Bir gün bile olsa sadece kadınlar konuşulduğu için 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Keza ben tek günlere sıkıştırılmış özel günlerden pek hoşlanmam.

Ancak;

-Hala kadının söz hakkı yoksa.

-Hala kadınlar en önemli görevlerde arka planda tutuluyorsa.

-Ücret eşitsizliği sadece ülkemizde değil, dünyada da yaşanıyorsa.

-Siyasette de kadına çok az rol veriliyorsa.

-Kadın hala tacize, tecavüze uğruyorsa bunu konuşmamız gerekiyor.

Hatta öyle ki, konuşmakla yetinmeyip kanunlar çıkarılması gerekiyor. Ama çıkmıyor.

Özellikle ülkemizde bu kanunlar çıkmıyor. Kadınlar hep öteleniyor.

Neden;

Çünkü erkekler korkuyor.

Kadının gücünden.

Kadınların yapabileceklerinden.

Kadınların kendi ayakları üzerinde durmasından.

Kadının söz hakkı olmasından korkuyorlar.

Ne yazıktır ki, Türkiye'de yönetici pozisyonundaki kadın oranı yüzde 20,7.

Kadın milletvekili oranı yüzde 17,3

Kadın büyükelçi oranı yüzde 27,2

Kadın profesör oranı yüzde 33,2

Bence bu sayıların yükselmeme nedeni erkek. Çünkü kadınlara izin verilmiyor. Hala kız çocuklarını okutmayan aileler var. Çocuklarını okula göndermeyi bırakın küçük yaşta evlendiren var.

Saçın uzun aklı kısa

"Böyle kız mı olur!", "Kör bıçak ele iş bilmeyen avrat dile", "Saçı uzun aklı kısa", "Eksik etek seni", "Babalar ister döver ister öper", "Bize laf getirme", "Hırsızlık bir ekmekten kahpelik bir öpmekten", "Sırtımda hançere yer kalmadı", "Çalışıp da ne yapacaksın", "Şimdi bir şey derdim de dua et kızsın", "Kendine bir çeki düzen ver", "Oğlan doğrudan övünsün kız doğrudan dövünsün", "İffetine sahip çık", "Bu nasıl saç böle erkek gibi olmuşsun", "Beş tavuğa bir horoz yeter", "Kızını dövmeyen dizini döver", "Senden anne falan olmaz", "Ne işe yararsın ki", "Kızın var mı derdin var", "İnşallah kızın da sana benzer", "Kır dizini otur evinde", "Senden kan olmaz", "Bir kadın olarak sus" diye uzayıp gidiyor aslında bu sıradan gibi gözüken ama içine içine işleyen sözler. Ne ağır sözler değil mi? Bu sözlerin arasında tek bir söze denk gelemedim ya da ben kaçırdım, "Benim kızım ordunun içine girse gözüm arkada kalmaz"dı. Ah ah var ya bu sözler... Yıllarca bu cümle ile büyüdüm ben. Bu cümlenin ağırlığı size anlatamam. Nasıl bir sorumluluk, nasıl bir yük, nasıl bir ağırlık. Hep kendini kaybetmemek, anı yaşayamamak, hiç kendinden geçememek, hep kontrollü olmak falan ne derseniz deyin. Farkında olmadan anne ve baba o kadar sorumluluk yüklüyor ki çocuğa. Düşünsenize küçük çocuksunuz daha. Ve böyle sözler ile büyüyorsunuz. Belki iyi belki kötü bilemiyormuş mu şimdi ki, nesil de hiç bu sözleri duymuyor. Fakat erkek nasıl bir sorumluluk ile büyüyor; "Göster pipini amcalara", "Aslanım", "Paşam"... Başka sözüm yok hakim bey... Özellikle deprem bölgesindeki emekçi kadınlar 6 Şubat'ta korkunç bir deprem ile güne başladık ve hala onun etkisindeyiz ne yazık ki! Özellikle bugün asıl emekçi kadınların günü. Deprem bölgesinde yaşanan korkunç günleri her türlü sırtlanan kadınları unutmamak, onların el emeği ile yapılan her türlü ürünü almaya çalışmak gerekiyor. Daha geçen hafta yazdım. Evinize salçanızı, zeytinyağınızın, ekmeğinizi lütfen deprem bölgesindeki emekçi kadınlardan alınız. Hem onlara destek, hem onlara moral, hem de maddi katkı için gerçekten çok makbule geçecektir. Hayalim

-Kadının kadının düşmanı olmadığı. -Kadının kadını desteklediği. -Tüm kız çocuklarının okutulduğu. -Kız çocuklarının bir eşya gibi sayılmadığı. -Kadının eşit şartlarda yaşaması gerektiğini. -Kadının aynı iş ortamında eşit haklara sahip olmasını. -Kadının devlet yönetiminde daha çok söz hakkının olması. -Kadının taciz ve tecavüze uğramadığı bir dünya hayal ediyorum. Gerçekten zor mu bilmiyorum ama hayal ediyorum.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR