"Ne varmış Dubai’de bekârlığa vedada! Türkiye’nin suyu mu çıkmış yani? Candır ama onların onca şehit varken başka ülkelerde partiler yapması falan da garip. Hep ölüm biz fakirler yurdum insanına mı biraz da zenginlerin canı yansın, sanki bizlerin acısı bunların umrunda mı da bizlerin umrunda olacak!”

Kötülük nedir?

Yüzlerce, binlerce değişik tanımı yapılabilir. İşte yukarıdaki şu satırlar da bütün o tanımlardan biri olabilir: Kötülük budur! Bir kazada hayatını kaybeden 11 insanın arkasından ‘sosyal medya’ya girip yukarıdaki satırları ‘kusmaktır’ kötülük...


Böyle bir acının üstüne, yemeden içmeden, işini gücünü bırakıp bütün o kelimeleri aklından geçirebilmektir ‘saf kötülük!’ Kaza haberinden dakikalar sonra ‘sosyal medya’ hesabına girip “Mina Başaran adlı kadın da ölenlerden biri sanırsam. Instagram hesabına baktım da güzel hayat yaşamış. Milyarlarca insanın yaşamadığı hayatı yaşamış. Sırf soyadı


Başaran diye. Neyse sonuç olarak ‘güzel’ hayat yaşamış. Sonu da zenginlere yaraşır şekilde olmuş. Kaç kişi özel jette ölür ki!” diye yazmak, yazabilmektir kötülük...


Kaç kişinin ‘insanlığı’ sosyal medyada ölür ki! Dev bir ‘insanlık’ mezarlığına döndü ‘sosyal medya’! Herkesin bir diğerinin acısı üzerinde ‘mutlulukla tepindiği’ dev bir mezarlık...

KOMPLO CANAVARLARI

“Biz ne zaman bu kadar kötü olduk?” diye ‘boş’ bir soruya verebileceğim tek cevap, “Biz hep böyleymişiz...” olur! Böyle büyük trajediler insanların ‘kara kutuları’nı açıyor.

Sanki bir lağım patlıyor! Önceki akşam sosyal medyada kazanın ardından yazılanları okurken o ‘kara kutular’dan toplumun orta yerine tonlarca ‘kötülük’ döküldüğünü gördüm.


“Rota neden İran üzerinden çizilmişti, bence biraz düşündürücü, İran’ın uçağı düşürdüğünü düşünüyorum... Sabotaj bu demedi demeyin” diye ‘büyük resmi’ gören ‘komplo canavarları’nı mı ararsınız, “Bir bekârlığa veda saçmalığı yüzünden 11 can gitti” diye ‘saçmalayanı’ mı, herkes oradaydı... “Araplar sevmiyor bizi... Sosyetelere sesleniyorum gitmeyin, Arap ülkelerine...” diye atarlanan da “Işıklar içinde uyu” diyene “Ne ışığı kardeş, kız vefat etmiş, rahmet dileyeceğin yerde sen ışıklardan bahsediyorsun...” diye


çemkiren de... ‘İran’da da düşen Türk jetinden dram çıktı’ başlığındaki ‘dram’ın ne olduğunu anlamayan ‘mal’larla, tam öldü diye rahmet okuyacakken “Nur içinde yat Berkin Elvan” paylaşımını görüp vazgeçen ‘kalpsizler’in kol kola dolaştığı bir cehennemin orta yerinde kendi kendime “Bu kötülüğün nedeni kalpsizlik mi beyinsizlik mi?” diye sorup durdum bütün gece...

BEYNİNİZİ KULLANIN!

11 insanın hayatını kaybettiği böyle bir kazanın ardından ‘beyinlerin’den parmaklarına ‘kötülük’ akan ‘yaratıkların’ haberi yoktur belki bu hafta Dünya Beyin Haftası! İnsanlar hem kendi gelişimleri hem içinde yaşadıkları ülkenin gelişimi için beyinlerini daha etkin ve faydalı kullansınlar diye dünyanın dört bir yanında çeşitli etkinlikler düzenleniyor.


“Beyin adlı bir organımız var. Düşünmeye yarıyor...” diye farkındalık yaratmak için insanlar seferber oluyor... Beyinlerindeki milyarlarca hücrenin ürettiği ‘elektrik sinyalleri’ kalplerine ‘kötülük’ olarak dolan, 11 insanın acısı üzerinde pervasızca tepinen insan müsveddelerine çağrımdır: “Beyin diye bir organınız var...” Mevzubahis kötülük olunca ‘yüzde 100 kapasiteyle’ çalışan beyinlerinizin kıvrımları arasında ‘iyiliğe’, ‘sevgiye’ de yer açın biraz... İçinizdeki ‘kötülük’le, ‘sevmediğiniz’ herkese cehennemden yer beğenirken Salinger’ın “Cehennem sevememekten ötürü acı çekmektir” sözünü hatırlayın...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR