Show TV'nin reyting rekorları kıran, Barış Kılıç, Evrim Alasya, Sıla Türkoğlu, Sibel Taşçıoğlu, Müjde Uzman, Settar Tanrıöğen, Doğukan Güngör gibi oyuncuların kadrosunda yer aldığı "Kızılcık Şerbeti" dizisine RTÜK beş hafta yayın cezası ve 1,5 milyon liralık idari para cezası vermeye hazırlanıyor. Karar henüz belli değil. Yarın (salı) netleşecek.

Peki ne oldu da, RTÜK rahatsız oldu ve bu kadar ceza yağdırıyor "Kızılcık Şerbeti" dizisine...

Çünkü; evin kızı Nursema istemediği bir adamla evlendirildi. Düğün gecesi de damat tarafından camdan aşağıya atıldı.

Oysa ki, biz bu hikayeyi çok gerçek izliyoruz hayatın içinde. O adamlar da asla ceza almıyor. Alanlar da hemen salıveriliyor. Yani kadına şiddet her yerde!!!

Sabah, öğlen kadın programlarında, akşam haberlerde.

Sokakta, takside, otobüste, evde... Hayatın tam da içinde.

2023 yılına gireli daha ne kadar oldu? Dört ay.

Ve kadın cinayetleri verileri ortada. Burada tek tek rakamları elbet yazmayacağım. Çünkü ne yüreğim kaldırıyor, ne de elim gidiyor. Ve zaten benim yazmama da, gerek yok yöneticilerin de bundan haberi vardır diye düşünüyorum.

Fakat tüm bunları bir diziye, bir hikayenin anlatıldığı diziye bağlanmasını mantıklı bulmuyorum. Çünkü "Kızılcık Şerbeti" dizisi uzun yıllardır ülkemizde yaşanan ayrışmayı da en güzel dille anlatan bir hikaye. Her iki tarafın da kendinden bir şey bulduğu, belki ders çıkarttığı önemli bir konusu var.

Şahsen ben, gerek muhafazakar gerekse seküler kesimin yanlışlarını ve doğrularını göz önüne seren bir hikaye izliyorum "Kızılcık Şerbeti"ni izlerken. Tam da ülkemizde yaşanan korkunç gerçekleri izliyorum. Hem de şahane bir dille anlatılıyor.

Bu yüzdendir ki, "Kızılcık Şerbeti" devam etmeli.

Düşünün bu hafta diziyi izleyen de, izlemeyen de bu karara tepki verdi ve vermeye de devam ediyor. Çünkü tek bir şiddet sahnesi ile bir dizinin kaderini engelleyemezsiniz.

Oyuncular müthiş döktürüyor.

Senaryo harika tam da olması gerektiği gibi. Seviyeli ve tam da yerinde cümleler kuruluyor.

Kadına saygı gösterilmesi gerektiği...

Aile değerlerinin ön plana çıkartıldığı...

Eğitimin önemini vurguluyor.

Ki çoğunluğun sesine kulak verip, RTÜK'ün bu kararı gözden geçireceğine eminim.

Dizinin reytinge orantılı izleyicisine de saygı göstereceğini düşünüyor ve inanmak istiyorum.

Hadise’nin isyanı

RTÜK'ün "Kızılcık Şerbeti" için harekete geçmesine Hadise de isyan edenlerden. Çünkü 2018 yılında "Sıfır Tolerans" klibine yasak gelmiş televizyon kanallarında yayın yasağı getirilmişti. Yıllar yıllar önce aynı ceza Gülşen'in klibine de gelmişti.

İşte bu yüzdendir ki, Hadise "Sıfır Toleras klibime vurulan erotik damgası ve TV kanallarında yayınlanmaması için verilen yasaktan sonra RTÜK kararları ve yasakları beni artık hiç şaşırtmıyor? O zaman da susmadım yine susmuyorum! Kızılcık Şerbeti dizisine verilen bu yasağı anlamsız ve gereksiz buluyorum. Kadına şiddet dizileri yasaklayarak durduramayacağını anladığınız ve somut adımlar attığınız günler görmek dilediği ile" dedi.

Haksız değil.

Çünkü bir diziye verilen beş haftalık ya da para cezası ile "Kadına şiddet" bitmez, bitmeyecek.

O değil de, daha önceki gün haberleri izlerken kaç kadına şiddet haberi izlediğimi hatırlamıyorum. Saymadım... Hem de ne haberler. Daha kaç kadına şiddet haberi okudum onu da saymadım. Sadece bir diziyi bu konuda işaret edip, yasaklamak yersiz ve anlamsız.

Allah akıl fikir versin

Batuhan Karacakaya ve Ayşe Aslanpay'ın şiddet görüntülerini ve haberlerini okuyunca kanım dondu. Tövbe estağfurullah Allah gerçekten size akıl fikir versin. Gerçekten insan neye inanacağına şaşırıyor. Ben izlediklerime artık inanamıyorum. Geçen gün birilerinin şiddet görüntüsünü daha izledim. Kendilerini gerçekten tanımıyorum, ama tanınıyorlarmış onlar da. Onlar da bir yarışmada oynamışlar orada ünlü olmuşlar falan. Şimdi de sosyal medyada tanınıyorlarmış. Birbirlerine şiddet gösteriyorlar. Ama şiddet esnasında da birbirlerini çekiyorlar. Batuhan ve Ayşe de önce "Şiddet" demişler sonra "Makyaj" yaptık demişler. Hani şu çoban hikayesi var ya... Sosyal medya yüzünden yalancı çoban doldu etraf. "Ama ya gerçekse" demekten de kendini alamıyor insan. Benim aklım almıyor artık gerçekten birçok görüntüyü. Birçok söylemi. Günümüz ilişkileri korkunç çirkinleşti. Kimsenin kimseye saygısı yok. Tuhaflaştı. Toksik diye diye tüm ilişkiler sanki toksik oldu. Hepsi zehirlendi. Ne oluyor hanımlar-beyler. Ne yapıyorsunuz siz böyle... Bir durun yahu... İnsan ilişkisine bunu yapar mı? Kendisine bunu yapar mı? Saygı nerede? İlişkinin üç temel S'si vardır. Saygı. Sevgi. Sabır... Lütfen like alacaksınız, takipçi arttıracaksınız diye gerçeklerle kurguları karıştırmayın. İnsanları zorlamayın. Gerçekten ben sosyal medyada izlediğim birçok şey doğru mu değil mi, o kadının yardıma mı ihtiyacı var, neler oluyor çözemiyorum. Bi dursanız mı!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR