Uzun süredir televizyon izlemiyordum. Önceki gün koltuğa kurulmuş "Neler oluyor, bitiyor bi bakayım" dedim Show TV'de bu akşam saat 20.00'de ilk bölümü ekrana gelecek olan 'Gelsin Hayat Bildiği Gibi' dizisinin fragmanına denk geldim.

Sezen Aksu'nun "Gelsin Hayat Bildiği Gibi" şarkısını duyunca da daha bi dikkat kesildim.

"Gelsin varsın madem" dedim. Dizi şimdiden merak ettirdi.

Proje tasarımı ve senaryosu Gani Müjde’ye ait ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’de Ertan Saban, Özge Özberk, Devrim Özkan, Nilsu Berfin Aktaş, Mustafa Açılan, Özgü Delikanlı, Ayşe Kırca, Sanem Babi, Onur Özer, Rojbin Erden, Ali Berge, Furkan Murat Uğur, Murat Göçmez gibi deneyimli ve genç isimler bir arada.

Genç isimler için de ciddi bir sınav. Çünkü bu diziyle belki de yolları bambaşka yönlere doğru ilerleyecek. Kimisi şöhret basamaklarının ilkini çıkmış olacak. Dizinin yönetmeni de birçok başarılı diziye imza atan Altan Dönmez.

"Gelsin Hayat Bildiği Gibi"de kirli geçmişini ardında bırakıp coğrafya öğretmeni olarak Karabayır Lisesi’ne atanan ve burada yolu ıslahevinden gelen beş gençle kesişen Sadi Payaslı’nın öyküsünü anlatılacak. Sadi Payaslı, sarsılmaz adalet duygusu ile hayata bir sıfır geride başlamış bu gençlere kol kanat gerecek…

Yaz ekranlarında iyi, sağlam bir dizi arayanlara duyurulur. Farklı, güzel bir dizi izlemek için ajandanıza not edin derim.

Her mekanda aynı şarkı çalıyor

Şimdi çıkın şöyle şu popüler mekanlara. Gerek İstanbul, gerek Bodrum, gerekse Alaçatı. Neresiyse sizin popüler mekanınız, tatil beldeniz. Marmaris olur, Fethiye olur. Kaş-Kalkan olur. Nerede eğleniyor ve geziyorsanız. Eh işte oradaki mekanlarda hep aynı şarkılar çalıyor. DJ'lerde bir bıkkınlık, usanmışlık, bir vazgeçmiştik var. Hele ki, 90'lar pop şarkıları olmasa vah ki, ne vah. Hiç yeni şarkılar çalınmıyor. A diyeceksiniz ki, "Yeni şarkı mı var?" E pardon var yani... İki yıl boyunca korona döneminde bile sanatçılar şarkılar yaptı. Önemli olan DJ'lerin bu şarkıları alıp ellerinden bir şekilde geçirmeleri dinleyiciye satmaları. Ama yok. DJ'lerde, üzgünüm ama, ezbercilik bıkmışlık had safhada. Biri bir şey yapsa da biz de taklit etsek diye bekliyorlar. Mesela şu anda tüm radyolarda çalan, herkesin dilinde olan Gülşen'in "Lolipop"unu bir yerde duymuyorum. Yahu alın remix'leyin. Onu yapın, bunu yapın. Bir şey yapın. Değişik bir şey yapın. Sürekli aynı nakarat, aynı şarkılar, aynı isimler. Mesela hala Gülşen'in "Yavrum kaldır kollarını" çalıyorlar. Yahu Z kuşağını yakalamak istiyorsanız biraz daha farklı bir şeylere imza atın... Çıkın şu klasikleşmiş kafalardan artık. Aman hanımlar dikkat Ünlü markaların satış temsilcilerinin arasında şöyle bir muhabbet dönüyormuş; -Bu kadın çok zengin ama kocasından çok mutsuz. Yapıştır en pahalı çantayı mutlu olur. -Benim bilmem kim müşterim kocası tarafından aldatılıyor. Kadın çok zengin. Bu kadına bir şeyler satacaksın ki, mutlu olsun. O yüzden en pahalı ürünleri vermek gerek. -Kocasından mutsuz kadına 50 binlik çantanın altında çanta vermemek gerek. Diye diye uzuyor. Kızamıyorum gerçekten doğru. Önemli olan mutlu olmak için o çantalara para veren kadınlar bunun farkında mı? Bence çoğu farkında. Bunu da bile bile yapıyor. Kendini iyi hissediyor, mutlu hissediyor o anlık. Ama sonra o çantayla da mutlu olduğunu düşünmüyorum. Ama o çoğu erkek satıcıların kadınların bu mutsuzluğundan yararlanmasına kızmadım desem yalan olur. Şimdi diyeceksiniz ki, "E kadın biliyor, erkek satıcı da biliyor. Onlar öyle mutlu. Parası var mutluluk satın alıyor" diye. Haklı olabilirsiniz. Ama anlık mutluluklar hanımlar bunlar. Hiç gerek yok. Siz siz olun dikkat edin. Paranız var diye, saniyesinde mutlu olacaksınız diye o parayı gidip hiç gereksiz çantalara yatırmayın. Daha yararlı bir şey yapın. O zaman sanki daha mı mutlu olursunuz ne!!!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR