Anne ve babalarımız "Evlilik" gerçekleri olan; 'kol kırılır, yen içinde kalır', 'en ufacık bir olayda boşanmak olmaz', 'kadın kısmı susup oturur, kadın kısmı çok konuşmaz', 'erkek bu sever de döver de' 'kadın kısmı her şeyi bilmez', 'kadın kısmı görmez, duymaz, bilmez', 'erkek dediğin aldatsa da kadın affeder' gibi sözler tarih oluyor.

Günümüzde ünlüsü- ünsüzü "Hiç çekemem" deyip resti çekiyor artık. Ve evlilikler hiç de öyle "Saçımı süpürge ettim", "Yuvayı dişi kuş kurar", "Her evlilikte sıkıntılar olur. Biz de sıkıntılardan geçtik evliliğimizi kurtardık" gibi durumlar olmadan bitiyor.

Bu konuya nereden geldik Demet Özdemir ve Oğuzhan Koç'un sekiz ay süren evliliğinden... Çünkü çiftten beklenen açıklama geldi ve boşanıyorlar.

İki ay önce yaşadıkları bir sorunu çözemeyen çift ortak bir açıklama yapıp, "Evliliğimizi bir süredir yürütemediğimizi görüp sona erdirme kararı aldık" dedi. Oğuzhan Koç, boşanma açıklamasından iki gün önce rol aldığı 'Özür Dilerim' filminin galasında eşinin neden yanında olmadığı yönündeki sorulara "Sette olduğu için gelemedi" cevabını vermişti.

Tam da galanın olduğu gün, Demet Özdemir, Nişantaşı'nda bulunan Önder Tiryaki'nin salonunda göbek atarak mutlu olduğunu sergilemişti.


Yani şunu demek istiyorum.

Aslında Demet ve Oğuzhan çoktan karar vermiş. Noktalamış, paketlemiş ve rafa kaldırmış evliliği ama bizler tabii bunu konuşacağız.

Bu hadise hemen kapanmayacak; çünkü sadece mesleği bu olan bizler değil sokaktaki, insan da bu konuyu konuşuyor.

İlgili, ilgisiz "E Demet ile Oğuzhan boşanıyormuş" diyor.

Elbette uzun uzun tartışılacak nedenleri, niçinleri, ünlü evlilikleri, ünlülerin "Ego"ları, şöhretin evliliğe verdiği zararları vesaire. Fakat belli ki, verilen karar değişmeyecek Oğuzhan ve Demet cephesinde.

Çift boşanma yoluna girip evlerini dahi ayırdı.

Peki o doğum gününde ne oldu?

Çift ortak yaptıkları yazılı açıklamalarında, "Aile büyüklerimizi üzmeden, yıpratmadan bu süreci en hassas şekilde yürütmek için elimizden geleni yapıyoruz. Siz basın mensuplarından da bu hassasiyeti bekliyoruz" dedi. Tabii biz hassasiyet gösteririz göstermesine ancak sokaktaki insanın ağzı torba değil büzesiniz. İnsanlar konuşa konuşa mevzuyu sakız gibi uzatıyor. Kimisi, "E ikisi de ünlü, merak ediyoruz elbet" diyor. Kimisi de, "Çocukları yok, çolukları yok. Yıllarca sürmüş bir evlilik değil merak ediyoruz elbet, konuşacağız" diyor. Yani hayranları merak ediyor ikilinin bir anda bu duruma gelmesini. Özellikle iki ay önce yaşanan doğum günü sonrasının çıkışında Demet Özdemir'in moralinin bozuk olduğuna ve o gece sonrasında asla toparlayamadıklarına kadar fısıltılar aldı başını gitti. Yani, hiçbir şey olmasa da bir şey oldu elbet ve mutlu başlayan aşk, şaşalı yapılan düğün sekiz ayda noktalanma dönemine kadar geldi. Peki şöhret evlilikleri neden yürümüyor? Yazının en başında da söylediğim gibi aslında sadece şöhret evlilikleri değil, günümüzde şöhret olmayan insanların evlilikleri de yürümüyor. Ancak, şöhret insanların evliliklerinde daha da zorlandığı çok net ve kanıtlandı. Çünkü; 1-Gerek şöhreti idare etme çabası. 2-Gerek şöhretin getirdiği "Ego"yu idare etme çabası. 3-Gerekse iki yabancı insanın aynı evde hem evliliği hem de tüm kamuoyunu idare etme çabası. İle karmaşık bir döneme giriliyor. Bu nedenle öncelikle şöhret olmak ve olduktan sonra o şöhreti korumak hiç de kolay değil. Hele hiç tanınmamış insanlar için bile yeterince zor olan evlilikte, işin içine bir de şöhret girince neler yaşanıyor siz düşünün artık. Kürek çekmeden evlilik gemisi yürümez bu kocaman bir gerçek. İnsanlar birbirlerine tahammül edemiyorken, o küreği de birlikte çekip o gemiyi de asla yürütemez olup, kestirip atıyor. Ki bu daha kolay geliyor. Evin içinde iki şöhret insanın "Ego"sunun çarpışmaması da imkansız. Bir de bir tarafın kariyeri tırmanırken, bir tarafın kariyeri düşüşe geçerse vah ki ne vah!!! Asla toparlanamaz sonuçlar doğuruyor. Ayrıca en özel anlarınız milyonlarca insanın gözü ününde yaşanıyor. Yargılanmalar, baskı yarattıkça evdeki stres artıyor. Aynı şöhret gibi evliliğin de özveri ve çaba gerektirdiği bir kurum olması sorumlulukları iki katına çıkartıyor. Bir yandan aile, diğer yandan insan öğüten ve sürekli tüketen acımasız gösteri dünyası. Evlilikleri gerim gerim geriyor. Daha sayayım mı? Reytingler, izlenme oranları, takipçilerin eleştirileri, sosyal medya taşlamaları, ilişkileri yokuş aşağıya doğru itiyor. Belki de her ailede yaşanabilecek ve çözümlenebilecek sorunlar, göz önünde olduğunuz zaman bütünlüklere mal oluyor ve şöhretin bedeli de devreye giriyor. Kısacası şöhret ateşten gömlek. E bir de devreye kadın ve erkek kimyası, kadının ve erkeğin farklı görüş yapısı girdi mi eyvah ki, ne eyvah. Kadın ve erkeğin farklı olduğu sanırım artık bütün dünya olarak kabul ediyoruz. Yani beyin kimyaları gereği kadınlar sorunlara daha duyarlı ve duygusal bakarken erkekler gerçekçi ve çözüme odaklı düşününce sorunları bırakın çözmeyi ne yazık ki çoğu zaman atlatılabilmesi bile mümkün olamıyor. Haliyle bu anlamda kadın ve erkek anlaşamıyorsa bırakın evliliği, ilişki bile yürümez hale geliyor. Asgari bir buluşma da mümkün olmayınca evlilik ya da ayrılık kaçınılmaz oluyor. Yani diyeceğim odur ki; The End...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR