Önceki gün Netflix’te Beyonce’nin 2018 Coachella performansına yakından bir bakış sunan 2 saat 17 dakikalık filmini izledim.

Şimdiye kadar çok belgesel izledim.

Boşuna dünya starı olmuyorlar.

Bunu Beyonce’nin filminde bir kez daha görüyorsunuz.

1-Disiplinliler.

2-Çalışkanlar.

3-Deli gibi çalışıyorlar.

4-Tembel değiller.

5-Sorumluluklarını biliyorlar.

Beyonce ikizlerini dünyaya getirdikten hemen sonra çalışmaya başlıyor. Tabii yeni doğum yapan bir kadın olarak pes ettiği zamanlar oluyor, pes etmek istiyor, kendi içinde boşluğa düşüyor ve bunalıma giriyor.

Ama ne olursa olsun yeniden ayağa kalkıyor.

Bir daha hiç eskisi gibi dans edemeyeceğini bile düşünüyor.

Ama tüm bunları azmiyle, çalışkanlığı ile yeniyor.

Kendi olduğu yerin ve sorumluluğunun çok farkında.

Asla şımarık değil ve naz yapmıyor.

Günlerce, saatlerce hiç durmadan çalışıyor.

Aralarda da ikizlerine bakıyor.

Üstelik bebeklerini dünyaya getirirken ciddi sağlık problemi yaşamış. Ama bunun ardına hemen çalışmaya başlıyor.

99 kilo iken üstelik.

Daha vücudu buna hazır değilken üstelik.

Ama o yılmıyor.

Dans ediyor, çalışıyor çalışıyor ve çalışıyor.

Muhteşem bir gösteri sunuyor.

On binlerin karşısında.

İzledikten sonra bana iki cümleyi kurdurdu.

1-Bizim star'cıklar kendilerini çok çalışıyor, bir şey zannediyorlar ama hayır tembeller ve hiçbir şey değiller.

2-Kadın isterse her türlü zorluğun üzerinden gelir.

Gerçekten inanılmaz bir performans sergiliyor Beyonce. Duyguları, düşünceleri, hazırlanma şekli inanılmaz.

Boşuna dünya starı olmuyorlar. Ve gerçekten çalışmadan hiç bir şey olmuyor.

Beyonce’nin performansı buna en yakın örnek.

Sizi bilmiyorum ama...

-Nusret’in tuz dökme hareketinden...

-İnsanların sosyal medyada ünlülere saldırmaya çalışmasından...

-Özellikle Pınar Altuğ’a laf sokmuş olmak için laf sokan kadınlardan...

-Başka bir kadının açığını ortaya çıkartan kadınlardan...

-Çocuklarını çanta gibi taşıyıp, “Ben anneyim” gösterişi yapan ama çocukları bakıcıların büyüttüğü yapmacık kadınlardan...

-Bir insanı görür görmez “Ne kadar zayıflamışsın” ya da “Ne kadar kilo almışsın” diye direk kilo muhabbeti yapanlardan...

-Sürekli diyet konuşan insanlardan...

-Konuşurken sürekli “Ben ben ben” diyenlerden...

-Kadına “Bayan” diyenlerden...

-İnsandan bahsederken “Adet” diyenden...

-Bitmeyen seçim muhabbetinden...

Fena halde sıkıldım!

Yeni burnunu kutlamamız gereeeeek “Influencer” dediğimiz bir kitle var şu ara çok meşhurlar.Ki zaten kendilerini de acayip meşhur zannediyorlar.Çok ciddi takipçileri var.Hatta birçok firma sadece 'Influencer’lar ile çalışmak istiyor. Tamam hepsi harika. Süper..Çalışsınlar tabii. Ben de gittiğim birçok yerde onları gözlemliyorum.Geçen bir davette 'Influencer' dediklerimizden üç kişinin muhabbeti dikkatimi çekti.Mesela etrafla hiç ilgileri yok. Geliyorlar ürün neyse onu çekiyorlar. Hashtag neyse onu ekliyorlar. Sonra kendi aralarında üç-beş muhabbet hooop gidiyorlar.İşte geçen üç kişi sohbetteler. Aralarından birisi “Canımm yeni burnunu kutlamak gereeeekkk” tadında uzun bir cümle kurdu karşısındakine.Konuşmasını nasıl tarif edeyim. İşte Jet Sosyete’deki Deniz Cengiz’in canlandırdığı İlayda Çıkrıkçıoğlu gibi konuşuyor. Öyle hayal edin.Sonra da “Hadi bye” şekerim dediler birbirlerine ve ayrıldılar.Derin bir muhabbetleri yok.Diğer bir davette yine yedi, sekiz kişiler. Bu sefer farklılar. Onlarda hiç kimse ile muhabbet etmediler.Yine görevlerini yapıp hooop mekandan ayrıldılar.Tamam iyi güzel. Şu anda çok takipçileri var, ciddi para kazanıyor ve firmalar onları istiyor.İyi ama ya sonra.Malumunuz Instagram dünyası son zamanlarda çöküp duruyor. E bu Instagram ile şöhret olan tazecik, gencecik kendilerini şöhret zanneden Influencer’lar sonra ne yapacaklar.Yahu gidin bir tanışın, kendinizi tanıtın. Ya da sadece bir kaç paylaşım ile kalmayın kendinize bir derinlik kazandırın.A tabii ünlü, şöhretli, zengin bir koca bulup ilerde kendi tasarımınızı yaptığınız dükkanlar açabilirsiniz o da kabulümüz ama olayda bir eksiklik var haberiniz ola.Tamamlamak gerek.Yoksa gelecek kocaman bir balon. Gülse Birsel’in kararı Gülse Birsel “Televizyon dünyasına veda ediyorum. Artık başka platformlarda bir şeyler yapacağım ve 45 dakika yapacağım” dedi.Doğru bir karar.Hiç düşünmesin, bir dakika durmasın.Hatta yaz tatili sonrasında hemen başlasın.Çünkü “Jet Sosyete” gibi farklı işlere ihtiyacımız var. Öyle ki, ben ve benim gibi birçok kişi hala “Avrupa Yakası”nın tekrarlarını izliyoruz.Vurdulu, kırdılı, silahlı dizilerden sonra arada ciddi bir nefes oluyor.Gülse Birsel’in dizi dünyasına küsmesinden böyle bir karar alması gerçekten iyidir.