaten yıllardır törene katılmıyormuş. Bu sene gitmesinin nedeni de ödül almasıymış. Bana göre adil bir ceza olmamış. Küfür etti, tokat attı. Ne yani on yıl gitmeyecek ceza mı bu!! Ki zaten bu durumdan sonra gitmezdi, gidemezdi.
-20 yıl aradan sonra yeniden bir araya gelip, ikinci kez nişanlanmak olayına bir tek Jennifer Lopez ile Ben Affleck imza atabilirdi. Ve oldu. İkili ikinci kez nişanlandı hem de 20 yıl sonra. İnsan haberi okuyunca "Vay be" diyor. Düşünün 20 yıl bu... Neler oldu, neler geçti ama yok onların aşkı geçmedi. İlkinde de nişanlı ve evlilik hazırlıkları sırasında ayrıldılar. Bu kez de ayrılmazlar da mutlu sona ererler inşallah. Keza bütün dünya bu düğünü bekliyor.
-Dünya olmasa da bizim memleketin beklediği bir durum vardı. O da Aslı Enver ve Önder Öztarhan'ın birlikte gözükmesi. Şükür ikili gözükmüş. Hayır birlikte oldukları doğrulandıktan sonra kimseler göremedi birlikte. Yakalanmadılar falan. Neyse magazin alemi rahatladı. Önceki gün ikili yakalanmış.
- Bu hafta bakmaya doyamadığım ve bakarken defalarca "Maşallah" dediğim tek fotoğraf Kıvanç Tatlıtuğ ve Başak Dizer'in fotoğrafı oldu. Ve gerçekten güzelliklere aşırı ihtiyacımız var. Bunu bir kez daha anladım. Bir fotoğraf bile mutlu etti bizi. Onlar da mutlu olsun. Sağlıkla çocuklarını kucaklarına alsın.
Harbiye er meydanıdır
Defne Samyeli, "Harbiye konseri hep gündemimde. Ben tercih ettiğim zaman olacak" demiş. Ben Defne'nin bu açıklamasını okuyunca, "Vay be Harbiye Açıkhava'da sahneye çıkmak ne zordu bir dönemler. Öyle herkes çıkamaz, konser veremezdi. Bir sanatçının er meydanıdır Harbiye Açıkhava" dedim. Bakın Defne Samyeli'nin kötü bir sesi olduğu için değil. Kötü bir sahnesi olduğu için değil. Başarısız olduğu için değil. Fakat Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde öyle herkes konser vermemeli. Kusura bakmayın ben bu konuda biraz tutucuyum. O mekan özeldir. O mekan gerçekten bu mesleğe gönül vermiş, kendi şarkılarının olduğu sayısız albüm yapmış, yıllardır diller dolanan şarkılar yapmış, her kitleyi bir araya getirenlerin sahnesidir. Ki öyle de olmalı ve kalmalıdır.Tamam Defne Samyeli'nin güzel bir sahnesi var. Güzel şarkı söylüyor. İddialı giyiniyor. Ve çok güzel bir kadın. Ama hepsi bu... Ben de sayısız kez izledim. Yine denk gelse yine gider izler alkışlarım. Ama Harbiye Açıkhava'da izlemek için yanıp tutuşmam. Şimdi Defne "Sahne aldığım mekanlarda fiyatlar yüksek. Herkes izleyemiyor. O yüzden daha fazla kişiye ulaşmak istiyorum" diyorsa anlamaya çalışırım. Ama anlamam. Bence biraz daha düşünsün bunu Defne...