Şu çok konuşulan ‘Nymphomaniac’ filmini festivalde izleme fırsatım bir türlü olmadı. İtiraf etmem gerekirse pek de merak etmedim. Açık saçık, seksi filmleri izleyeyim diye özellikle bir çabam yok. Ama şimdi çok merak ediyorum. Hatta izlemek için yanıp tutuşuyorum, çıldırıyorum. Ne menem bir şeymiş bu filmde ‘Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu’ tarafından “Genel ahlâka aykırılık” ve “Pornografik görüntü ve diyaloglar” içerdiği için yasaklanmış. Harbiden şimdi çok merak ediyorum. Bir film benim bunca yıldır bozul mamış ahlakımı nasıl bozabilir? Üstelik ben Tutti Frutti ile büyümüş hatta Playboy Dergisi'ne bakmış, hatta evimizin salonunda olan bir dergiyle büyümüş bir nesilden geliyorum. Playboy Dergisi demişken yıl 1988. Ben henüz 12 yaşındayım. Ablam Serap Övetde (tabii o zaman evli değil soyadımız aynı), Ali ve Ömer Karacan’ın babaları Naci Karacan ölünce devraldıkları Playboy, Anne, Kapital, Kadın gibi dergilerin çıktığı Karacan Yayınları’nda çalışıyor. Bizim evede bu dergiler her ay hiç aksatmadan geliyor. Ve ben o yaşlarda bu dergilere bakıyordum. Ama Allah sizi inandırsın “Aman çıplak kadınlar. Vah maşallah fıstık gibiler. Dur bende bunlar gibi olayım” gibi sözler hiç aklımdan geçmemiş. Şimdi fark ediyorum da gerçekten sanırım boş boş bakmışım. Hayır o dergiler köşe bucak saklansa ve hatta “Aman sakın bakma çok ayıp, yasak” denseydi olabilirdi. Oda ayrı bir durum. Onu geçin ben bu dergilere bakarken “Ben de gazeteci olacağım” bile dememişim. Anlayacağınız bunlar bizim gözümüzün önünde dururdu, evimizin salonundaki dergi ve gazetelikteydi. Hiçbir şeyde yasak değildi. Allah’a bin şükür annem ve babam o dönemin şartlarında aslanlar gibi beş kız yetiştirmişler hiçbir aşırılıkları olmadan. Diyeceğim odur ki; yasak her zaman “Gel gel” yapar. Yasakladıkça çıldırırız. Tıpkı benim şuan “Nymphomaniac” filmini izlemek için çıldırdığım gibi..

Kadınlar Günü notları




- Dikkat ettimde özellikle Atiye Sokak Hardal kadınlar için özel çalışmalar yapmış. O gün Hardal’a giden her kadına hediye paketleri verildi. Uğur Karabayır’ı hassasiyetinden dolayı tebrik ediyorum. Banada bir dolu sepet gönderdi. Sepetin içinde kadının görüpde en mutlu olacağı şeyler vardı. Yani parfüm, ruj, çikolata, çay


türü küçük mutluluklar. Kadınlar daha ne ister?




- Yağmur çamur demeden cumartesi günü İstiklal Caddesi’ni dolduran kadınların fotoğrafı “Kadın isterse” tadında cümleyi bir kez daha söyletti herkese. Yani kadın gücü diye bir şey var beyler. Dikkate alınız.




- Geçen akşam Ayşe Tolga ile birlikteydim. Meğer Ayşe Tolga, Metin Uca, Mehmet Coşkun deniz ile bir üçlü ol muşlar. “Kadın Haklı, Erkek Haklı ” tadında bir şov hazırlıyorlar. Yani yıllardır çözülemeyen kadın ve erkek ilişkisini A’dan Z’ye masaya yatırıyorlar. Bu üçlüden harika kadın-erkek halleri çıkar, benden söylemesi.


Merakla bekliyorum.




- Cumartesi günü Film-San’dan ödüllendirildim. Sağolsunlar benide başarılı kadınlar kontenjanında gördüler. Bu ödülü hemde Darülaceze gibi değerli ve kıymetli bir mekânda almak çok heyecan vericiydi. Kıvanç Terzioğlu beni Söylemezsem Olmaz'daki başarılı sunuculuk deneyimimle ödüllen dirdiklerini açıklayınca pek


keyiflendim. Gerçekten ödül insana pek güzel enerji veriyor. Bu arada keşke törene diğer ödül alan ünlü isimlerde katılsalardı. Sonuç olarak ödül almak güzel birşey. Değerli şey.

Kadın isterse




- Kendine âşık eder, hatta kendinden nefretde et tirir.


- Bir ilişkiye başlar, sonra o ilişkiyi bitirir.


- Çocuk doğurur.


- Şiddete maruz kalmaz.


- Çocukda yapar kariyerde. Evinide temizler yemekde yapar.


- Çapkınlığın âlâsını yapar ama asla belli etmez. Bu cümle sonrasında ‘Titanic’ filminin en sevdiğim repliklerinden “Kadının kalbi okyanus gibidir” sözü tamda bu bölüm için.


- Üç maymunu oynar.


- Yatakta bile rol yapar.


- Dağları deler dağları.




Özür




Cumartesi günüK adın istersede Sibel Can’ın “Galata” isimli albümü hakkındaki düşüncelerimi yazmıştım. Albümü ilk elime aldığım zaman mutlaka kartonetini incelerim. Öyle ki, birçok arkadaşım “Bu kartonetleri senden başka inceleyen yoktur” diye dalga geçer benimle. Can’ınkinide inceledim ama “Narsist” şarkısı Berkay’ın diye o kadar çok kalmış ki aklımda. Meğer Berksan’ınmış. Kendisinden gerçekten özür diliyorum. Ama şarkı kesinlikle Sibel Can şarkısı değil. Düşüncem değişmedi. Bu şarkıyı albümünde bir de Berksan okusun. Fark ortaya çıkacaktır.




Bugün




Her altı ayda bir yapılan Mercedes Benz Fashion Week İstanbul presented by American Express bugün başlıyor. Geçen sefer Kuru çeşme’de yapıldı ve çok keyifsizdi. Şükür yine eski yerine yani İstanbul Modern Antrepo’ya geldi. Pek mutluyuz.Bu hafta bol bol moda konuşacağız. Yetişebildiğim kadar defilelere gidip dedikoduları aktaracağım. Bugün ilk parti Vogue’un, Karaköy Bej’de yapılacak. Meraklısına...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR