Inception filminde insanların zihinlerine girip bir 'fikir' eken Cobb, beynimin bir köşesinde tarımsal faaliyette bulunuyor ne zamandır. Sabanla sürüp, çapayla alt üst ediyor kafamın için. Ve ufaktan ufaktan organik bir 'gitmek' tohumunu ekiyor uçsuz bucaksız boş, bakir bir alan gibi kafatasımın içinde sallanıp duran beynime. Bu konuda yalnız da değilim üstelik. Son zamanlarda hangi ortama girsem konu dönüp dolaşıp 'gitmeye' geliyor. Adı konmamış bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor 'gitmek' düşüncesi. Benden yanımdakine, ondan diğerine...
Oysa ne nereye gideceğimizi ne de ne zaman gideceğimizi biliyoruz. Dilimizde bir 'gitmek' fiili ile birbirimize gaz verip, havanda su dövüyoruz... 'Gelecek kötü günlerin' korkusuyla bugünü, şimdiyi, şu anı heba ediyoruz elbirliğiyle. Günün sonunda ise Cobb, beynimize ektiği 'gitmek' tohumuna su verirken evlerimize dönüyoruz kös kös...
KIYAMET GÜNÜ LENS TAKILMAZ
Geçenlerde The New Yorker'da 'Süper Zenginlerin Kıymet Günü Hazırlıkları' başlıklı bir yazıya denk geldim. Yüz milyonlarca dolar servete sahip süper zenginler bizim zihnlerimizdeki birçak santimetrekarelik 'gitme' tarlalarının yanına dev 'sanayi şehirleri' kurmuş resmen.
600 milyon dolarlık Reddit'in kurucusu Steve Huffman, 'gelecek kötü günler' için hazırlığa iki yıl önce gözlerinden başlamış mesela. Huffman, "Dünyanın sonu geldiğinde, ya da büyük bir belaya bulaştığımızda kontakt lensler ve gözlükler tam bir baş belası olur. Onlarsız s.çarım..." diye açıklıyor gözlerini lazerle neden çizdirdiğini. San Fransisco'da yaşayan multimilyoner beyfendi deprem ya da büyük volkanik patlamalar sonrasında hayatta kalmak için tüm hazırlıklarını yapmış: "Birkaç tane motosikletim var. Deep Impact filminde insanlar kaçarker trafikte sıkışmıştı. Motosiklet bunun için güzel bir fikir."
OKÇULUK DERSİ ALAN BİLE VAR
Survivalizim,1960'larda 'Soğuk Savaş'ın en sıcak olduğu günlerde ABD'de ortaya çıkmış. Yaşanabilecek büyük çaplı felaketlerden (nükleer savaştan, dünyaya göktaşı çarpmasına kadar envai çeşit) sonra her ne şekilde olursa olsun hayatta kalmayı hedefleyen bu akımın takipçileri arasında bugün Silkon Vadisi'ndeki 'dahilerden', New York'taki zengin borsacılara kadar birçok kişi var.
Biz küçük zavallı dünyamızda, incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden altı üstü bir bavulla 'gelecek kötü günler' için 'gitmeyi' hayal ederken bu beyler işin suyunu çıkarmış durumda. Deposu sürekli dolu helikopterini hazır bulunduranı mı dersiniz, 'Bitcoin' biriktireni mi ararsınız yok yok. Yahoo'nun eski yöneticilerinden Marvin Liao, ne olur ne olmaz diye 'okçuluk' dersi bile almış vahşi doğada hayatta kalabilmek için! Eski Facebook yöneticisi Antonio Garcia Martinez'in Pasifik Okyanusu'nda aldığı adaya jeneratörler ve güneş pilleri ile donatılmış bir ev inşa ettiği ve çok sayıda silah depoladığı söyleniyor.
EN GÖZDE ÜLKE YENİ ZELANDA
2012'de National Geographic Channel'da yayınlanan ve 'b.ktan şeyler başa geldiğinde' hazlıklı olmak için grup kuran Amerikalıları anlatan 'Kıyamet Günü Hazırlıkları' adlı reality şovun ilk bölümünü 4 milyon kişi izlemiş. İlk sezonun sonunda kanalın en poppüler şovu olmuş. Kanalın anketine göre Amerikalıların yüzde 40'ı 'erzak biriktirmenin ya da bomba sığınağı yapmanın' emeklilik için prim ödemekten daha akıllıca olduğunu düşünüyormuş!
ABD'li süper zenginlerin Trump'tan, DEAŞ'tan, Kuzey Kore'den uzak olduğunu düşündükleri için en gözde 'kaçış' yeri ise Yeni Zelanda... Burada araziler alıp kendilerine 'kıyamet kaleleri' yaptırıyorlar...
Konu geçtiğimiz günlerde bizim gazetelerde 'zengin şımarıkların fantazileri' gibisinde küçük haberler olarak çıktı. Ama 'Hayatta kalmacılar'ın (Survivalistler) The New Yorker'daki öyküsü oku oku bitmiyordu doğrusu.
BUGÜNÜ YAŞAMAYI ISKALIYORUZ
Yazıyı okumayı bitirirken 'kıyametten' kaçan süper zenginlerin de ne olacağını kestiremediğimiz 'gelecek kötü günlerden' endişelenip zihnimizde yetiştirdiğimiz 'gitme' fikrinin elinde kıvranıp duran bizlerin de çabasının boş olduğunu düşündüm. İtalya yazar Papini'nin "İnsanlar gelecek günler için yaşarlar, bugünleri gelecek günler için feda ederler" sözleri geldi aklıma.
Bugün için hiçbir şey yapmayıp yarın için ajandamızı bitmek tükenmek bilmez 'yapılacaklar listesi'yle dolduruyoruz.
'Yarının uzak kokusu olmasa bugünün kara ekmeğini yemezdik...' Papini haklı; "İnsanlar; yaşamı ölüm için yitiriyoruz, gerçek olanı imgesel olan için tüketiyoruz..."