Son günlerde birçok kişiden duyuyordum Hümeyra’nın ‘Yalan Dünya’ setinde mutsuz olduğunu. Hatta birçok kişiye “Gülse son günlerde çok şımardı” dediğini de işitiyordum. Ama ne yalan söyleyeyim pek üstüne düşmedim. Hatta oralı bile olmadım. Çünkü Hümeyra diyorsa vardır bir sebebi diye düşündüm. Cumartesi kendi kulaklarımla duyana kadar. Hümeyra cumartesi 14.15’te Cihangir Journey’ye geldi. Biraz gergindi ve yan masama oturdu. Sinirli ve gergin olduğunu fark ettiğim Hümeyra’ya ne yalan söyleyeyim selam vermeye çekindim. Sonra arkadaşı geldi ve direkt yüksek bir sesle konuşmaya başladı. Hümeyra’nın konuşmalarını benim sol tarafımda ve oldukça uzak olan masa bile duyuyordu. Hümeyra “Artık dayanılacak gibi değil. Bu Gülse (Birsel) iyice şımarmaya başladı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir çalışma sistemi yok. Sette herkes panik halinde. Sette herkes koşturuyor. 100 sayfalık senaryo 23.00’te geliyor. 10.00 set koyuyorlar.
Okuman, anlaman lazım. Notlar çıkarman lazım. Çalışman lazım. Senaryoda bir kıyafet var gece yarısı o bulanmaya çalışılmış. E önceden haberleri yok. Zaten cümleler düşük. Gülse (Birsel) gün geçtikçe şımarmaya başladı. Eskiden böyle değildi. Zaten ülke olarak gerginiz. Bir de sette çok ağır çalışıyoruz. Geçen ezber yapıyorum bağıra bağıra konuşuyorlar ‘Ayyytttt’ diye bağırdım. Artık gerçekten bırakmak istiyorum. Çok yoruldum. Böyle çalışma tarzı olmaz. Çalışma saatleri belli olan senaryonun önceden geldiği işlerde olmak istiyorum” dedi. Hümeyra arkadaşı ile sohbet ederken bir turist de o sırada fotoğraf çekiyordu. Makinesini Hümeyra’ya doğru yönlendirdi ancak turist mekânı ve atmosferi, sokakları çekiyordu.Kendisinin fotoğrafını çektiğini düşünen Hümeyra, “Neden çekiyorsun. Eline fotoğraf makinesini alan çekiyor, gazeteci oluyor çekme” diye bağırınca turist irkildi. Hümeyra’nın sözlerini anlamadı ama kendisine kızdığını el hareketleriyle anlayınca gülmeye başladı. Hümeyra da “Bir de gülüyor. Neden gülüyorsun” diye sözlerini devam ettirdi.
HÜMEYRA ÇOK AMA ÇOK HAKLI
Şimdi bana kızacak sevgili Hümeyra biliyorum bunları yazdığım için. Kendisi çok değerli ve saygıdeğer bir isim ve usta bir oyuncu. İzin istemediğim için sinirlenecek bana da. Şimdi ben masasına gidip “Hümeyra Hanım bunları yazmak istiyorum. Siz değerli bir isimsiniz. Sette el üstünde tutulmanız lazım. Hatta ben öyle olduğunu düşünüyordum. Gülse Birsel bu konulara çok hassas bir insanmış gibi biliyoruz hepimiz. Sizin de belli ki bir isyanınız var” desem “Hayır” derdi bana. Çok iyi biliyorum. Oysa ki, keşke çekinmeden, usanmadan, bıkmadan konuşsalar ve demeç verseler ki, bozuk olan şeyler düzelse. Hümeyra gibi değerli, ustaları da el üstünde tutabilsek. Bana kızacak, üzülecek ama özellikle yazmak istedim. Çünkü usta isimlere değer verilmediğini sürekli konuşuyoruz ve dile getiriyoruz. Hatta Yeşilçam’ın ustaları da hep bu konuda dert yanıyor. Yeni dizilerden onlara iş verilmediğini verilse de çok az paralar ödendiğini belirtiyorlar. Sette iyi davranılmadığından bahsediyorlar. Sümer Tilmaç‘ın demeci ile de anlamış olduk. Sümer Bey, kendisine teklif edilen bin 500 TL’lik parayı dert etmiş “Olacak iş değil” demişti. Şimdi “Kurt Seyit ve Şura”da oynayan Serdar Gökhan “Bize her zaman ‘Sen bizdensin. Al işte şu üç kuruşu’ diyorlar” dedi. Saymakla bitmez. Genellikle birçok usta isim bu konulardan dert yanıyor.
YAŞI İLERLEMİŞ İNSANA SAYGI YOK
Yurtdışında yaşı ilerlemiş sinema, tiyatro oyuncusu, sunucu her zaman en değerli en kıymetlidir. En yüksek ücreti onlar alır. Ve üstelik en iyi şekilde setlerde ağırlanırlar. Biz öyle duyuyoruz ve görüyoruz. Onlar da
röportajlarında bunu sık sık dile getiriyorlar. Ama ya bizim usta isimler? Bizde yaş ilerlesin “Elveda” demek için yer ararlar. Üstelik, “Sen bizdensin. Al işte şu parayı, çalış” derler. Setlerde en ağır şekilde davranılır. Çok üzücü. Üzücü hatta gerçekten insanı kahrediyor. O yüzden bunları yazmak istedim. Hümeyra’nın set arkadaşlarının bazıları hakkında da sözleri vardı. Ama onları özellikle yazmadım. Çünkü burada ben başka bir şey anlatmaya çalıştım. O yüzden de şimdiden özür dilerim Hümeyra’dan. Ama inanın Gülse Birsel’in sette, özellikle Hümeyra gibi isimleri pamuklara sardığını düşünüyordum. O yüzden de şaşırdım. Belki bu yazı bir şeyleri düzeltmeye yararlı olur.