9 yıl oldu, annemin mezarına gidemiyorum! Benim için, değil 9 tane 365 gün, 9 dakika bile geçmedi o Allah’ın belası günün üzerinde... Şimdi araya bu kadar yıl, ay, hafta, gün, saat, saniye girdikten sonra sanki o mezara gidersem bütün bu onsuz geçen ‘an’ların altında ezilip kalacağım gibi hissediyorum. İnsanın annesi ölür mü yahu, bence ölmez...


Önceki gün, The Guardian’da, 77 yaşındaki diş hekimi Janet Hock’un vasiyetini okurken nihayet annemin mezarını ziyarete gitmeye karar verdim... Dünyayı sırtlayan zavallı Atlas gibi, onsuz geçen tüm ‘an’ların ağırlığını taşıyabileceğim hissediyorum artık.

“OF NE KADAR DA ÇİRKİN BİR ŞEY”

Diş hekimliğinin yanı sıra deniz aşığı bir profesör olan Hock, iki yıl önce vasiyetini değiştirmiş. Vasiyetine bu dünyadan ayrıldıktan sonra okyanusta bir mercan kayalığının parçası olmak istediğini eklemiş.


Janet Hanım’ın bu isteğinin yerine getirilmesi için yakınlarının o öldüğü zaman cesedini yakıp küllerini ‘mercan resifi topu’ olarak bilinen delikli beton bir topun çimentosuna karıştırmaları gerekiyor. Bu beton top deniz tabanına, mercan kayalıklarının yanına konulacak ve bir süre sonra okyanus dibinde yaşamaya başlayıp, balıklara ev sahipliği yapacak.


Janet Hock, ‘mercan resifi topu’nu ilk gördüğünde “Of ne kadar çirkin” demiş. Sonra, kendi küllerinden yapılan bu topun üzerindeki deliklerin içinden renkli balıkların geçeceğini düşününce mutlu olmuş.

HEM ÇEVRECİ HEM FAYDALI BİR YÖNTEM

Öldükten sonra bir ‘mercan kayası’ olarak denizin dibinde balıklarla yaşama hizmetini ‘Eternal Reefs’ adlı bir yardım kuruluşu sağlıyor. Eternal Reefs, bir süredir ölen insanların küllerinden yapılan ve deniz yaşamına sıfır zararı olan bu beton ‘mercan resifi topları’nı ABD çevrisinde özel düzenlenmiş deniz yataklarına yerleştiriyor. Daha sonra hayatının kaybeden kişilerin ailelerine ve arkadaşlarına sevdikleri kişiyi ziyaret edebilmeleri için ‘mercan resifi topları’nın bulunduğu yerlerin koordinatları veriliyor.


Pandemi döneminde ‘mercan resifi topu’ olarak deniz dibine bırakılmak isteyen kişilerin sayısı 3 kat artmış.


Eternal Reefs yetkilileri, insanların öldükten sonra denize dönme arzusunun binlerce yıl öncesine dayandığını belirtiyor. Antik Roma ve Mısır’da denize gömülen insanlar olduğu, Güney Pasifik’te ölülerin bir sal üzerinde yakılıp denize bırakıldığı, Asya’da ölülerin küllerinin denize savrulması geleneğinin hala var olduğunu belirtiyorlar.


Kendilerinin sunduğu öldükten sonra ‘mercan resifi topu’ olma fikrinin ise çevreci ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan mercan habitatlarını canlandırmaya yönelik olduğunu söylüyorlar.

3 BİNDEN FAZLA İNSAN MERCAN RESİFİ OLDU

Eternal Reefs, bu hizmet için Reef Ball Vakfı ile birlikte çalışıyor. Bir metre yüksekliğinde, iki metre genişliğinde ve 250 kilo ile 1800 kilo arasında değişen ‘mercan resifi topları’nın üzerinde bitkilerin yetişmesi, balıkların yaşaması için pürüzlü bir yüzeyi oluyormuş. Eternal Reefs bugüne kadar 25 farklı bölgede 3 binden fazla insan küllerinin karıştırılmış anıt ‘mercan resifi topu’ yerleştirmiş.


Edinburgh Üniversitesi’nden deniz biyolojisi profesörü Murray Roberts, insan külleri karıştırılmış ‘mercan resifi topları’nın iyi bir fikir olduğunu söylüyor: “Mercanlar bu tarz yapılar üzerinde daha iyi büyür. Ben bu hizmette olumsuz bir şey görmüyorum.”


Roberts, insan küllerini yapay mercan resiflerine dahil etmenin, insanların okyanusa verdiği zararı vurgulamasının yanı sıra resifleri yıkımdan korumaya yardımcı olabileceğini söylüyor: "İnsan kalıntılarını içeren yapay resifleriniz olduğunda, o alan trolle kaplanırsa yaşanacak dehşeti hayal edin!"

YENGEÇLERLE, SÜNGERLERLE YAŞAMAK

Eternal Reefs, Janet Hock gibi öldükten sonra ‘mercan resifi topu’ olmak isteyen insanların 3 bin ila 7 bin 500 dolar arasında bir paraya mal olan resif topları için ödeme yaptıklarını söylüyor. Kendilerini ‘resif yapıcılar’ olarak gördüklerini söyleyen Eternal Reefs'in CEO'su George Frankel, "Bunu bir saygıyla anma yolu olarak görüyoruz" diyor.


Eternal Reefs yöneticilerinden Jim Hustlar ise bir ‘mercan resifi topu’nun 56 balık türünün yanı sıra yengeç, deniz kestanesi, sünger ve mercana ev sahipliği yaptığını belirtiyor. İnsan külleri karıştırılmış ‘mercan resifi topları’ projesi tamamlandığında 16 dönümlük bir alana yayılacak ve bu ‘anıt mezarda’ toplamda 250 bin ‘mercan resif topu’ bulunacak.


Ancak bazı bilim insanlar çok ‘doğa dostu’ görünen bu yöntemin o kadar da masum olmadığını söylüyor. Yardım kuruluşu Natural Death Center’ın müdürü Rosie Inman-Cook, her bir vücut için atmosfere ortalama 400 kg karbondioksit salan ölü yakmanın iyi bir fikir olmadığını belirtiyor: “Kremasyon felakettir!”


Yapay resifler üretilirken, küresel CO2 emisyonlarının yüzde 8'inden sorumlu olan betonu kullanılmasına karşı çıkan Essex Üniversitesi'nde deniz biyoloğu Michael Steinke, “Betonun çevresel maliyeti çok yüksek. Bu açıdan bakılınca, çevreye gerçekten duyarlıysanız, bu (öldükten sonar mercan resifi topu olma) fikir çok da iyi görünmüyor!”

BENİM ANNEM DE ÇİÇEKLERDE YAŞIYOR

Janet Hock, izlediği bir videonun öldükten sonra ‘mercan resifi topu’ olma kararı almasında etkili olduğunu söylüyor: “Bu topların çok kısa bir sürede balıkların evi olması bana çekici geldi...”


9 yıl önce annemi bıraktığımda başucunda üzerinde ismi yazan küçük bir tahta vardı. Bir süre sonra babam özel bir taştan mezar yaptırdı onun için. Yılda birkaç kez mezar üzerinde bakımlar yaptırıyor, çiçekler ekiyor... Şimdi araya bu kadar yıl, ay, hafta, gün, saat, saniye girdikten sonra annemin o çiçeklerde yaşadığını düşünüyorum... Dünyayı sırtlayan zavallı Atlas gibi, onsuz geçen tüm ‘an’ların ağırlığını taşıyabileceğim hissediyorum artık.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR