Gece hayatı raconları bir başkadır. Ve olmazsa olmazları vardır. Bir kere haftanın dört gecesi muhakkak çıkmak gerek.

O mekan senin bu mekan benim gezmek gerek.

Bir mekandan elinde içki kadehi ile çıkmak, başka bir mekana o kadehi bırakmak gerek.

Sabah gecenin analizini yapmak gerek.

Bir bar üstüne çıkmak gerek.

Dostlar ile karşılaşıp sabahlamak gerek.

Şehirde ilginç mekanları ve yerleri keşfetmek gerek.

Hatta öyle ki, unutamadığın sevgiline nispet yaparcasına çok eğleniyormuş gibi göstermek gerek.

Hatta öyle ki, tanışmak istediğin bir kişinin gittiği mekanlara gidip tesadüf eseri karşılaşmış gibi yapmak gerek.

Ve daha birçok şey yapmak gerek.

Gece hayatı değişiktir, tuhaftır ve vazgeçilmezdir.

Ancak son günlerde görüyorum ki, gece hayatı yeni neslin elinde. Evet gece hayatının kralları 80'li ve 90’lılar. Ama maalesef üzgünüm sakın bana kızmayın ama eğlenmesini bilmiyorsunuz.

Olmaz ki, öyle…

Biraz kendinizden geçin, başkasına hava atmak için değil eğlenmek için orada olmak gerek.

Mesela bizler de kavga ediyorduk, bizler de tartışıyorduk, bizler de çok içiyorduk ama bu kadar ne yaptığımızı bilmemezlik yapmıyorduk.

Çok acımasız değilim. Hepsini izliyorum ve keyif alıyorum. Ama az biraz eğlenmeyi bilmiyorlar.

Bakın şundan bahsediyorum. Sadece dışarıya çıktım demek için değil, gerçekten eğlenmek için çıkmak gerek.

Eğer eğlence için çıkılmıyorsa geçmiş olsun. O geceden bir şey beklememek gerek.

O zaman geceler demişken son zamanlarda meyhaneler çok moda.

Evet her geçen gün meyhane açılmaya devam ediyor.

Mesela bu hafta Melek Boz yeni bir mekan açtı. Nişantaşı’nda Sarraf meyhane’ye gitmek gerek.

Ve Cenk Eren’in sahibi olduğu “My Piyasa’da kışlık sortie’nin içinde açıldı.

Oraya da gitmek gerek…