Gerçekten nedendir anlamam, bizim ülkemizde herkes kovulmak zorunda. Kimse kendi istediği ile ya da karşılıklı karar vererek ayrılamaz. Aslında öyle oluyor ama kimse inanmak, kabul etmek istemiyor. Herkes her şeyi biliyor ya. Benim de başıma geldiği için çok iyi bilirim bunun sıkıntısını. Ama konu ben değilim. Konu Hümeyra. Cumartesi günü bir gazetede Hümeyra’nın “Yalan Dünya”dan kovulduğuna dair bir haber vardı. Kovulma nedeni olarak da benim yazdığım bir haber gösteriliyordu. Yani hani ben Hümeyra’yı yan masada dinleyip haber yaptım ya. Hani Hümeyra yan masada oturmuş “Gülse şımardı, senaryoyu geç yolluyor. Çalışamıyoruz. Çok yoruldum” diye dert yanıyordu ya. Ben de bunu yazdım ya.
KARŞILIKLI KARAR VERILMIŞ
Tabii “Kovuldu” haberi çıkınca akıllara benim haber geldi ve sosyal medyadan herkes bana “Kadını işinden ettin, mutlu oldun mu, kına yak” diye yazıp çizildi. Arkadaşlar bir sakin. Allah korusun şimdiye kadar kimseyi işinden etmedim. Hem Hümeyra’yı neden işinden etmek için uğraşayım ki? Ben de olayın gerçeğini öğrenmek için aradım. Sonuç olarak habercilik dediğin bir şey, duyduğun zaman arayıp sormaktır. Ben böyle öğrendim. Yani hâlâ eski kafalıyım. Ve aldığım cevaba da inanırım. Aldığım cevaba karşılık “Yok kesin yalan söylüyor, böyle olmuştur aslında” diye de bilmişlik yapmam. Ama son yıllarda bu durum iyiden iyiye unutuldu ya da zaten bazı gazeteci arkadaşlarım hep böyleydi. Ben eski yöntemlerle yoluma devam ettiğim için aradım sordum. Aslında ikili karşılıklı oturmuş, konuşmuş ve karar vermiş. Gülse Birsel yeni sezon için Hümeyra ile ilgili çok güzel bölümler bile yazmış. Ama Hümeyra, Çağan Irmak’ın yeni filminde rol alacağı için biraz dinlenmek ve yeni rolüne hazırlamak istemiş. Ama tabii bu olay pek dikkat çekmez. Hümeyra’nın diziden ayrılmasıyla birlikte “Bingo işte kadın kovuldu” diye yazmak daha janjanlı. Ama benim öğrendiğim ve yıllardır yaptığım habercilik de bu değil kusura bakmayın. Doğrusu arayıp sormak. Ve netice olarak Hümeyra kovulmamış arkadaşlar. Eğer tabii bu bilgi ilginizi çekiyorsa. Bu arada amacım kimsenin yaptığı haberciliği doğrulamak ya da yalanlamak değil. En sevmediğim şey. Benim sözüm tamamen sosyal medya canavarlarına.
Sosyal medya kahramanları
BU arada sosyal medya kahramanları aslında canavarları desem daha doğru olur, bu bölüm size. Bakınız ben duyduğumu, gördüğümü yazarım. Bu yan masada olur, arka odada olur, yan koltukta olur. Yani doğruysa, eminsem yazarım. Benim işim bu. Hem de öyle gizliden, saklıdan, isim vermeden değil isim vererek yazarım. Şöyle bir eski yazılarımdan başlayıp hepsine bir bakın. Kimsenin cesaret edemediği magazin haberlerini yazıyorum. Ve dikkat ediyorsanız da hiç yalanlanmıyorum. Demek oluyor ki, doğru olanı yazıyorum. Ve “Gölge Kadın, Gizli Kadın” olarak da değil alenen adımı ifşa ederek. İster sevin, ister sevmeyin. İster beğenin, ister beğenmeyin. İsterse de çatlayın, patlayın. Ben magazin yazarım. Kimine göre çok gereksiz olabilir ama aslında çok gereklidir. Ve o kimileri de bunu çok iyi bilir. O yüzden haberlere en güzelinden devam.
Sonunda
YILLARDIR “Acaba bizim sanatçılarımız neden hiç Sharon Stone, Demi Moore gibi Hollywood starlarına özenmiyor” diye düşünür, bir de “Bizimkiler işlerine saygı göstermiyor. Sahneye çıkıyorlar, şarkı söylüyorlar, dizi ve filmde oynuyorlar, bir sürü para kazanıyorlar, ama maşallah kocaman popoları ile dolanıyorlar. Üstüne de para kazanıyorlar” derdim. Ve sonunda akılları başlarına geldi. Hülya Avşar mesela bu sene fit vücudu ile beni umutlandırıyor. İnşallah pes etmez ve eski koco popolu hallerine dönmez. Kimse kusura bakmasın. Ben de bu işi yapsam, sahneye çıksam, şarkı söylesem, şov dünyasının içinde yer alsam Ajda Pekkan’ın izinden giderim. Kadın yıllardır boşuna incecik dolaşmıyor. Bu işin cilveleri bu. Hem para kazanacaksın, hem milyonlara hitap edeceksin hem de bin kilo dolaşacaksın. Olmaz. Asla olmaz. Hem kadına, hem erkeğe olmaz. Göze de hitap ediyorsun. Hemen bitmemek, yok olmamak için zayıf olmak, özellikle fit olmak şart. Bir bir daha iki.