Beyrut yazısı yarım kalmıştı. Biraz da mekanlardan bahsedeyim istiyorum. Gündüz ayrı gece apayrı bu memleket. Yani Beyrut gecelerimde gece fiş çekiliyor. Mekanlar tıklım tıklım herkes eğlencenin hakkını veriyor. Gösteriş çok fazla. Dev şişelerle içkiler açılıyor. Geçen yıl yazlık White Kulüp'ün eğlencesinden uzun uzun bahsetmiştim. Şimdi de kışlık bölümü yani hemen altında Mad Kulüp'ün hizmete girmesinin üçüncü gecesi oradaydım. Bu mekana da birçok mekanda olduğu gibi girmek kolay olmuyor. Beach'lere olduğu gibi mekanlara da rezervasyon şart. Şunu söyleyebilirim ki, şu anda ne Avrupa'da ne de bizim memleketimizde böyle bir mekan yok. Bu arada taşkınlık ve kavga da yok. İkinci gece turumuza Al Mandaloun'da başladık. Yüksek tavanlı ve üst katta büyük locaları olan özel bir mekan. Hiç aklınıza gelmeyecek şovlar yapılıyor. Yer bulmak çok zor. Bizim rehberimiz Feyzan Bingöl o işi de halletti. Hem de mekanın en güzel yerinden bize yer ayırttı. Sabahın ilk ışıklarına kadar coşuyorsunuz. Ama eğer "Yok hala doymadım" derseniz seçenek çok Beyrut'ta. Biz o gece merak ettiğimiz için saatler 02:30'u gösterdiğinde açılan B018'e gittik. Çünkü bu mekan tabut gibi aslında. Yer altına iniyorsunuz. Loca masaları da tabut şeklinde. Ve kapkaranlık. Barın loş ışığı dışında başka hiçbir ışık yok. Ve tavan bir süre sonra gökyüzüne açılıyor. Siz yer altından yıldızları seyrediyor hem de underground müzik dinliyorsunuz. Tuhaf bir durum anlayacağınız. Yani şahsen ben bir daha yaşamak istemiyorum. Bizim gruptan da kimse mekanı beğenmedi zaten. Fotoğraf merak edenler için kusura bakmayın. Çünkü fotoğraf çekilmemesi için çok uğraşıyorlar. Korumalar o karanlıkta bile sizi sürekli izliyor ve takip ediyor. Tabii çatıdan mekanın içine atlamak isteyenler çok olduğu için açılan tavanın etrafında da bir sürü koruma var.
Siz uyurken
-Beyrut Al Falamanki 00.30 bir nişan var. Nişanlı kızın üzerinde kırmızı pullu payetli bir nişan tuvaleti. Eline aldı nargileyi tüttürmeye başladı. Ve tabii tüm ekip ona eşlik etti.
-Beyrut White Kulüp 03.00 yani kadınlar tuvaletinin görüntüsünü çekip sizinle paylaşmayı çok isterdim. Bir evin salonu büyüklüğünde bir tuvalet düşünün. Ve tüm kadınlar sanki tuvalette değil de Aşk-ı Memnu filminden bir kare gibilerdi. Ve herkes makyaj tazeliyordu. O saatte bile.
-Al Mandaloun 02.00 derin göğüs dekolteli kadın bir adamın yüzene para attı. Adam da parayı sonra tekrar kadına verdi. Kadın da parayı aldı ve çantasına koyup oynamaya devam etti.
Tavrı belli
Twitter: İnsanların birbirine laf sokma, sevgiliye sitem etme yeri.
İnstagram: Gittiğin tatil yerini, yediğin yemeği, ayaklarını, aldığın çantayı, ayakkabıyı, kedini, köpeğini gösterme yeri.
Foursquare: Geceyi geçirecek özellikle de bulunduğunuz mekanda kız ya da erkek tavlama yeri.
Çetin Tekindor'a kıyamıyorum
Evet evet kesinlikle kıyamıyorum. Geçen gün "Karadayı" dizisinde bir sahneye denk geldim. Nazif Kara karakterini canlandıran Çetin Tekindor'un işkence sahnesi vardı. İnanın yüreğim çıktı, içim kıyıldı, üzüldüm, ağlamak istedim. Yani hiç kimseye hissetmediğim duyguları hissettiriyor bana. Çünkü gerçekten çok ama çok iyi oynuyor. Eminim yurt dışına açılmak istese dünya starları arasında yerini alırdı. Yani işte "Oyunculuk bu" dedirtiyor size. Bu arada Çetin Tekindor demişken "Karadayı" dizisinden de söz etmemek olmaz. Diziye ilk kez denk geldim. Beklentilerin altında gibi duruyor. İki karakter yani Nazif Kara ve oğlu Mahir Kara dışında diğer karakterler olmamış gibi. Biraz daha fazla güçlü karakterlere ihtiyaç var sanki.