Karşısındakini değil kendini yaktı

İki yıl önce Ulus’ta özel bir hastanede, kendi sağlığımın derdindeyim. İstirahat ettiğim bir gün bir odanın kapısı açılıyor dışarıya Berk Oktay ile eşi Merve Şarapçıoğlu çıkıyor. Şarapçıoğlu’nun ayağı sargıda, tekerlekli sandalye ile eşini oradan oraya götüren Oktay komiklikler yapıyor. İkili gülüyor, eğleniyor. İçimden diyorum ki: Ne tatlı bir çift…

Zaman geçiyor, ‘hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değildir’ diyenler bir kez daha haklı çıkıyor. Berk Oktay ve Merve Şarapçıoğlu arasında ne yaşanıyor da ikili boşanma noktasına geliyor orası bilinmez ama sevgilinin-eşinin en uygunsuz fotoğraflarını ve videolarını sosyal medyadan paylaşmak da nedir Allah aşkına?

“Ben değil, hacker yaptı” diyor Şarapçıoğlu ve sonra da nasıl oluyorsa o IP adresi kendisine ait çıkıyor.

Eğer iddia doğru ise ki öyle görünüyor, sormak istiyorum: Bu nasıl bir körleşme, nasıl bir vicdan pörsümesi? İnsanlar intikam uğruna akıllarını mı kaybediyor? Karşındakini yakmaya çalışırken asıl alev alanın kendileri olduğunu hiç mi fark etmiyor!

Hadise, suç duyurusunda bulundu

Hadise’nin annesi kim bilir içinde ne yaşadı nasıl bir çaresizlik hissetti de intihara teşebbüs etti bunu bilmek mümkün değil. Kızlarına hitaben yazdığı veda mektubundan da anlaşılıyor ki, ruhsal olarak sağlıklı günler geçirmiyor.

İnsanlık hali; hepimizin zaman zaman kendimizi itilmiş, yalnız bırakılmış, haksızlığa uğramış hissettiğimiz olmuştur.

Bu işin tek teselli bulunacak yanı, Gülnihal Hanım’ın bugün hayatta olması.

Kendisine de ailesine de büyük geçmiş olsun.

O mektup dışarı nasıl sızdı?

Şimdi olaya başka tarafından bakalım. Gülhihal Hanım’ın ‘en özeli’ belki de hayata döndüğü andan itibaren kızlarının bile görmesini istemeyeceği o mektup basının eline nasıl geçti?

Hadise ve ablası da bu sorunun yanıtını bulmak için o gece evlerine gelen 3 kişilik olay yeri inceleme ekibi hakkında suç duyurusunda bulundu. Ha, belki olay yeri inceleme polisi mektubun fotoğrafını çekip merkeze, belki ilçe asayişe gönderdi de sızıntı oradan oldu, henüz onu bilmiyoruz.

Ancak, bu işin sorumlusu kimse, bulunmalı ve tıpkı Vatan Şaşmaz’ın otel odasındaki görüntülerini çekip dışarıya servis eden polis memuru gibi meslekten ihraç edilmeli.

İşin içinde ünlü bir isim olunca millette etik metik hak getire!

O pizza neden 500 lira?

Çeşme’nin bu sene neyi meşhur derseniz, ‘beach’leri ve iç içe geçmiş eğlencesi… Bodrum’un lahmacunu gibi yaz başından beri de Çeşme’nin de pizzalarını konuşuyoruz. Didem Soydan bile Zio Beach’in 500 liralık pizzasını yemek için kalkmış buraya gitmiş, ötesi var mı!

Bu ‘fiyatıyla ünlü’ pizzanın adı Stella. İçinde buffalo mozzarella, ıstakoz, roka, kiraz domates, enginar ve zeytinyağı, diğer pizza çeşitleri ile arasında da da dağlar kadar fiyat farkı var...

Şöyle söyleyeyim, karidesli pizza 100, modena pizza 80 lira. Ama bizim Stella 500… İnsanların beynini kaynatan sıcağın altında niye bu pizzayı sipariş ettiğini biliyor musunuz? Sadece ‘500 liralık pizzadan yedim’ diyebilmek için.

Eğer bu pizza diğerleri ile aynı fiyatta olsaydı adı bile anılmayacaktı… Bence iyi bir pazarlama tekniği…

Zio’nun denizi buzdan hallice, ben çok severim soğuk deniz, bayıldım. İskender Paydaş ya da Metin Arolat’lı plaj partisine denk gelirseniz kaçırmayın, çok eğlenceli. Ancak, plaj tıklım tıklım. Güneşlenmek için hiç benlik değil…

The Beach Of Momo

The Beach of Momo da bu senenin favorilerinden. Dalyanköy’de geniş bir koy. Ortam şık, sade ve saat 17.00’ye kadar hayli sakin, dinlendirici. 17.00’den sonra beach parti başlıyor. Plaja rezervasyonsuz almıyorlar, haliyle de vıcık vıcık değil. Tam benlik…

Spıaggıa Grande

Gelelim yine bu yılın gözdesi Spiaggia Grande’ye. Hani Kenan Doğulu’nun binlerce kişiyle plaj partisi yaptığı, akşamları ‘Cabaret Grande’ bölümünde Ayta Sözeri, Defne Samyeli gibi isimlerin sahneye çıktığı yer. Deniz, balıkları elinizle besleyebileceğiniz kadar berrak. Bir taraf eğlenenler diğer taraf dinlenenler olarak ikiye ayrılmış. Ben tabii ki dinlence tarafında geçirdim günümü. Ama arada bir de gidip baktım diğer tarafta eğlenen arkadaşlarıma… Mutfağı çok iyi diyeceğim de, artık her yer çok iyi. Bu beach rekabeti en çok mutfaklara yaradı galiba. Gurme değilim, size yemekleri anlatamam ama buraya gittiğinizde bir Leyla ile Mecnun yerin derim. O ne ki diye soruyorsanız, bildiğiniz karpuz-peynir ve sunumu şahane…

Unutmadan, Kenan Doğulu 25 Ağustos’ta burada bir konser daha verecek.

Mert Fırat ile İdil Fırat sosyetik otelde evleniyor

Alaçatı bu sene artık iyice almış başını gitmiş, her yerde ayrı bir eğlence ve hepsi dip dibe… Hangi müzik nereden geliyor, hangi masa hangi restorana ait anlamak mümkün değil…

Kendini o hengameden ayrıştıran Esnaf geçen yıl olduğu gibi bu yıl da herkesin mutlaka uğradığı mekanlardan.

Gazino Sako ile Limon Alaçatı da büyük rağbet görüyor.

Bir de İnsula Otel’in canlı müziği… Benim gittiğim gece sahnede Begüm Obiz vardı. Sahnesine hayran kaldım. Repertuvarında yok yok… Obiz, Murat Boz’un vokalistiymiş meğer.

Bir de kiminle konuşsam dilinde bir The Stay Otel. Şıklığı, güzelliği anlatıla anlatıla bitirilemiyor… Sosyetenin bir numarası olmuş. Mert Fırat ile İdil Fırat da 8 Eylül’de düğünlerini burada yapacak.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR