Magazin dünyasında gördüklerim, duyduklarım, okuduklarım zaman zaman midemi bulandırıyor. Bir gün ak dediğine bir gün sonra kara diyenler, sırf gündem olabilmek için atıp tutanlar... Kendilerini olmadıkları biri gibi gösterip iki gram aklı olmayan insanların "Güzel yüreklim sen üzülme, biz seni biliyoruz" diye sosyal medyada tuttuğu alkışları gerçek sananlar...
Kim kimi biliyor? Sabahları gözlerini "Acaba bugün kime kötülük yapsam" diye açan bu insanı mı biliyorsun? Biliyorsun da seviyorsun... Seviyorsun da sahipleniyorsun... O halde sen de onun gibisin.
Kendin olmak zor
Ünlü isimler içinde o kadar az ki kendi olan... Biri Yıldız Tilbe mesela. ‘Deli' filan diyorsuz da hepimizden akıllısı o. Eğlence dünyasının içinde ‘kendin' olarak kalmayı seçtiysen biraz deliliğe vuracaksın işi, başka türlüsü mümkün değil.
Yeşim Salkım da kendi gibi olanlardandır mesela. Nettir, dürüsttür.
Son günlerde adı çok geçiyor magazinde... Şimdi de ‘Salkım'ın sevgilisi Ciciş kardeşlerden birine, bir otelde tecavüz etti' iddiasıyla...
'Bilmem hiç de ilgilenmem'
Arayıp sordum kendisine. "Ben defalarca açıklama yaptım, Murat Karabova benim arkadaşım. Birlikte yemeğe de gideriz, eğlenmeye de. Bir restorandan çıkarken belimi tutumuş olabilir, beni eve bırakabilir, evden alabilir... Bizi yan yana görebilirsiniz, göreceksiniz de... Bu, sevgili olduğumuz anlamına gelmiyor. Defalarca söyledim yine söylüyorum: Murat, hiçbir zaman sevgilim olmadı, olmayacak. Bu kadar net."
"Peki nedir bu Ciciş mevzuu" diye de sordum. "Ben bilmem, hiç de ilgilenmem. Kendisine sorun" diyerek konuyu kapattı.
Bir otel odasında Murat Karabova'nın kendisine tecavüz ettiğini söyleyen Ciciş Esra'ya da kötü bir haberim var: Karabova da kendisine iftira davası açıyor. Bak yine midem bulandı...
Gitme kal ne olursun...
Kendi kendime küçülmeye karar verdim. Elimde 1'den fazlaysa ne varsa azaltıyorum. Akıllı telefonumda müzik dinlemek için iTunes uygulaması var zaten. Fizy'den çıkayım o halde dedim, demez olaydım... ‘Üyeliğimi sonlandırmak istiyorum' butonuna basar basmaz bir mesaj çıktı: "Gitme, kal... Demek gitmek istiyorsun L Üyeliğinin son gününe kadar bizi dinlemeye devam edebileceğini biliyorsun. Hatıra olarak sana aşağıdaki listeyi hediye ediyoruz, bizi unutma."
Nasıl asil bir veda... Ardından da "Dinlerken her notasında bizi hatırla" notuyla Türk popunun en güzel ayrılık şarkılarını hediye ettiler bana. Dinle dinle ağla...
Hayır yani, hayatımdaki hiçbir adam şunun yarısı kadar mücadele vermedi arkamdan...
Ağlayarak döndüm
Bırakıp da gider miyim, gidemedim tabii...
Ruh halim mi pek iyi değildi, bilemedim ama "Ben de seni sevgilim" tadında ağlaya ağlaya döndüm geri... Dönmüşken de Fizy'nin ‘canlı konser' özelliğini keşfettim. Şimdiye dek Göksel ve Volkan Konak'ı izleyebildim. Önümüzdeki 3 ayda 30'a yakın sanatçıyla devam edecekmiş bu konser serisi. Buray, Zerrin Özer, Bülent Ortaçgil, Mabel Matiz, Yaşar, Fettah Can, Birsen Tezer ve Cem Adrian'ınkileri büyük bir heyecanla bekliyorum.