O kadar çok taksici hikayesi duyuyorum ki etrafımdan Luc Besson’ın Paris sokaklarını birbirine katan efsanevi ‘Taksi’ serisinin neden İstanbul’da çekilemediğine şaşıp kalıyorum. Sosyal medyada anlatılan taksici hikayelerinden bir senaryo yazılsa Yeşilçam’ın en nadide ‘fantastik-bilimkurgu’ filmlerinden biri ortaya çıkar diye düşünüyorum.

Adana’dan 2 gün önce İstanbul’a gelip taksiciliğe başlayan ve Beşiktaş’tan Taksim’e nasıl gideceğini bilmeyen delikanlının ya da Taksimetreyi açarken daha ilk cümlesi “Ayık kafayla bu İstanbul trafiği çekilmiyor!” olan taksici esnafı kardeşimin anlattıklarını Allen Ginsberg ya da William S. Burroughs yazsa Beat Kuşağı’nın referans kitabı olur; o derece yani!

Taksim, Sultanahmet civarında Türkçe konuşarak taksi çevirmenin imkansız hale geldiği şu günlerde İstanbul’da herhangi bir taksinin kapısından içeri girdiğiniz an bir Narnia’ya, bir Hogwarts’a, bir Neverland’a, bir Orta Dünya’ya geçmiş gibi oluyorsunuz resmen!

KITALARARASI PARA TRAFİĞİ

Avrupa yakasından Asya’ya geçişte "Kıta değiştirdik" diye turist yolcusundan 50 Euro ayak bastı parası alan mı desem, yabancı müşterisinin verdiği parayı kaşla göz arası sahtesiyle değiştirip, “Bu sahte” diye geri vererek ekstra para alanı mı anlatsam... Sultanahmet’ten Taksim’e Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinden gelen ‘janti taksicimizin’ ‘Kirli Çürük Adi’nin sevimli ‘üçkağatçısı’ Freddy Benson’dan ne eksiği var Allah aşkına söyleyin bana...

Dikiz aynasından kestiği kıza “Sizin yıldızınız sönmüş” deyip yükselenli alçalanlı burç muhabbeti açıp doğum saatinden yıldız haritasını çıkaran da var, “Sakla samanı gelir zamanı” diye muhabbete girip “Buradaki saman saman değil aslında” diye atasözü ‘şerh’ eden de... Yerseniz!

Taksicilerle ilgili anlatılacak bütün acayip şeyleri duydum diyordum ki dün Twitter’da sevgili Şahika’nın ( @mojobeton ) başına gelen ‘nefis’ dolandırıcılık öyküsünü anlatana kadar...

İŞTE O ÖYKÜ

“1-2 ay önce sabah taksiye bindim işe giderken. Sürücünün telefonu çalıyor; veryansın ediyor. ‘Kesmeyin elektriği kardeşim kış geldi, kaza geçirdim aylarca çalışamadım...’ Falan diyor ölecek üzüntüden, elleri titriyor falan...

Ben acayip üzüldüm, ‘Kaç yaşında adam nelerle uğraşıyor’ diye telefonu çaldı tekrar. Karısı arıyor ‘Sen de ağlama üzülme arabada yolcu var’ dedi. Benden sigara içmek için izin istedi gözler kıpkırmızı. Ben kahrımdan ölücem usul usul ağlıyorum arka koltukta...

Taksiden inerken taksimetrede yazandan daha büyükçe bir para çıkarıp ‘Üstünü almayacağım kabul ederseniz’ dedim. Ofise girdim, gözümün yaşı durmuyor. Ben de anlamıyorum niye bu kadar ağlıyorum ama çok üzüldüm.

Bu olayın üstünden 2 ay geçti; bu sabah koştur koştur tekrar bir taksiye bindim. Sürücü de tanıdık geliyor. ‘Herhâlde daha önce de denk geldik’ diye geçirdim içimden…

Sonra telefonu çaldı ve baaam! Aynı hikaye tekrar dönüyor, sitemler ediyor ‘Kesmeyin kardeşim’ diyor, yine aynı cümleler. Arada ‘Doğalgazı da kestiler, çocuk evde hastayı’ da sıkıştırdı. Ben duyduklarıma inanamıyorum.

Sonra yine telefon çaldı, yine karısıyla konuşuyor, yine ‘Üzülme’ falan diyor. Ben şaşkın ördek gibi dinliyorum n’oluyor diye. ‘Ben buna mı ağladım saatlerce’ diyorum kendi kendime...

İneceğim yere geldik. Para uzattım bu kez de para üstü çıkaramıyor, ‘Kardeş helal et’ falan diyor. İşte o an şalterler attı. Adama yardırmaya başladım. Şimdi de şikayet edeceğim.”

KİRLİ, ÇÜRÜK VE ADİ

Yolcusunu gideceği yere ‘dolandırarak’ götüren taksiciyi biliyorduk bir tek ‘yolcusu’nu acıklı öyküleriyle alenen ‘dolandıran’ taksiciler eksikti o da tamam olmuş!

Şahika’nın Twitter’a yazdığı mesajın altına gelen yorumlardan daha birçok insanın bu şekilde taksiciler tarafından dolandırıldığı anlaşılıyor.

İstanbul’da 50 bin civarındaki taksicinin hepsini bu dolandırıcılarla bir tutmak da yanlış. Ama bu bir avuç ‘kirli, çürük ve adi’ adam yüzünden bir meslek grubu toptan yargılanıyor maalesef!

Cebinde ehliyeti olan herkesin direksiyon başına geçip ‘taksici’ olabildiği bir ülkede ‘taksicilik’ konusunda bir standart beklemek saçmalığın daniskası!

Ne diyeyim hayaller Aksaya Durağı’ndan dürüst pehlivan Osman Aga ancak gerçekler üçkâğıtçı Sinan!