Böyle saçmalıklar gazeteciliğe başladığım 90’larda olurdu… Kerameti kendinden menkul ünlülerimize ‘Hollywood’dan, ‘Broadway’den övgüler yağardı! Duymadığımız, bilmediğimiz festivallerde sahne alan şarkıcılarımızı dünyaca ünlü müzik prodüktörleri çok beğenir albüm yapmak için ABD’ye İngiltere’ye davet ederdi. O zamanlar internet yoktu, Google’ı kimse duymamıştı. Basınımızın ‘amiral gemileri’nin tayfaları ne yazarsa öylece kabul ederdik. Öyle ya koca koca gazeteciler ‘yalan’ söyleyecek değildi ya! Sadece biz faniler dünyayı takip edemiyorduk; onlar bizim adımıza ‘sanatçılarımız’ın dünya çapındaki ‘başarıları’nı bizlere duyuruyorlardı. Bizim de göğsümüz kabarıyordu…


Yıllar geçti, devir değişti. Dünya 3-inç’lik ekranlar aracılığıyla avuçlarımızın içine sığar oldu!


İstisnalar hariç, ünlülerimizin ‘muhteşem’ eserlerinin dünya çapında kimsenin umurunda olmadığını gördük! Ne Hollywood peşlerindeydi ne Broadway… Şarkıcılarımızın sesinin yurtdışında o kadar da ‘gür’ çıkmadığını gördük.


Basınımızın ‘Amiral Gemileri’nin olmayan ‘başarıları’ ballandıra ballandıran anlatıp bizlere yedirdiği günler artık çok geride kaldı diye düşünüyordum ki Hürriyet’in 1. Sayfasında manşet yanında, iki sütuna, iki fotoğraflı, ‘Hollywood’un en iyisi’ başlıklı haberi görene kadar!


Yıl 2022 ‘olmayan bir başarıyı’ bu şekilde haber yapamazlar diye düşündüm önce, sonra eski, kötü anılar dürttü beni ve bir zamanların Didem Erol’u günümüzün Serah Henesey’inin ABD’de ‘haftanın en beğenilen yapımı olan’ filmi ‘The Surprise Visit’ için yazılanlara bir bakayım da koltuklarım kabarsın dedim… Sonuçta senaristi, yapımcısı, başrol oyuncusu Türkiye’den olan bir filmin ‘Hollywood’un en iyisi’ olması her gün rastlanan bir şey değildi.

THE ROTTEN TOMATOES’TA FİLMLE İLGİLİ ELEŞTİRİ BİLE YOK!

Virgina’da geçen ve gerçek bir soygun olayından uyarlanan filmle ilgili bilgi almak için IMDB’ye baktım hemen! ‘Hollywood’un en iyisi’ olan Didem Erol’un filmi için IMDB’nin notu 10 üzerinden 5.5’tu!


Üst Akıl’ın bir oyunudur diye düşünüp filmle ilgili eleştirmenlerin ne dediğine bakayım dedim… Onlar işin profesyoneli olduğu için Hürriyet’in ‘Hollywood’un en iyisi’ dediği filmin hakkını vermiş olmalıydılar. 8 eleştiri yazısından biri filmi izlememiş sadece tanıtımını yazmış. Birisi, “Sinemaya kadar gitmektense evde oturup izlenmelik” demiş ‘The Surprise Visit’ için. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi emin olamadım. Bir diğeri ‘Orijinal olmasa da güzel bir gerilim filmi örneği’ değerlendirmesinde bulunmuş. Bir diğeri filmin tek sürprizinin ‘yılın en kötüleri listesi’ne şimdiden girmiş olması olduğunu söylemiş.


Dünyanın dörtbir yanında çekilen tüm filmleri ‘taze’ ya da ‘çürük’ olarak değerlendiren The Rotten Tomatoes sitesi ‘Hollywood’un en iyisi’ The Surprise Visit’i görmemiş! Buradaki ‘görmemiş’ kelimenin tam anlamıyla görmemiş. Ne bir eleştirmen ne de seyirci yorumu var filmle ilgili!


Filmlerin gişe başarılarını takip edebileceğiniz Boxoffice Mojo sitesinde ise 14 Ocak’ta vizyona giren filmin ABD’de kazandığı hasılat yok! Burada filmin ABD’de bazı dijital platformlarda da izlenebildiğini belirteyim…


Hürriyet’in Paul Thomas Anderson’un ‘Licorice Pizza’ı, Steven Spielberg’in ‘West Side Story’si, Guillerme del Toro’nun ‘Nightmare Alley’i gibi filmlerle aynı günlerde seyirciyle buluşan ‘The Surprise Visit’ için ‘Hollywood’un en iyisi’ başlığını dayandırdığı The Washington Post’un haberine gelirsek…


Michael O’Sullivan’ın hazırladığı "Bu hafta yayınlanan yeni filmler: ‘Brazen’, ‘Sex Apeal’ and more..” başlıklı haberin en sonunda ‘The Surprise Visit’ de yer alıyor. Filmin konusunu yazdıktan sonra kendi görüşü olarak değil Film Therat sitesinin ‘harika sinematografi’ ve ‘ölümcül bir saklambaç oyunu’ olarak değerlendirdiğini belirtiyor. Kısa tanıtım metnini ise ‘unrated’ diye bitiriyor. Yani Hürriyet’in “haftanın en beğenilen yapımı oldu”, ‘övgüler yağdı’ dediği filmi Washington Post ‘puanlamamış’ bile!

OLDUĞU GİBİ GÖRÜNMEYEN GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLMAYAN HABER

Farkındayım bırakın her günü, neredeyse her saat başı başka bir olayın gündem olduğu ülkemizde böyle bir magazin haberinin peşine düşmek tam bir ‘First World Problem’ gibi görünebilir. Bazılarınız “Hay ben senin derdini seveyim” de diyebilirsiniz, haklısınızdır da ancak bu küçük haberdeki saçmalık tam da içinden geçtiğimiz dönemi yansıtıyor bence! Olmayan ‘başarılar’ın abartılı şekilde büyütüldüğü, küçücük bir ilerlemenin dünyayı kıskandırdığı yanılsamasıyla kendi kendimizi kandırdığımız şu günlerde Hollywood’un yüzde 90’nının haberinin bile olmadığı bir filmi sırf bir dönem Türkiye’de oyunculuk yapmış Didem Erol işin içinde diye ‘Hollywood’un en iyisi’ diye 1. Sayfa manşet yanından vermek en akla ziyan fantastik-bilim kurgu filmlerinden bile daha fantastik-bilim kurgu bir durum. ‘Olduğu gibi görünmeyen, göründüğü gibi olmayan’ bu haber gibi haberlerin çook gerilerde kaldığını sanıyordum. Ama maalesef vasatlık ‘Yekpare geniş bir an’ gibi hiçbir yere gitmiyormuş ve biz sürekli bu hiçbir yere gitmeyen 'an'ı yaşıyoruz, yazık!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR