Malum magazin son yıllarda gazı kaçmış gazoz gibi. Ya da suyu çekilmiş limon gibi de diyebiliriz. Evet evet bu daha doğru bir tabir olur. Bu mesleğin en en güzel günlerini görmüş, yaşamış bir magazin yazarı olarak en sevimsiz, en berbat, en kötü magazin günlerini yaşıyoruz o kadar söyleyeyim size. Hele ki saçma sapan ilkokul çocuklarının dahi artık yapmadığı ilişki sözleşmelerini falan konuşur olduk. Töbe yarabbim sevimsizlik diz boyu.
Ama şükür Eliz Sakuçoğlu, Didem Soydan, Nesrin Cavadzade gibi farklı, kendi gibi olan, hiç kimseden korkmadan özgürce konuşun kadınlar var da biraz magazin konuşuyoruz. En azından düşüncesini özgürce ifade ediyor. Hani "Gına geldi bu televolelerden" dediğiniz dönemler var ya işte o dönemlerin hepsi gerçekti, doğaldı, böyle uydurma kaydırma, saçma hikayeli magazinler yoktu. Sanatçı, gazeteci, muhabir, haberci diyalog halinde yapardı haberlerini. Takip ederdi, günlerce haberin peşinde takip edilirdi. Şimdiki salla gitsin durumu yoktu. Birçok ünlünün o dönemlerini özlediğine adım gibi eminim. Çünkü bu dönem magazin için gerçekten korkunç çirkin ötesi bir dönem.
Arda hişt hişt sakin ol, sinirlerine hakim ol
Arda Turan'a bir haller oldu. Evlendikten sonra "O benim karım bundan sonra dikkatli soru sorun", "Senin kafanı gözünü kırarım" falan. Hişşttt sakin Arda sakin. Dur sana bir haller oldu. Evlilik mi yaramadı? Bir sinirliydin bir kabadayı hallerin vardı iki katına çıktı evlendikten sonra. Evlenen insan lokum gibi olur oysa ki.
Ama bu haller yakışmıyor artık sana. Yeter. Yaptın, geçti, bitti. Artık bundan sonra sevimsizlik boyutuna giriyor ki karşıdan gözüken fotoğraf hiç hoş değil. Sana Sertab Erener'den 'Sakin Ol, sinirlerine hakim ol' şarkısını armağan ediyorum. Belki iyi gelir, ne dersin? Gün boyu dinle bence sen bu şarkıyı bugün.
Aklınızda bulunsun
-Cumartesi gecesi ilk kez Kuruçeşme'deki Toi'ye gittim. Ama yemeğe değil. Sadece barında bir kadeh bir şey içip sonrasında tam aşağısında bulunan İnari'de yemek yiyecektik. Şef İsmet Saz'la sohbet ederken "Bravo açık mutfak ve gram koku yok içeride" dedim. O da bana "Matematik hesabı yaptım bu mutfağı yaparken. Asla koku duyamazsınız" dedi. Gerçekten ilginçti. Yemek yemedim ama listeme aldım. Siz de ilginç bir yer peşindeyseniz aklınızda olsun.
-Son zamanlarda bir canlı müzik sevdası aldı başını gidiyor ama ben zaman zaman DJ peşinde koşanlardanım. Mesela Cenk Çöteli müziği diye bir gerçek vardır. Eminim şu an bu yazıyı okuyan birçok kişi "Evet" diyordur. Ben 'Cenk Çöteli sevenlerdenim', şimdi repertuvarına 'Çukur' ve 'Çukur'daki dizi müziklerini de aldı ki tamamdır. Haftanın 2 günü Nişantaşı Limon'da. Pazar günleri de Albüm'de sadece arabesk çalıyor. Aklınızda olsun.
-MALUM gece insanları finalde illa ki bir şeyler yemeğe gider. Ben de çok uzun süredir gece yemek yemiyordum ama bu kuralımı sağolsunlar arkadaşlar yüzünden bozdum cumartesi gecesi. Yıllar sonra Harbiye Açıkhava'nın oradaki minibüsten köfte dürüm yedim ki of diyorum. Aklınızda olsun, es geçmeyin derim. Bir turşusu var ki aman aman.
İki festivali bekliyorum
1-Alaçatı Ot Festivali'nin bu sene 9'uncusu düzenleniyor. Ben 8'inci kez katılacağım. Her sene "Bu sene gitmeyeceğim" deyip festival günü yaklaştıkça "Hadi ne zaman gidiyoruz?" modeli bir insanım. 5-6-7 Nisan'da.
2-Türkiye'de ilk kez düzenlenecek Sokak Festivali. Küçükçiftlik Park'ta düzenleniyor ki çok heyecanlı ve sabırsızım. Sokak lezzetleri, tatları, Türk ve dünya mutfağından yemekler var ve bir sürü aktivite olacak. Ve tabii Kalben, Jabbar, Gaye Su Akyol, Sattas, Kolektif istanbul gibi bir sürü isim ve grup olacak. 14-15 Nisan'da.