Evet evet başlığı görüp hiç öyle şaşırmayın. Toptan fena durumlardayız.


Cumartesi sabahı Oylum Talu’nun Habertürk’teki programına konuk olmak için evden erken çıktım. Daha sonra da yine program bitiminde erkenden Cihangir’e döndüm. Malum cuma sabahlamışım. Üç saatlik uyku ile leyla gibi dolaşıyordum.

Neyse taksiden indim, gazetelerimi aldım eve gidiyorum.




Fıstık gibi bir kız dikkatimi çekti. Belli ki, geceden kalmış. Topuklu ayakkabı, minicik bir elbise üstünde. Saçlar hala yapılı. Ama dağılmış. Nasıl ağlıyor.


Hüngür hüngür. Bağıra bağıra. Anıra anıra. Hıçkıra hıçkıra.




Aman tanrım görseniz ailesine bir şey oldu falan sandım. O yürüyor ben yürüyorum. Telefonda da birine anlatıyor başına geleni. Meğer sevgilisi en yakın arkadaşıyla aldatmış. Sabaha kadar kovalamaca yaşanmış. Çocukla kavgalar derken bla bla bla… Yani klasik olay.




Yani son yılların en moda olayı.




Ah çok üzülüyorum ya. Gerçekten biz kadınlar ve onlar erkekler hepimiz yalnızlıktan öleceğiz. Ve ne yapmamız gerektiğini de kimse bilmiyor. Bu nasıl olacak, nasıl çıkacağız bu işten bilemiyorum.




Gecelerce acayip hikayeler yaşanıyor. Artık kim kimin sevgilisi, kim kimin karısı, kocası kimsenin umurunda değil. Herkes birbiriyle bir şeyler yaşamak istiyor ve yaşıyor da.




Mesela tam da o gün Ayşe Arman böyle bir konu işlemeye başlamış. İlk sözü erkeklere vermiş. Haftaya da kadınlar konuşacakmış.




Erkekler konuşmuştu konuşmuş efendim. Kadınlar hakkında söylenmedik söz bırakmamışlar. Kısacası kadınlara diyorlar ki, “Annelerinizin döneminde değilsiniz, rekabet çoğaldı. Evlendi evine bağlandı diye düşünmeyin. Anında aldatılırsınız” falan filan.




Doğru. Evet çok doğru söylüyorlar. Ben de sık sık Unisex’teki köşemde ve artık tabii ki burada yazıyorum. Kadınlar çok dır dır ediyor. Kadınlar kendilerine güvenmiyor. Bir gece dışarıya çıkıyorlar aman yarabbi adamın hayatını mahvediyorlar. Görüyoruz, gözlemiyorum. Ne kavgalar, ne patırtılar yaşanıyor gece çiftler arasında.




Hanımlar kendinizi düşürmeyin, kendi saygınlığınızı kaybetmeyin. Bakınız adamların söylediklerine biraz kulak verin. Ve derlenip toparlanın derim. Mesela cumartesi sabahı anıra anıra ağlayan o güzel kadın.




Neden ağlıyorsun? Bırak gitsin. Neden sabaha kadar kapısından ayrılmadın adamın. Neden?




Bunlara sizler fırsat veriyorsunuz hanımlar. Sanki az biraz toparlanma zamanı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR